Welcome, Guest
You have to register before you can post on our site.

Username
  

Password
  





Forum Statistics
» Members: 27
» Latest member: Fahriye
» Forum threads: 5,221
» Forum posts: 5,715

Full Statistics

 
RasitTunca-2 Şeytanın Gözlükleri (Kar©glanin 4 Eylül 2017 Vaazi)
Posted by: RasitTunca - 05-27-2018, 11:56 AM - Forum: 2017 Tasavvuf Sohbetleri Arşivi - No Replies


Şeytanın Gözlükleri

(Kar©glanin 4 Eylül 2017 Vaazi)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَاسْتَفْزِزْ مَنِ اسْتَطَعْتَ مِنْهُمْ بِصَوْتِكَ وَأَجْلِبْ عَلَيْهِم بِخَيْلِكَ وَرَجِلِكَ وَشَارِكْهُمْ فِي الأَمْوَالِ وَالأَوْلادِ وَعِدْهُمْ وَمَا يَعِدُهُمُ الشَّيْطَانُ إِلاَّ غُرُورًا

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Vestefziz menisteta’te minhum bi savtike ve eclib aleyhim bi haylike ve racilike ve şârikhum fîl emvâli vel evlâdi vaıdhum, ve mâ yaiduhumuş şeytânu illâ gurûrâ.

Meali :

Ve onlardan güç yetirdiklerini, sesinle aldat. Atlıların ve yayalarınla onların üzerine yürü. Onların mallarına ve evlatlarına ortak ol. Onlara vaadlerde bulun.” Hâlbuki şeytan onlara aldatmadan başka bir şey va’detmez.

Sadakallahul Aziym İSRA Suresi 64. ayet


---oOo---

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

Dün gece rüyamda acaib şeyler gördüm. Ümmetimden bir kimse gördüm ki, azab melekleri onu kuşatmışlardı da abdesti gelib, onu içinde bulunduğu bu istenmiyen halden kurtardı. Gene bir kimse gördüm ki kabir onu sıkıyordu. Namazı ona geldi ve onu kabir azabından kurtardı. Gene bir kimseye şeytanların musallat olduğunu gördüm. Zikrullahı ona geldi ve şeytanın tasallutundan onu kurtardı. (Şeytanın tasallutu yürek sıkıntısından anlaşılır) Gene ümmetimden bir kimse gördüm ki susuzluktan dili çıkmıştı. Ramazan orucu geldi onu suvardı. Yine bir recul gördüm, kendisini zulmet sarmıştı. Haccı ve umresi geldi ve onu o karanlıklardan çıkardı. Birini de gördüm. Melekül Mevt ruhunu kabz etmek için ona gelmişti. Anasına, babasına yaptığı iyilikler gelip o meleğe karşı çıktı ve geri çevirdi. Bir recul de görüm. "müslamanlarla konuşayım" diyor amma konuşturmuyorlardı. Buna da sılai rahmi gelip "Bu adam akrabasına giderdi" diyerek şefaat etti. Onlarla konuştu ve beraber oldu. Birini de gördüm, Peygamberlerin yanına gitmek istiyor, halka halka kovuyorlar onu. Onu da cünüplükten korkar olması (gusül abdesti) geldi de aldı, onu da yanıma oruttu. Bir recul de gördüm, ateşin şiddetinden eliyle korunmak istiyordu. Sadakası geldi de başı üzerinde gölge yaptı ve yüzüne perde oldu. Birini de gördüm, zebaniler kendisini almaya gelmişti. Yaptığı emri bil maruf, nehyi anil münkeri geldi de kendisini kurtardı. Bir recul de gördüm, ateşe atılmış (Allah korkusundan döktüğü) göz yaşları geldi de onu Cehennemden kurtardı. Birini de gördüm, defterini solundan veriliyor. Allah korkusu geldi, onu kurtardı ve defterini sağa aldı. Terazisi hafif gelen bir kimse gördüm. Kendinden evvel ölen çocukları gelip mizanını ağırlaştırdı. Cehennemin kenarında bir adam gördüm, onu da oradan Allah korkusu kurtardı. Birini de gördüm, hurma sazı gibi titriyordu. Allah'a hüsnü zannı geldi ve titremesi durdu. Sırat köprüsünde düşe kalka giden birini gördüm. Onu da selatı selamı gelip kurtardı ve sıratı geçene kadar doğrulttu. Biriside Cennetin kapısına kadar geldi fakat kapılar kapanıyordu. Onu da Kelimei Şehadeti gelip Cennete koydu.

( Hadis-i Şerif , Ramuz el Ehadis - Abdurrahman)

"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

Yolculugumuza başliyoruz :

Muhyiddin ibn Arabi'nin Şeceretü'l-kevn isimli eserinde gecen "Şeytanın Hileleri " başlığıyla şöyle bir rivayet nakledilir

İbn-i Abbas (R.A.) Hazretleri'nden naklen Muaz b. Cebel rivâyet ediyor.

“Bir gün Resûlullah (S.A.V.) ile beraberdik. Ensârdan birinin evine toplanmıştık... Tam bir cemaat olmuştuk.

Ev sahibi:

“İçeridekiler... Eve girmem için bana izin verir misiniz? Benim sizden bir dileğim var, görülecek bir işim var... ”

Bunun üzerine, herkes Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz'in yüzüne bakmaya başladı. Orada ve her zaman büyük O'ydu. İzin Ondan çıkacaktı...

Resûlullah (S.A.V.) efendimiz duruma vâkıf oldu ve:

«Bu seslenen kimdir, bilir misiniz?»

buyurdu. Biz hep birden şöyle dedik:

“En iyi bilen Allah ve Resûlüdür.”

Bunun üzerine Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz:

“O, lâin iblistir. Şeytandır. Allah'ın lâneti onun üzerine olsun...”

Buyurunca hemen Hz. Ömer:

“Ya Resûlâllah, bana izin veriniz, onu öldüreyim.” dedi.

.................

Hadis uzunca bir yer aldığı için hadisin tamamini buraya eklemek istemedim ve hadisin devamini

Sayfamizin Hadisler sünnetler bölümünden "Muhyiddin ibn Arabi'nin Şeceretü'l-kevn isimli eserinde gecen " Şeytanın Hileleri "
başlıklı konudan okuyabilirsiniz

Şeytan, insanı yoldan çıkarmak için birçok hileye başvurur. Bu hile ve desiselerin en mühimlerinden bazıları şunlardır:

1. Şehvet ve öfke;
bunlar şeytanın insana tesir etme yollarının en büyükleridir. Bu sebepledir ki, hadis-i şerifte:

    “Şeytan kanın bedende cereyanı gibi insan vücuduna hulul eder. Onun yollarını açlıkla (oruçla) daraltınız.”

buyurulmuştur. Çünkü şeytanın insana en büyük hulul yolu şehvettir. Açlık ise şehveti kırar.

2. Hased ve hırs: hırslı insan, hakkı görmekten kör ve hakikatı duymaktan sağır olur.

3. Tama;
şeytan insana tama ettiği şeyleri çeşitli riya ve hilelerle sevdirir. Öyle ki, âdeta tama ettiği şey, insanın mabudu olur.

4. Acelecilik; acele anında insan düşünmeye fırsat bulamaz. Şeytan da bu anda ona vesvese verebilir.

5. Cimrilik ve yoksulluk korkusu;
bu korku, insanı infaktan alıkoyar ve mal yığmaya davet eder.

6. Şeytanın kalbe nüfuz ettiği kapılarından biri de dine hizmette mezhep ve meşreb taassubudur. Böylece onu, kendi mezhep ve meşrebinde olmayanlara karşı kin tutmaya, onları küçümsemeye ve hakaretle bakmaya sevkeder. Bu hâl çok tehlikelidir. Fasıklar gibi, abidleri de helake götürür. İnsanları hakir görüp onlarda kusur aramak kötü bir haslettir. Fakat şeytan bu kötü hasletleri dine hizmet perdesi altında insana hoş gösterir ve yerleştirir. Kişi bu hareketiyle din namına bir gayret sarf ettiğini sanarak kendisinde sevinç ve neş'e hisseder. Halbuki o, tamamen şeytanın tuzağına düşmüştür.

7. Şeytanın aldatma yollarından biri de, kulu insanlar arasındaki mezhep, meşreb ve görüş ihtilafları ile ve bu husustaki dedikodularla, lüzumsuz işlerle meşgul etmesidir.

8. Şeytanın kalbe giriş kapılarından biri de cehalet ve gafletleri veya günahlara dalmaları sebebiyle akılları darlaşan, muhakemeleri kıtlaşan bazı kimseleri, akıllarının almayacağı imani meseleler üzerinde düşünmeye sevkedip, şüpheye düşürmesidir.

9. Suizan; kim bir insan hakkında kötü düşünmeye başlarsa, şeytan bu kimseyi o adamın aleyhinde gıybet etmeye sevkeder. Yahut o adamın hakkına riayet ettirmez. Ona hakaret gözüyle baktırır.

-------------

VEDFEA DUAMIZIN TEViLi

Zikirlerimizden birisi olan vedfea duamizdaki "Allahim Bizden falanca kötü kimselerin falanca kötü hasletini uzaklaştır" Diye yaptgimiz duamizdaki bir kac satiri ele alirsak

"
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim.
Allahümme vedfeana küfrel kafiriyn,
Allahümme vedfeana şirkel müşrikiyn,
Allahümme vedfeana nifakel münafikiyn,
Allahümme vedfeana hasedel hasidiyn,
Allahümme vedfeana fıskel fasıkıyn,
Allahümme vedfeana hıyanetel hainiyn,
Allahümme vedfeana kezibel kazibiyn,
Allahümme vedfeana ifsadel müfsidiyn,
Allahümme vedfeana israfel müsrifiyn,
.......
.....
"



şeytan aleyhillane bir gözlük takar zayif kullara küfür gözlügü, onun gözlügü ile bakinca, insan allah muhafaza, allahi kitabi peygamberi dini inkar etmeye başlar, o yüzden işde şeytanin bu silahi olan küfür gözlügünden korunmak için
"Allahümme vedfeana küfrel kafiriyn,"
diye zikrederiz
şeytan yine bir gözlük daha takar ki, onun ismi ve görevi, şirk gözlügüdür ve onu takdigi insan, herşeyi ciftlendirmeye başlar, ve sonunda Allah muhafaza, Allah herşeyi yarattida Allahi kim yaratti fikrine kapilir, ve Allah a eş ortak koşma durumuna düşer, ve Allah a eşler ortaklar bulmaya başlar, ve şirk koşar, haşa firavun gibi  tanriliga kalkar sonundada.
bu gözlügündende korunmak için
"Allahümme vedfeana şirkel müşrikiyn," diye zikrederiz

şeytan aleyhillane, yine bazi kullara öyle bir gözlük takarki, o gözlük ile bakan kullar, onda varda bende niye yok sorusunu sorar, ona o gözlük, ne görse, neye baksa, onda varda ondan sende niye yok sorusunu sorar, oda hased etmiye başlar, ve bende yoksa ondada olmasin o zaman diye, onun elindekini dökmeye düşürmeye almaya calmaya ugraşir, ve hased duygusu ile dolar, ici dişi böyle kullarin, yine bu gözlükdende Allaha  siginmak için işde biz

"Allahümme vedfeana hasedel hasidiyn," diye zikrederiz.

yine şeytan aleyhillane bir gözlük takar, insanlar o gözlük ile onlar, eksik gedik aramaya başlar, onun zayif tarafi ne, nerden bunu yikar deviririm, bunun zayif tarafi ne, bunu nasil deviririm, yani judocu olur cikar, onunla bununla güreş tutturur adamlara, yani onun eksigini arayan, bunun eksigini arayan,  ve dünyada böyleleri bozgunculuk cikaranlardir, onun bacagina celme, bunun boynunu bürme, berikinin kolunu kirma, yani işde dünyayi kaos ve cikmaza sokan insanlar, münafiklar iki yüzlü kimseler, sana dost görünür, ve senin zayif noktani ögrenir, ve seni o noktadan vurup yikmayi planlar, yani ayni uzun sacli adam samson un karisinin, uzun sacli adama gücünü nerden aldigini söylettigi gibi, firsatini bulup öttürür onu, sonra o ögrendigi ile, ona karşi savaşip, onu yenmeye calişir, amma işde o uzun sacli adam, Allah a yalvarmiş, ben dilimi tutamadim sirrimi öttüm, bagişla, eski gücümü geri ver Allahim diye yalvarip ,eski gücünü kazanmişdir, ve o arenyi kafirlrin başina yikmiş, yani ve mekeru vemekerallahu... ayeti ile tahakkuk eden, Allahin adaleti, haksiz tarafi kesecekdir elbet, böyle münafiklara karşida yine onun için
hem ve mekeru zikiri
"ve mekeru ve mekerallahu, vallahu hayrul makirin" okuruz.
hemde
"Allahümme vedfeana nifakel münafikiyn," okuruz

şeytan aleyhillane yine bir gözlük takarki, o gözlük ile bakan herşeyin yaninda duran şeytanin sesini duymaya başlar, vesvas şeytani, veya hannes şeytanidir o ki, o şeytan iki arkadaşin arasini, evli kari kocanin  arasini, anne evlat arasini, baba evlatin arasini acmak için, vesves verir, ve icine bir kurt atar,  erkek kadini kiskanir, acaba yanlişmi yapti, aldatiyormu beni diye, yine anne ile evlat arasina, annen mehmeti cok seviyor, seni sevmiyor der, anne ile evlat arasi acilir, annesine vesves verir, bu sefer mehmet oglun seni cok seviyor, öbürleri sevmiyor, o sözünü tutuyor der, ve anne evlat kayirmaciligi yapmaya başlar. yine babada böyle, yine milletler arasina fitne fucur sokar, birbine kişkirtir, bu  gözlükde, fisk fucur gözlügüdür, ondanda korunmak için derizki

"Allahümme vedfeana fıskel fasıkıyn," yani fasiklarin fiski fucurunu bizden uzak eyle demekdir, yani bozguncularin şerrinden korunmak için zikredeizt bunuda

yine zikirlerimizden biride

"Allahümme vedfeana hıyanetel hainiyn," zikiridir, yani şeytan bazilarina böyle bir gözlük takar ki, onlarda baktiklarina düşmanca hainlikle bakarlar, ve bu hainler senin yanina dost gibi varip, seni hain bakişlarla inceleyip, senin sirlarini ögrenir, ve fakat bunlari kendi düşmanliklarini belli etmemek için, sirrini gidip senin düşmanina ifşa ederki, onun yerine senin düşmanin. sana düşmanlik edip, tuzak kuruversin diye,  ya kendi gücü yetmeyecedkdir buna, ydada haala sana dost gözükmek için, sana belli etmez, yani koyun postu giymiş kurtlar misalidir bunlar. işda bunlara karşida,  başda dedigimiz gibi

"Allahümme vedfeana hıyanetel hainiyn,"diye zikrederiz.

vedfea zikirimizdeki diger zikirlerde, yine şeytan aleyhillanenin, insanlari kandirmak için takdigi gözlükler sebebiyle, işde iyi şeylerin  kötü taraflarini görürler, ve bizde onlarin şerrinin bizlerden uzak olmasi için bu "vedfea" zikirimizi cekeriz.

----------------

YAZ KIŞ ve iLKBAHAR ve SONBAHAR DÖNENCELERi

insan simetri halinde halkolmuştur, ve sag el ve, saga taraf yani yemani tarafi, ve sol el ve şimal tarafi, ve kuitup yildizna biz derizki, şimal yildizi, yani insanin solu kutup yildizi tarafi olur o zaman, yani karanlik ve en derine dogru, öyle olunca, eger insan  güzel ahlaklar ile ahlaklanipda sag tarafa, zikri yemaniye dogru yönelirse,  güneşe ve iyilige aydinliga olgunluga erginlige dogru yönelir, eger sol tarafina ve zikri şimale dogru yönelirse, kainatin derinine ve dibe dogru yönelmiş olur, karanlik  ve soguk ve kiş. işde mevsim sonbahar ve zikirdeki yönümüz artik şimal ve soguga kişa dogru olmali, ve  daha önce demişdik, artik yavaş yavaş günler kisaldikca, vakit daralmaya başlar, ve iş güc derken, namazlar bir bir kacmaya başlar, ve 30 vakit namaz kacirinca, sonbahar girmiş olur dedik ya, yani artik 30 vakit tamam oldu, ve sonbahara girdik, ve artik yavaş yavaş insan bazen kötü şeylerde yapabilir, günahlarda işler, amma ardina tevbe etmek şarti ile, ve öyle olunca artik sevap kefesi hafif yukari cikmaya başlar, ve günah kefesi yanlişlar ve hatalar ile dolmaya agir gelmeye başlayinca, artik sevaplar azalir, ve karanlik ve soguk vakti gelir, ve  dünya tesbihdeki gibi yukardan aşagi döndügü için, sagdan sola degil, yukardan aşagi, ve öyle olunca  kuzey kutbu sonbahar ve kişa yol alirken,, bu sefer alt yüz ise, bahar yaz mevsimi olcakdir. halbuki eger güneşden uzaklaşinca kiş mevsimi oluyor ise eger, o zaman alt küre de uzaklaşiyor olmali degilmi, o zaman alt küre nasil oluyrda sicak ve yaz oluyor demek yokmu ,o zaman dünya yuvarlak falan degil tezi ortaya cikar, cünkü dünyanin bütünü uzaklaşmasi lazimki, güneşden sogusun ve kar yagsin degilmi, amma sanki güneşin işigi  Dünya 23 derce egik olunca, alt kisma ulaşmiyormu, yani ve uzaklaşinca alt küre uzaklaşmiyormuki, de hala sicak ve yakin gibi yaz oluyor. cünkü dünyanin dikey capi yaklaşik 13 bin kilometre, öyle olunca  alti bin 300 km olan yari capin, kuzey kutbu tarafi güneşe yaklaşik olunca, yani 23° egik olunca, sanki alt kutup cokmu uzakda alt kutup kiş oluyor, peki tma tersi ise, alt kutup yaniyorken, nasil olurda altbin kilometresinde kar yagiyor, kar yagmai için güneşden bayaa bir uzak olmasi laztim degilmi, yani dünyanin güneşden uzaklaşmasi lazim degilmi, amma uzaklaşirsa, alt kutupda yaz olmaz ozaman, cünkü oda uzaklaşacak, peki eger kiş ve yaz  dünya güneşe yakin dönerken oluyor olsa yani 23°egim, bu işlem için yeterlimi yani, güneşin capi, dünyanin bimem kac kati büyük, yani bu dünyanin 23°egiminide icine alacak bir işima yapcak kadar geniş bir capi var, öyle olunca,  onun işiklarinin ulaşdigi yerdeki 23°egim ile bu iş olamaz, ve bizim Tezimiz olan, Tesbih sisteminde, tesbih ceken parmagimiz sabit, ve boncuk gidip gelen bir sistem, ve bir boncuk parmagimza geldikden sonra, onu arkaya itince, ve diger boncuklari da cekince, ve o ilk cektigimiz boncuk, taa tesbihin en alt kivrimi olan en uzak noktadan dönüp tekrar parmak ucumuza gelmesine kadar gecen süre, dört mevsim demek our, ve  en uzak boşlukdaki kivrima vardigi yerde deki boncuk, kiş mevsimi yaşiyor ve ve parmak ucumuza geri geldiginde ise, güneşe yakin ve yaz yaşiyor, ve aradada sonbahar ve kiş var, arkada iken, arka yüz sonbahar cünkü, arka yüz hep sirtini dönmüş oluyor güneşe, ve yani tesbih şimal tarafina zikredilirken, sonbahar ve kiş ve uzaga dogru yol aliyor, ve  orta kivrimdan dönüpde tekrar güneşe dogru, yamni parmagimizin ucuna dogru gelirkende önce  ilkbahar ve  en son yakina gelince  parmak ucunda yaz oluyor

öyle olunca dünyanin uzaklaşmasi demek işde, iyi ve güzelliklere ve güneşe sirtini dönüp, gitmesi demek, amma bir yere kadar, ordan sonra tekrar tövbe ve iyilikler kötülükleri siler kurali ve bahara, ve yine güneşe dogru geri gelmelidir yani, yeniden tövbe ve ibadetler ve sevaplar ile güzellige ve işiga aydinliga ve güneşe dogru yol almalidir, ve öyle olunca,

GAiBE IMAN MESELESi

Gaibe imanda, işde burada mesala ben, Ankarayi hic görmemiş olsam, ve Afyondan Ankara ya yola ciksam, ve Ahmet amca ise, benden önce yola cikip, Ankaraya varip, görüp gezip taniyip da, bana karşi geri geliyor olsa, ve ben daha giderken, o ise gelecek, ve Ankarada, karmi yagiyor yagmurmu, kavgami dögüşmü var, biliyor olacak, ben ise daha gidip oradan görüp yaşayip ögrenicen, amma daha gitmeden, Ahmet amcayi  yolda durdurup, Ankarada ne var ne yok diye sorarsam, ve varmadan Ankaranin haberini almiş olurum, ve Ankara daha benim için geleckdeki bir yer olmasina ragmen, ben gelecekden haber almiş olurum, işde bazilarinin gaibde yani gelecekden haberler bilmesi, işde gelecekden gelen birlerinin haberi ile olur ancak, ve eger  bir kimse  senden önde ise, yani mesela Deden senden önce yaşamiş ve ölmüş ise, Deden senden önde yer alan birisi, ve sen dedeni rüyanda görsen, ve Dedenin  müsadesi var ise, sana gelcekden haber verebilir, cünkü o senden cok öncedir, ve o gelip geri gidip birde senin için geri dönen dir.

iyilikler güzellik olgunluk erginlik güneş ve aydinlik demek ise, o zaman yaz mevsimi ve, güneşe yakin gelmek demek olan iyilk ve cennet vakti, ve halbuki güneş ateş ve cehennem gibi sicak, öyle olunca nasil bir tezattirki bu, hem aydinlik olsun, ve hem güzellik iyilk olgunluk erginlik, olgun müslümanlik olsun, hemde soguk ve serin olsun, yani işde buradada bir tezat var yine, öyle olunca ayette buyuruyorki Allahu Teala :

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَمَن يُشَاقِقِ الرَّسُولَ مِن بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُ الْهُدَى وَيَتَّبِعْ غَيْرَ سَبِيلِ الْمُؤْمِنِينَ نُوَلِّهِ مَا تَوَلَّى وَنُصْلِهِ جَهَنَّمَ وَسَاءتْ مَصِيرًا

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ve men yuşâkıkır resûle min ba’di mâ tebeyyene lehul hudâ ve yettebi’ gayra sebîlil mu’minîne nuvellıhî mâ tevellâ ve nuslihî cehennem(cehenneme). Ve sâet masîrâ


Meali :

Esteuzubillah

Kim, kendisine hidayet (doğru yol) besbelli olduktan sonra peygambere karşı çıkar, mü’minlerin yolundan başkasına uyarsa, onu yöneldiği yolda bırakırız ve cehenneme sokarız. Orası ne kötü bir varış yeridir.

Sadakallahul Aziym NİSA Suresi 115. ayet

ve öyle olunca günahlar ve hatalar ve yoldan caymak,  cehenneme  gitmeye sebeb oluyor ise, o zaman cehennem neresi acaba, ve cehennemde ve cennette ebedi kaliniyor ise, Adem ile Havva niye cennete ebedi kalamadilar ve cennete hata etmekde varmiş ve hata edipde atildilar degilmi, cennetten atilmak var ise, dün var ise, bugünde olur, cennette kötüler girmeyecek ise,  şeytan nasil girdide, cennette karkaşa cikardi o zaman, öyleyse, cennet neresi, ve  dünyanin yarisi karanlik iken, yarisi aydinlik ve gündüz, yarisi yaz iken, yarisi kış, ve öyleyse bizim yeni tezimiz yine, yarisi cennet iken, yarisida cehennem demek olabilir, bu bir tez, isapti gerekdir, yine yarisi dünya ise, yarisi ahiret, cünkü yarisi dünü yaşarken, yarisi yarina gecmiş oluyor, öyle olunca,  gecen hafta bahsettgimiz ahiret meselesinde, yarin bugünün ahireti ise, dünyanin yarisi dünya ve bugün iken, yarisi  yarin ve ahiret demek ollur. ve deniyorki eskiden israil daha kurulmadan, yahuduilerin yurdu yokmuş, ve onlari kim nerede bulursa katliam yapiyorlarmiş, ve onlari öldürüyorlarmiş, herkes onlari öldürürken, Osmani imp. bunlara kapi acmiş ve yurdunda yer vermiş, ve öyle olunca, bugün ise Arakandaki müslümanlarda bugün ayni durumda ve onlar vatnasiz kabul ediliyor yine, ve bir Budist rahip diyorki :

"yilan heryerde yilandir kücügü büyügü yilandir, müslümnlarda böyledir, nerede bulursaniz öldürün"

diyor, yine amerikan atasözüde  kizilderilileri katliam ederken  büyügünü kücügünü öldürüp, demişlerki

"sirkenler bir gün bit olur"

öyle olunca bu fikirdeki dün katliam yapanlarin hesabi görüldü  yeniden haşroldularsa ve eger yeniden dogdularsa, ve bugün onlardan, Allah o yaptiklari katliam edilen yahudi ve kizilderililerin öcünü, intikamini aliyorsave ve onlarin cehennemi kurulduysa, ve onlarin yeni hallerinde, ayni muamle yine onlara yapilyorsa, o zaman

"Allahin acimadigina, acinmaz. sen Allahdan daha merhametli degilsin."


Kurali gelir, cünkü, sen dün onlarin, önceki halinde, israill kurulmadan, yahudileri katlederken ki acimasiz hallerini görsen, ve o yahudilerin acinasi hallerini görsen, onlara aciridin ve  ve bu katiliam yapanlarin da ceza cekmesini isterdin , onlari yaratan kim, Allah degilmi, Allah özene bezene onlarada el kol ayak bacak akil veren peygamber veren, evlat ve rizik bahşedenken, sen kimsinde ahmak, Allahin bu kadar emegini bir anda katledip geciyorsun, gel cek bakalim  cehennemi ve Allahin emegine saygisizilk neymiş demek olur, amma bundan sneler gecmiş ve bunlar ölmüş, ve onlara ahiret olan yeni bedenleri verilmiş, ve ceza olarak da budusit rahip diyorki : onlarin yahudileri öldürüekn kullandiklari fikir olan yahudi, Allahin düşmanidir, nerde bulursan öldür hikayesini, budist rahipde diyorki : "yilan heryerde yilandir, ve müslümanlarda böyledir, nerde görürseniz onlari öldürün," yani cehennemde burada, cennette burada, amma onlar hak ise, bu hizir kissasinda gecen olaylar gibi, bir SIR, rabbimizin SIRRIi ise, o zaman, ey Tay yip amca, evet biz Allahdan merhametli degiliz, Allahin acimadigina acinmaz, amma biz bunlari bugün müslüman diye biliyoruz  dünde onlar Allahin musavi kullariydi belki ve dün Osmanilinin yahudilere actigi kapimiz gibi, git on, yirmi  otobüsle bunlari al gel, ve vatanda bir yere yerleştir, ve bu dediklerimizi onlara izah et, ve onlarin günahlarindan tövbe etmeleri gerektigini, ve insan olan her insanin, ayni  hakki oldugunu, ve ne yahudi, ne müslüman  ne hiristiyan  ne budist diye kimsenin katledilmemesi gerekdigini anlat, ve  bu kadar cok suriyeliye bakabilen Tay yip amca elbet toplam nüfusu  1000 kadar kalmiş olan bu soya da bakabilir inşallah, ve dünyadan bir irkin, bitmesi ve yok edilmesi demek, carkin dişlilerinin birisinin kirilmasi demek olur, o yüzden, bize her dişli lazim, senin diraytin ,siyasetin, ve gücün var Allahin izni ile, git onlari al gel, Tay yip amca, kimse bakmsasada, sen al gel, vatana koy, bu zulme dur de, amma Allah kizarsa, buna karişmam orasina, biz Allahdan daha merhmetli degiliz, cünkü onlarda Allahin kulu.  Allah, onlari bizden daha iyi bilip gören o dur zaten, amma biz bu hali tevil ettik, sende anladinsa, insamlikda anladiysa, daha bizler bu halden ders almayacakmiyiz, onlarda pişman olurlarsa önceki hallerinden, elbet Allah bagişlayicidir.

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

لَكِنِ الَّذِينَ اتَّقَوْاْ رَبَّهُمْ لَهُمْ جَنَّاتٌ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا نُزُلاً مِّنْ عِندِ اللّهِ وَمَا عِندَ اللّهِ خَيْرٌ لِّلأَبْرَارِ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Lâkinillezînettekav rabbehum lehum cennâtun tecrî min tahtihâl enhâru hâlidîne fîhâ nuzulen min indillâhi, ve mâ indallâhi hayrun lil ebrâr.


Meali :

Esteuzubillah

Fakat Rablerine karşı gelmekten sakınanlar için, Allah katından bir konaklama yeri olarak, içinde ebedî kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetler vardır. Allah katında olan şeyler iyiler için daha hayırlıdır.

Sadakallahul Aziym ALİ İMRAN Suresi 198. ayet

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

إِنَّ الَّذِينَ آمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ يَهْدِيهِمْ رَبُّهُمْ بِإِيمَانِهِمْ تَجْرِي مِن تَحْتِهِمُ الأَنْهَارُ فِي جَنَّاتِ النَّعِيمِ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

İnnellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti yehdîhim rabbuhum bi îmânihim, tecrî min tahtihimul enhâru fî cennâtin naîm.


Meali :

Esteuzubillah

İman edip güzel işler yapanlara gelince, imanları sebebiyle Rab’leri onları nimet dolu cennetlerde, alt tarafından ırmaklar akan (saraylara) erdirir.

Sadakallahul Aziym YUNUS Suresi 9. ayet

ve bugünün evlerinin neredeyse hepsininde  icinde su tesisati döşeli, evin altinda su tesisati döşeli, ve evlerinde suakan lavobo musluk ve icinde  sicak soguk su akan saraylar hepside, ve bunlar öyle sarayllarki altindan irmak akan saraylar dan kasitta bu ise, eeee cennet neresi o zaman, bugünün evlerinde irrmek akiyorsa,  ve bu irmak (icinde su akan)  saraylara, iyi kimseler erişcekse, ve onlar cennetteyse, burasi neresi, hangi zaman, burasi cennet ise cennet  neresi azizim, daha cennet neresi anlmaycaksmisniz.

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

تِلْكَ حُدُودُ اللّهِ وَمَن يُطِعِ اللّهَ وَرَسُولَهُ يُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا وَذَلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Tilke hudûdullâh(hudûdullâhi). Ve men yutııllâhe ve resûlehu yudhılhu cennâtin tecrî min tahtihâl enhâru hâlidîne fîhâ. Ve zâlikel fevzul azîm


Meali :

Esteuzubillah

İşte bunlar, Allah'ın hudutlarıdır ve kim Allah'a ve O'nun Resûl'üne itaat ederse, (Allah) onu altından nehirler akan, içinde ebedî kalacakları cennetlere koyar ve bu, “Fevzul Azîm”dir (en büyük kurtuluştur).

Sadakallahul Aziym NİSA Suresi 13. ayet

ve mehdi cagi için ALTIN cag  (GOLDENE ZEiT) deniyor yani bu cag Altin cag degilde ne, dün muhamedin icinde tuvaleti olan, sicak soguk suyu olan evimi, sarayimi vardi, bak bugün mehdi caginda, altindan irmak akan saraylar var, yani evin icinde su akan saraylar var, yine cennettekiler için deniyorki onlar canlarinin  istedklerini, ellerini uzatinca, uzanip alirlar, ve ben markete gidiyon, ve ne inek besledim, ne inegi sagdim, ne inege yem verdim, ne inegin altini temizleyip, tersini aldim, nede inegi gütmeye gitdim, ve markette elimi uzatip, parasini verince, iki litre, üc litre, beş litre.. süt, bir kavanoz bal, kaymak, ekmek, peynir alip geciyon, yani elimi uzatip aliyon, o zaman burasi hangi cennet, kacinci cennet, burasi bu cag altin cag, gold ASR degilde daha ne, mehdi bu cagda degilde, daha hangi cagda gelcek, bundan daha güzel cagdami gelcek kurnada yazan en güzel haller işde bu cagda var, daha hangi cagda gelcek diye bekliyon sen, daha coook bekleyin,  neyi bekliyonuz siz, daha onu bilmiyorsnuz siz haaa.

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ يَعْلَمُ مَا يَلِجُ فِي الْأَرْضِ وَمَا يَخْرُجُ مِنْهَا وَمَا يَنزِلُ مِنَ السَّمَاء وَمَا يَعْرُجُ فِيهَا وَهُوَ مَعَكُمْ أَيْنَ مَا كُنتُمْ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Huvellezî halakas semâvâti vel arda fi sitteti eyyâmin summestevâ alâl arş(arşi), ya’lemu mâ yelicu fîl ardı ve mâ yahrucu minhâ ve mâ yenzilu mines semâi ve mâ ya’rucu fîhâ, ve huve meakum eyne mâ kuntum, vallâhu bi mâ ta’melûne basîr


Meali :

Esteuzubillah

Gökleri ve yeri 6 günde yaratan O’dur. Sonra arşın üzerine istiva etti. Arza gireni ve ondan çıkanı ve semadan ineni ve orada uruç edeni (yükseleni) bilir. Ve siz nerede iseniz O, sizinle beraberdir. Ve Allah, sizin yaptıklarınızı en iyi görendir.

Sadakallahul Aziym HADİD Suresi 4. ayet

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَمَا أَرْسَلْنَا قَبْلَكَ إِلاَّ رِجَالاً نُّوحِي إِلَيْهِمْ فَاسْأَلُواْ أَهْلَ الذِّكْرِ إِن كُنتُمْ لاَ تَعْلَمُونَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ve mâ erselnâ kableke illâ ricâlen nûhî ileyhim fes’elû ehlez zikri in kuntum lâ ta’lemûn


Meali :

Esteuzubillah

Senden başka  kendilerine vahyettiğimiz birtakım adamlari da gönderecegiz. Bilemediklerini, o zikir ve ilim sahiplerine sorsunlar diye.

Sadakallahul Aziym ENBİYA Suresi 7. ayet

mehdide işde nebi gibi rasül gibi satatüsü olan o ricallerden, adamlardan birisi olmasin! haaa.

Rabbim, mehdi ve cematine, cennetide, cehennemide, ahiretide, dünyayida, iylik ve güzellik ve zulumetide, ve günahinida bilmeyi nasip etsin, ve günahdan sonra, yani  hata ettikden sonra tövbe etmeyi nasip etsin

رَبَّنَا لاَ تُؤَاخِذْنَا إِن نَّسِينَا أَوْ أَخْطَأْنَا

rabbenâ lâ tuâhıznâ in nesînâ ev ahta’nâ

“Ey Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırda hata edersek, bizi sorumlu tutma!"

BAKARA Suresi 286 dan pasaj


---oOo---


أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ


''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '

وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne, Amiyn.

Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve etûbu ileyk.

--OoO--

Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems,  4 Eylül 2017  Pazartesi

Original Kar © glan

Print this item

RasitTunca-2 Tövbe İstiğfar Kirlendikden Sonra Yıkanmak Gibidir (Kar©glanin 27 Ağustos 2017 Vaazi)
Posted by: RasitTunca - 05-27-2018, 11:47 AM - Forum: 2017 Tasavvuf Sohbetleri Arşivi - No Replies



Günahlardan Tövbe İstiğfar Kirlendikden Sonra Yıkanmak Gibidir

(Kar©glanin 27 Ağustos 2017 Vaazi)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

الَّذِي خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيَاةَ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا وَهُوَ الْعَزِيزُ الْغَفُورُ


Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ellezî halakal mevte vel hayâte li yebluvekum eyyukum ahsenu amelâ(amelen), ve huvel azî zul gafûr

Meali :

O, Sizin hanginizin daha güzel amel yapacağını imtihan etmek için ölümü ve hayatı yaratandır. Ve O; Aziz’dir, Gafûr’dur.(Yüce bir bağışlayıcıdır)

Sadakallahul Aziym MULK Suresi 2. ayet

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَلَلْآخِرَةُ خَيْرٌ لَّكَ مِنَ الْأُولَى

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ve lel âhıratu hayrun leke minel ûlâ.

Meali :

Esteuzubillah

Ve ahiret hayatı (bundan sonraki hayat, gelecek son zaman), mutlaka senin için, evvelkilerden (dünyanin öncelerindeki hayatlardan) daha hayırlıdır.(Kisaca sonradan gelenler öncekilerden üstündür tabikine, yani katlar yatlar, bilgisayarlar, ucaklar, arabalar, türlü türlü nimetler, güzel kadinlar)

Sadakallahul Aziym DUHÂ Suresi 4. ayet

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

بَلْ تُؤْثِرُونَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا  وَالْآخِرَةُ خَيْرٌ وَأَبْقَى

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Bel tu’sırûnel hayâted dunyâ. Vel âhıratu hayrun ve ebkâ.

Meali :

Esteuzubillah

Dünyadaki Hayat serüveninde, Ahiret yani sonda gelenler, önceklierden daha kalici ve üstündürler.(Cünkü dün muhammed ne dedi, daha emin olamiyouruz, cünkü video yokdu, kayit cihazi yokdu ,kagit kalem bile azdi ve yazilanlar cüzi mikdarda, bugün bir sanatci elli sene önce bir şarki söylemiş ve videosunu cekmişler, bugün haala kayit altinda bakin, yani kalici hala unutulmuyor, arşivlerden cikarip bakabiliyorsun, oysaki biz musa neler dedi neler yapti bilemiyoruz, cünkü cok az kayit ve bilgi var, öyle olunca, sonda gelenler ve zamani daha evla, ve bakidir, yani kalicidir, onlarin amellerini herşeyi kayit altinda tutabilirsin cünkü)

Sadakallahul Aziym A'LÂ Suresi 17. ayet


---oOo---

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Allah'a ve son güne (Ahiret gününe) iman eden, ya hayır söylesin yahut sussun. Allah'a ve son güne iman eden komşusuna ikram etsin. Allah'a ve son güne iman eden konuğuna ikram eylesin. Allah'a ve son güne iman eden, komşusuna iyilik etsin. Allah'a ve son güne iman eden konuğuna ikram etsin. Allah'a ve son güne iman eden iyi söz söylesin yahut sussun."

( Hadis-i Şerif , Sahih-i Müslim, 67 - 69)

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem yine Buyurdular

"Yarın ölecekmiş gibi ahirete ve hiç ölmeyecekmiş gibi dünya işlerine çalışınız!"

( Hadis-i Şerif , İbni Asakir)

"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

Yolculugumuza başliyoruz :

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem yine Buyurdular

"Dünya ahiretin tarlasıdır. "

( Hadis-i Şerif , Deylemi)

Abdullah b. Ömer radıyallahu anhümâdan
"Bir defa Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri iki omuzumu tuttu da:
-Ey Abdullah! Sen dünyada bir garib yahud geçici bir yolcu gibi ol! buyurdu.
Bu hadisin ravilerinden Leys der ki: İbn-i Ömer (kendisi de bana) şöyle derdi:
-Ey Leys! Akşama erişince sabahı gözetleme, sabaha erişince de akşamı bekleme. Sıhhat ve âfiyet zamanından bir kısmını, hastalık zamanın için ayır. Hayatından bir kısmını da ölümün için ayır."

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

لَّيْسَ الْبِرَّ أَن تُوَلُّواْ وُجُوهَكُمْ قِبَلَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ وَلَكِنَّ الْبِرَّ مَنْ آمَنَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَالْمَلآئِكَةِ وَالْكِتَابِ وَالنَّبِيِّينَ وَآتَى الْمَالَ عَلَى حُبِّهِ ذَوِي الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينَ وَابْنَ السَّبِيلِ وَالسَّآئِلِينَ وَفِي الرِّقَابِ وَأَقَامَ الصَّلاةَ وَآتَى الزَّكَاةَ وَالْمُوفُونَ بِعَهْدِهِمْ إِذَا عَاهَدُواْ وَالصَّابِرِينَ فِي الْبَأْسَاء والضَّرَّاء وَحِينَ الْبَأْسِ أُولَئِكَ الَّذِينَ صَدَقُوا وَأُولَئِكَ هُمُ الْمُتَّقُونَ


Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Leysel birre en tuvellû vucûhekum kıbelel maşrıkı vel magrıbi ve lâkinnel birre men âmene billâhi vel yevmil âhırı vel melâiketi vel kitâbi ven nebiyyîn(nebiyyîne), ve âtel mâle alâ hubbihî zevil kurbâ vel yetâmâ vel mesâkîne vebnes sebîli, ves sâilîne ve fîr rıkâb(rıkâbi), ve ekâmes salâte ve âtez zekât(zekâte), vel mûfûne bi ahdihim izâ âhed(âhedû), ves sâbirîne fîl be’sâi ved darrâi ve hînel be’si ulâikellezîne sadakû, ve ulâike humul muttekûn

Meali :

Esteuzubillah
İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir.(yani müslümanlik ve müminlik  namaz kilmakdan ibaret degildir diyor rabbimiz) Asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah’a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir.

Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 177. ayet

AHiRET NEDiR O ZAMAN

Ahiret öyle şimdiye kadar anlatilanlar gibi hicde öyle ölümden sonraki hayat falan degildir, ahiret "El evvelu Allah el ahiri Allah " demek başlangicda da Allah sondada Allah var demek yani öyle olunca burda "ahir" sondaki demek oluyorda niye ahiret kelimesi diger yerlerde öldükten sonrasi için kullaniliyor. bizatihi sonda gelenlerin hayati demekdir, yani dünyaya en son gelenlerin vakti ve hayati, biz dünün ahiretiyiz, dün evvelki günün ahireti, yarin bugünün ahireti, yani öyle olunca, ahiret kainatin en son ilerledigi ve insanligin en son ulaştigi nokta demekdir, bugünün teknoljisi, ilmi bilimi, yarin old timer olcak, yani eski bilgi olacak, nasil dünkü cep telefonlari eskidi  ev telefonlari eski model oldu, şimdi görntülü sesli videolu emailler var yani  mektuplar dünkü mektup kalkdi, bugün görüntülü mektup, yani videolu mesajlar var, yine telefon görüntülü görüşmeler var öyle olunca, her gün bir ileri, bir ileri gitmekde insanoglu, ve  Rabbimiz buyuruyor

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

الَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُقِيمُونَ الصَّلاةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنفِقُونَ  والَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِمَا أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمَا أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ وَبِالآخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ellezîne yu’minûne bil gaybi ve yukîmûnes salâte ve mimmâ razaknâhum yunfikûn. Vellezîne yu’minûne bi mâ unzile ileyke ve mâ unzile min kablik(kablike) ve bil âhireti hum yûkınûn

Meali :

Esteuzubillah

Gelecekdeki müminler namazlarina devam edenler, ve verdigimiz riziklardan paylaşanlar olacak, ve onlarin bilgisi, öyleki onlarin imani ve bilgisi, hem öncekileri bilecekler sana bildiridiklerimizi bilcekler, hem sonrakileri bilecekler, ve işde gelecek böyle bize yakin gelenlerin olacak, yani en sonra, en sonra, böyle kimseler gelecek daha bilgili kimseler .

Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 3 ve 4. aye

Allahin var ve bir olmasi, kötülerinde var olmasina engel degildir, cünkü kainatin tamami karanlik iken, icine Allah  necm veya yildiz denen kandiller asmişki, onlar ancak etraflarini aydinlatiyor, yoksa kainatin neredeyse tamami karanlik, ve öyle olunca biz gündüz ve aydinlik diye, dünya yönünü, yani ne tarafini güneşe dönmüş ise, o tarafa güneşe bakar vaziyette oldgundan, biz gündüz diyoruz, ve gece ise dünyanin kainata bakan tarafi, ve kainata bakan taraf ne kadar karanlik degilmi, yani hep karanlik icinde bir kac tane yildiz var gibi sanki, o kadar cok yildiz olmasina ragmen, karanliga ve kainatin büyüklügüne bakinca, o yildizlar hic gibi yani, öyle olunca yani karanlik ve zulumat yani kötülük enrejisi kainatda demekki cokca var, amma iyilikler işde aynen o yildzilar gibi etrafini aydinlatan ulvi şahsiyetler gibi işde, ve öyle olunca yildizilarin olmasi karanligi yok etmez, sadece karanlikda karanligin icinde kandiller gibidir iyiler, ve iyi kimseler, onlar karanligi yokedmezler, zaten sadece etraflari aydinladgi için, biz onlarin etrafini aydinlik görürüz, ve güneş hareket edipde bir öteye gecince, terkettigi yeri, yine karanlik ile doludur yani.
Nasil saglikli insan,  mikroplardan ve kazadan beladan korunabilen insan demek ise, ahirette öyle tertemiz kalanlarin yurdu degildir, cünkü dünün gelecegi olan yani dünün ahiret olan bugün ve bugünde kötü ve günahkarlar, ve hirsizlar, katiller, zinakarlar var aramizda, dünde vardi, yarinda olacakdir, amm ahiret yurdu yani gelecege sahip olanlarin dünyasi belki ancak günah işlemeyenler toplulugu degilde, belki günah işledikden sonra, tövbe edebilenler toplulugu demek olur, cünkü bu kadar karanlik ve zulumat var ise, o zaman günaha girmek kacinilmaz bir sonuc, ve öyle olunca, günahdan sonra tövbe ve istigfar edebilmek, rabbimizden veya yani hata ettigimiz kimseden belki özür dileyebilmekdir, yani tövbe ve istigfar ise hatayi neye karşi yaptiysan ondan özür dilemekdir bence, ve özür dileyip bir daha o hatayi yapmamaya calişmak, veya o hatisini, dogru olan hal ile degiştirebilmek, yani caldigi malin yerine, iki tane fazlasini geri koyabilmek. amma adam hirsiz olmuş , cünkü fakir mali yok, bu adam nasil o mali iade edecek degilmi, öyle olunca deminki yazdigimiz ayette olan gündeme girer, yani verdigimiz riziklardan paylaşabilenlerindir gelecek  ve ahiret diyrodu o ayette  rabbim, öyle olunca, sen fakiri fakir birakmaz ise, ne olur, fakir calmak durmunda kalmaz, işsizi iş sahibi yaparsan,  alninin teri ile kazanip yer, calmaya muhtac kalmaz, memurunun gönlünü cebini doldurursan rüşvete tenezül etmez, öyle olunca iyilik işde öyle ne kibleye dönüp sadece yatip kalkip namaz kilmak, nede batiya dönüp, sadece ilim bilim ile ugraşmak, iyilk işde paylaşabilen, namazini eda edebilen, başkalarina tasadduk edebilen, sözünde duran, ayeti tekrar yazmaya gerek yok, yukari cik, ayeti bir dah oku anla yani.

ve gecen yazdigmiz gibi böyle kurt gibi aslan gibi tilki gibi olanlar ne yapar, iyilik yapiyor görünsede, yani kirmizi başlikli kizdaki kurt gibi, kuzu postu giyip, her ne kadar şirin ve iyi gibi görünmeye calişsada, gayesi lokmasini yemekdir, yani onun iyiligi kendi lokmasi için, yani öyle olunca, ya bizler farklimiyiz, bak kurban geldi, koyun kuzu keci inek dana kesilcek, daha dün inekleri koyunlari besliyor, bakiyor seviyor görünüyorduk, amma bugün, kesmek için niyet ettik artik yani, hani koyunu seviyordun, yani herkesi lokmasinin katilidir, yani öyle olunca kasap et derdinde, koyun can derdinde derlerya, yani sen koyunu kesip kurban edeceksinde, yarin senin  yeni halin  kimin koyunu ve kurbani olacak biliyorumsun, yarin belki durum degişcek, o kurban senin sahibin olarak dogacak, ve sen onun kurbani olacaksin, ve o yüzden kurbanin iyi davran, yoksa oda aynisini sana yapacakdir,  senden gördügünü yeni halinde sana uygulyacakdir.
işde günahlardan sonra tevbe ve pişmanlik belki, elin elbisen vücüdun kirlendikden sonra, yikamak veya yikanmak gibidir, amma hic kirlenmyen temiz elbise,  bir daha birdaha yikanirmi, hayir, dolaba koyarsin temiz elbiseni, temiz ise temiz temiz durur, ve zamani gelince, temizce giyersin, yoksa cikarip cikarip bir daha yikamazsin degilmi, öyle olunca tövbede yine günah işlenince yapilan bir ameldir, ve öyle olunca, elin kirlendiyse yikama ihtiyaci duyarsin, degilmi? öyle olunca, senin vicdanin günah işleyince, pişmanlik duymuyorsa, sen vicdansizin birisisindir, o zaman öyle olunca

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

“Muhakkak kötü arzular kalbime gelir de bu yüzden günde yetmiş defa istiğfar ederim.”

( Hadis-i Şerif , Müslim)

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem yine Buyurdular

"Vallahi ben Allah'a günde yetmiş defadan çok istiğfar ediyorum."

"Bütün insanlar hatalıdır; hatalı insanların Allah (cc) katında en makbul olanları tevbe edenleridir."

Bu nedenle Ebu Hureyre (ra):
"Peygamberden daha çok istiğfar edeni görmedim." demiştir. (El-Kurtubi)

ve Deniz ne kadar büyük olursa, o zaman icine at eşşek ölüsü düşse, denizi mundar etmez, göl büyükse,  gölüde mundar etmez, amma eger bir at yada eşşek, kuyuya düşse, yada havuza düşsede ölse, havuzda kuyuda mundar olur, öyle olunca, günah büyük bile olsa, eger sen iyi kimse isen ve iyilgin artilarin coksa, bak tyb amca caldi dediler ayakkabi kutusunda, amma adam diyor, varsin calsin iş yapiyor, yol yapiyor diyor, yani öyle olunca, senin iyi görünen kürkün  varsa iyiyse, sen calsanda, seni aziz yapiyorsa, ya devir bozuldu, yada kural, bu deniz büyükse, at ölüsü mundar etmez. amma sen göz önünde kücük ve fakir bir adamsan, firindan ekmek calsan, seni hapse atarlar, bu adam kodaman adam, deniz büyük icinde  eriiti o günahini pisligini, ne tutukladilar, nede kimse onun calmasindan rahatisiz, deniz büyük yani. lan fakir fakir  bir cocok firindan ekmek caldi diye tokatlayip dövenler vardi daha dün, ne oldu bizlere,  dinmi degiştirdik bizler aceb, ne oldu da hirisiza göz yumar olduk.

Ve ben daha düne kadar, televizyon seyrederken, müzik dinlerken bile, zikrime devam edebilyiordum, ve bunu raşdi tarikatini kurupda sizede tavsiye edip duyurunca, sizin hallerinizmi başima dert oldu bilmiyon, ve ben zikir ederken hic öyle dalmazdim, ve bugünlerde ise, televizyonda haberler varsa, ve ben zikrederken, egeer habere kulak veirirsem birden nerde kaldiydim zikirimde unutuveriyon, yani ya denizler kücüldü, benim deniz kücüldü, yada günahlar büyüdü artik, denizi bile bulandircak günahlar mi cikdi ortaya acaba ondanmidir bu hal. benimde fikrimi bulandirir oldu, tv seyretemk falan yoksa düne kadar, ciplak kadin görsem bile beni irgalamzdi yani, ve  deniziler sicaklardan kurumayami başladi  da kücülürmü oldu, yoksa işde günahlar ve insanlik koca bir günah gibimi oldu aceb.
ve ben yada sen kötü fiil ve ameller yaparakdan gelcegimize mi kötülük yapmiş oluyoruz o zaman demekki öyle, yani öyle olunca ve kainatta Allahdan gayri bir varlik yoksa "la mevcuda illa hu" kurali geregi, o zaman ben sana sövüp sayip, yada kötülük yaparakdan ancak, sende Allahin halifesisin, bende halifesiysem, o zaman ben veya o temsili misal bu kötü ameller ile ancak yine hepimizde var olan Allaha, yada kendi zatimiza kötülük etmiş olmazmiyiz,  yani kisaca bana sövende allah sövmüş olur, sana sövende Allah sövmüş olur, cünkü ondan gayrisi yokki, öyle olunca, sen beni degil ancak, kendini aldatirsin, sen benden calsan, ancak kendinden calmiş olursun, ben sen isem, sen ben isen, ve biz Allahin parcasi ve halifesiysek o zaman.
" Her kim ne eder ise, kendine eder, yine kendine eder " kurali yani, cok kimse rastlamişdir bir kaza bela olurda kurtulur, ve derlerki, "bir iyiligin el germiş sana "öyle olunca iyilk de yapsan yine kendine iyilik etmiş olursun, kötülük yaparakda  kendine yapmiş olursun, nitekim muhammed, kendini demir tirnaklar ile tirmalayanlar gördü miracda, yani bugün geldi ve metalika cilginlarini gördü herhalde, yani bu günkü sapik zümreyi gördü, ve öyle olunca, yani onlar bu halde kendi cehennemlerini yaşiyorlar demekki, 1400 küsür sene önceki muhammedi, al gel gelcekdeki bizim vaktimize tabiki bazi insanlarin hali ona cennet gibi görüncek bazilarinin halide cehennem olmuş görüncek degilmi yani
işde böyle bir gruplara katilmak belkide  kötüler yurdunda olmak demek olur, ve iyilerle birlikte olmak ise, iyiler yurdunda olmak demek olur, yani dünyada  mümin bildiklerimizi ve onlarin diyari olan memlektler var ve birde kafirler ve kafir memleketleri var, öyle olunca ahiretteki iyiler yurduna bitmek isteyen, iyi ameller yapacak ki iyiler yurduna varabilsin,
mesala bizim milletimiz kural tanimaz, halbuki avurpa ve komşularinda kurallar ve anayasa medni huku diye yasalar cikaranlar grubu, öyle olunca onlarin diyari kurallara uyunca sanki cennet gibi, sucun da cezasi var, iyiler iyi oldgu müdetce suca girmedegi müddetce cennet diyari vatanlarinda, sakin huzurlu yaşiyorlar, oysaki bir türkiye daha trafikde kirmizida durulcagi kuralina uymaz, kaza yapar, ya kendi ölür, ya birini öldürür. arabaya beş koltuk koymuşlar, bizimkiler arabaya dokuz kişi bindirir, amma avrupa yasa koymuş beşden fazla binersen, sana ceza, adam bu yaptirima uyar, kural cignemez, ve kazaya sebeb olmaz, öyle olunca, iyilerle beraber olmak,  kurali vardir islamda iyilerle beraber olan şayet bu kitmir gibi bir köpek olsa bile, cennette layik olur, iyilerin diyarina gitmeye sebeb olur, ve  nuhun oglu kenan gibi veya lutun karisi gibi, veya gücünü sacindan alan uzun sacli adam samsonun karisi gibi kötüler ile arkadaşlik edenlerde hakkettigi cezayi bulmuş kimseler yani, yeni hallerinide Allah bilir, nerde bittiler  bir daha. yani belki bir dagcinin eşegi oldun ve her gün daga tirmanip yük taşiyordur, yani öyle olunca,  ahirettede iyiler yurdunda dogmak isteyen, en azindan kitmir gibi iyilerle beraber olmali yani.
gecen haftalarda yazdigimiz hadisde anlatilan budur yani.

Sahabeden biri Peygambere gelerek kıyamet ne zaman kopacak diye sordu.

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Kıyamet için ne hazırladın ki onu bekliyorsun" deyince, o sahabi dedi ki: "Ya Rasûlullah, ben çok namaz kılan, çok oruç tutan ve çok çok sadaka veren biri değilim. Fakat Allah ve Rasûlünün sevgisi kalbimdedir." Bunun üzerine Allah’ın Rasûlü şöyle buyurdu:
"Kişi sevdiği ile haşr olunacaktır, kişi kimi severse kıyamette onunla beraber olacaktır."

( Hadis-i Şerif , Buhari)

yani haşrolmak ise o cemaatin  o milletin yada o köyün yada o sokagin yada o ailenin icinde bulunmak manasindadir bu söz yani öyle olunca

kiyamet ise öldükten sonra yeniden kalkildiginda manasindadir, yani senin yeni versiyonun, yeni bebe oldugun yer, iyi bir sokak iyi bir memleket iyi bir aile oluverir en azindan kitimir oldunsa bile, iyi birinin köpegi, kedisi tavşani inegi koyunu oluveririsin yani.

"Hubbi fillah ve buğdi fillah" Allah için sevmek ve Allah için kizmakda böyledir  yani 
amma bak mevsim sonbahar ve kiş mevsimine yol aliyor öyle olunca hep aydinlik, hep sicak degil, artik biraz rüzgar, birazda yagmur, birazda soguk, birazda karanlik, birazda kar, tipi gibi zamanlar, öyle olunca, yani iyilerin yaprak dökme zamani, yemyeşildi canliydi amma, mevsim bitti, yaprak dökdü, yani öyle olunca, iyilgin bile bir siniri var, yine cok kötü olsan şirret biri olsan, seninde bir sinirin var, seninde yaprak dökecegin zaman var yani
Evliyalardan Allahu alem Abdurrahmni tagi hazretlerei olsa gerek,  ona sormuşlar mesleginiz ne diye, oda  demişki "biz bağlayip, çözücüyüz" demiş biz kalpleri gönülleri birbirine baglar cözeriz demiş.
Allah bizede meslek olarak elektrikciligi verdi bizede, elektrik hatti baglariz, elektrik hatti baglama cözme işi verildi, yani maniviyattada gönülllerden gönüllere giden elektrigi baglar cözeriz, yine su tesisatciligini ögrendim, yani Yine gönüllerden gönüllere rahmet yani su ve rahmet baglantisi yapmayida biliriz, bazilari ise büyücü olmuş ve onlarda dügümlere nefes edeerekden onun bunun cişini berikinin cocuklugunu, öbürünün kismertini baglarlar, onlar da baglayip cözücü, amm işde herşeyi kutuplu yaratilmiş Allah, iyilerin baglayip cözmesi ile, kötülerinki farkli, ikiside baglar cözer, amm birininkinden fayda görülür, digerininkinden zarar, ve öyle olunca dügümlere nefes eden büyücülerin şerrindende Allaha siginmak lazimdir, o yüzden zikir evradimizda, yine onlardan Allaha siginma duasi ve zikiri ederiz, bize mensup olanlarda Allahdan böyle kimselere karşi yardım dilemiş olurlar. yine adam uyku bagliyor yada ciş bagliyor yani ne yapiyor, yolunda akan bir sistemin yolunu kesiyor, yani bir nevi yol kesen harami, ve ceza olarakda haramilik cezasina carptirilir böyleleri. ve gecen hafta dedik son surede ve sondan önceki felak suresinde bunlarin olmasi kuranin sonu kainatin son vaktinde bunlardan Allah a siginmamiz gerektigini gösterir öyle olunca, biz zikirimize aldik, ve her gün büyük zikir ceken,  hergün üc defa bunlardan Allah a siginir, yani ve öyle olunca kuranda yer alan yine bize verilen bir başka zikirmiz

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

أَنتَ وَلِيُّنَا فَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا وَأَنتَ خَيْرُ الْغَافِرِينَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

ente veliyyunâ fagfir lenâ verhamnâ ve ente hayrul gâfirîn

Meali :

Esteuzubillah
Sen, bizim bizi savunan destek cikan dostumuzsun velimizsin. Artık bizi mağfiret et ve koru bizi savun, ve bize rahmet (merhamet) et. Sen, mağfiret edenlerin en hayırlısısın.

Sadakallahul Aziym A'RAF Suresi 155. ayetten pasaj


Allah kötülerin  ve zulumetin ve karanlgin babasi olan  şeytan ve hizbini, iyilerin ardina takmiş iyileri kovalar durur, ve yine iyleride o karanlgin icine yildiz diye cakmiş, ve o karanlgi deler gecerler onlarda, işde bunu anltan zikirimizde

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

تُولِجُ اللَّيْلَ فِي الْنَّهَارِ وَتُولِجُ النَّهَارَ فِي اللَّيْلِ وَتُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَتُخْرِجُ الَمَيَّتَ مِنَ الْحَيِّ وَتَرْزُقُ مَن تَشَاء بِغَيْرِ حِسَابٍ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Tûlicul leyle fîn nehâri ve tûlicun nehâra fîl leyl(leyli), ve tuhricul hayya minel meyyiti ve tuhricul meyyite minel hayy(hayyi), ve terzuku men teşâu bi gayri hısâb

Meali :

Esteuzubillah

Geceyi gündüzün içine sokarsın  Geceyi uzatırsın, gündüzün bir kısmı gece olur. ve gündüzü gecenin içine sokarsın, gecenin bir kısmı gündüz olur.  Canlıyı ölüden çıkarırsın ve ölüyü canlıdan çıkarırsın. Ve dilediğin kimseyi hesapsız rızıklandırırsın.

Sadakallahul Aziym ALİ İMRAN Suresi 27. ayet

yani geceyi gündüzün peşina takmiş, gündüzüde gecenin peşine takmiş rabbimiz, yani tavşana kac, taziya tut demiş velhasil kelam.

ve sonbhar dönencesine yol aliyoruz artik, ve göcmen kuşlarin göc mevsimine geliyoruz, bakin hem 30 Agustos bayrami, hem kurban ve hac bayrami, hemde sonbahara giriş 3lü bayram yani ve hacilar hac mevsimindeler ve

Rabbim Hac edenlerden Haclarimizi ve haclarinizi, kurbanlarimizi ve kurbanlarinizi, ve iyiliklerinizi ve iyiliklerimizi, sadakalarimizi ve sadakalarinizi , dualarimizi ve zikirlerimizi, hayirli dualarinizi ve zikirlerinizi, namazlarimizi ve namazlarinizi,...ile ahiri ile birlikte bizlerden ve sizlerden kabul buyursun.

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

رَبَّنَا تَقَبَّلْ مِنَّا إِنَّكَ أَنتَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

"Rabbenâ tekabbel minnâ inneke entes semîul alîm. "

Meali :

Esteuzubillah

"Ey Rabbimiz! Bizden bunlari kabul buyur, şüphesiz sen işitensin, bilensin.

Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 127. ayetten pasaj
zikitimzdeki Bu duamizda yine Hz ibrahimin duasidir yani.

Dularda vaazlarda sohbetlerde ve zikirlerde buluşmak dilegi ile esselamu aleyküm



--oOo---


أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ


''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '

وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne,
Amiyn.
Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve

etûbu ileyk.

--OoO--



Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems,  27 Ağustos 2017  Pazar

Original Kar © glan

Print this item

RasitTunca-2 Hikmet Nedir? Yaptığımız Her Amelin Bir Hikmeti mi Vardır? (20 Ağustos 2016 Vaazi)
Posted by: RasitTunca - 05-27-2018, 11:43 AM - Forum: 2017 Tasavvuf Sohbetleri Arşivi - No Replies


Hikmet Nedir? Yaptığımız Her Amel ve Fiilin Bir Hikmeti mi  Vardır?

(Kar©glanin 20 Ağustos 2016 Vaazi)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

كَمَا أَرْسَلْنَا فِيكُمْ رَسُولاً مِّنكُمْ يَتْلُو عَلَيْكُمْ آيَاتِنَا وَيُزَكِّيكُمْ وَيُعَلِّمُكُمُ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَيُعَلِّمُكُم مَّا لَمْ تَكُونُواْ تَعْلَمُونَ


Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Kemâ erselnâ fîkum resûlen minkum yetlû aleykum âyâtinâ ve yuzekkîkum ve yuallimukumul kitâbe vel hikmete ve yuallimukum mâ lem tekûnû ta’lemûn

Meali :

Nitekim size, aranızda (görev yapmak üzere), sizden (kendinizden) bir Resûl (Peygamber) gönderdik ki, âyetlerimizi size tilâvet etsin (okuyup açıklasın) ve sizi (nefsinizi) tezkiye (ve tasfiye) etsin, size Kitap’ı (Kurânı Kerim’i) ve hikmeti öğretsin ve (hikmetin de ötesinde) bilmediğiniz şeyleri öğretsin.

Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 151. ayet

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

يُؤتِي الْحِكْمَةَ مَن يَشَاء وَمَن يُؤْتَ الْحِكْمَةَ فَقَدْ أُوتِيَ خَيْرًا كَثِيرًا وَمَا يَذَّكَّرُ إِلاَّ أُوْلُواْ الأَلْبَابِ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Yu’til hikmete men yeşâu, ve men yu’tel hikmete fe kad ûtiye hayran kesîrân, ve mâ yezzekkeru illâ ulûl elbâb


Meali :

Esteuzubillah

Allah, hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse, şüphesiz ona çokça hayır verilmiş demektir. Bunu (Yani onu hikmeti) ancak akıl sahipleri anlar, o işin erbabı olanlar anlar.

Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 269. ayet

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Bir meclise oturup hikmetli söz dinleyip, sonra bunu başka mecliste bahsederken işittiği şeylerin sadece kötü kısımlarını anlatan bir kimsenin misali(O sohbetin hikmetini anlamayanin mislai), bir çobana gelip: "Ey çoban, süründen bana bir koyun kes!" deyince, çobandan: "Git en iyisinin kulağından tut al" iznine rağmen gidip sürünün köpeğinin kulağından tutan adamın misalidir."

( Hadis-i Şerif , 7233 - Ebu Hureyre)

Hz. Ebu Eyyub radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'a bir adam gelerek: "Ey Allah'ın Resülü! Bana (dini) öğret ve fakat çok özlü olsun!(Hikmetli olsun)" dedi.

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Namazına kalktığın vakit (dünyaya) veda edenin (namazı gibi) namaz kıl. Sonradan (pişman olup) özür dileyeceğin söz söyleme. İnsanların elinde bulunan (dünyalık şeylerden) ümidini kesmeye azmet!" buyurdular."

( Hadis-i Şerif , 7232 - Ebu Hureyre)

"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

Yolculugumuza başliyoruz :

Mesela Ben Gözlük takarim cünkü gözlerim bozuk ondan dolayi, bir başkasida gözlük takar, o ise yakişikli gözükmek için, bir başkasi yine gözlük takar, o ise güneşin zararli işinlarindan korunmak için, bir başkasi yine gözlük takar, o ise kar yansimasi gözünü kör etmesin diye, bir başkasi yine gözlük takar cünkü kaynak yapiyordur, cok yüksek derece  işima yaptigi için gözüne  kaynak işigi zarar vermsin diye,
işde sonucda kullanilan obje tek " gözlük" amma herkes farkli amaclar dogrultusunda o gözlügü takiyor, öyle ollunca benim gözlügü takmakdaki maksadim, ve takmamdaki hikmet iyi görebilmek için, kaynakci korunmak için, yani öyle olunca, hikmet işde, bu örnekde oldugu gibi, yapilan fiil hangi maksada binaen yapiliyor, ve ve sonucda benim ondan gördügüm fayda ne, onu anlatir yani, yine ben burada vaaz ediyorum ki, maksadim bir kac mümin anlamadiklari veya bilmedikkleri bu konularda bilgi sahibi olsunlar diye, yoksa ben bunlari cem yilmaz  gibi, meddahlik edip, sizleri güldürmek için anlatmiyorum herhalde degilmi, gülmek isteyen kimse, gidecek cem yilmazi dinliyecek, bizi dinleyecek olan, vaaz dan nasihat alip, onunla hayatinda iyi  ve faydali işler yapacak, yoksa vaazdan nasihat cikarilmayacaksa muhammedin dedigi gibi :

"Bir meclise oturup hikmetli söz dinleyip, sonra bunu başka mecliste bahsederken işittiği şeylerin sadece kötü kısımlarını anlatan bir kimsenin misali (O sohbetin hikmetini anlamayanin misali), bir çobana gelip: "Ey çoban, süründen bana bir koyun kes!" deyince, çobandan: "Git en iyisinin kulağından tut al" iznine rağmen gidip sürünün köpeğinin kulağından tutan adamın misalidir."

Allah aslana lokma ve rizik olarak, et yemesini uygun görmüş, ve lokmasini diger hayvanlari avlayarak beslenmesini telkin edip, ona  tabiat ve ahlak olarak vermiş. yine ariya lokma olarak ciceklerin özünü vermiş, ona et, berikine cicek özü,  ve bizlerede onun topladigi cicek özünden vücüdundaki fabrikaisinda imal ettigi bal lokmasindan, nasip ayirmiş, öyle olunca, eger bizler bu bal lokmasini kendimiz imal etcek olsaydik, bu ancak bu yüzyilda belki mümkün olurdu, ve bir arac icad etsek, ve o arac bir damla bile olmayan cicek özü için günlük yüz kilometre yol gidip gelcek olsa, topladgi toplam cicek özü, belki günlük bir ari nin mikdari gibi, yani ari gidiyor ve akşama dönüyür, ve vücüdunda onun topladgi cicek özü bir damla bile degil yani,  akşama kadar mesala 100 km yapiyor bir damla bal için, hatta damlanin damlasi kadar bir bal için, haa o cicek özüde daha bal degil, onu fabrikaya götürcen, orda birde enerji sarfedip, bunu bal yapicak, bir damlacik bal, ve 100 km gitmek için benzin lazim, şimdiki az yakan arabalar mesala en az olsa, olsa, 100km de 4 yada 5 lirte mazot yada benzin yakiyor, demek olurki öyle olunca bir damla bal icine bize 5 litre benizini lazim arac lazim, birde onun aracinin eskimesi, yine onu sürcek adamin maaşi, sigortasi, yine fabrika, fabrikadaki işci, yine bircok başka enerjiye ihtiyac varken, Allah ari diye bir canli yaratmiş, ve onu yaratmadaki hikmet, kullarinin hakkindan gelemeyecegi bu kadar zahmetli bir yükü, onlarin sirtindan alip, kücücük arinin sirtina yüklemiş, düşünün bu kücück arinin yükü ne kadar büyük, yani cüssesi kücük amma, yaptgi cürmü, yada ameli pek kiymetli ve büyük ve faziletli bir görev. yine ayaklari ilede yine cicekleri bitkileri, bu rada birde döllüyor, bunlarda yan sanayi ürünleri, yani hani petrolden biz sadece benzin olarak faydalanmayiz, yaninda lastik, araba lastigi, asfalt, yani katran, yine naylon, yine sentetetik kumaşlar gibi ceşitlerle faydalaniriz, yine arinin bizim bilmedigimiz belki binler hikmeti ve faydali feyizli görevleri var, bakan bunun öyle kendiliginden tesadüfen olmadigini anlayacak kadar, akli varsa, deli manyak degilse, onun bu görevini ona yükleyen birisi oldugunu, ve yaratan bir rabbi oldugunu bilir, ve Allah a karşi bu güzel hikmeti karşsiinda, namaz ile secdeye kapanmayipda ne yapacak, Allaaaaaaahüekber deyip, egil rükuya Allahin önüde saygi ile egi,l ve sonra saygi ile rabbimize ya rab sen bize ariyi vermeseydin, biz nasil bal yer idik demek yokmu, bu kadarmi nankörsün ey insanoglu, bundaki hikmeti görmeyecek kadar ahmakmisin.
Peki tamam, arinin bir cok faydasi var bildik, ögrendik amma, Allah aslanada avina karşi cok cetin ve zalim ol ki, onu yakala, öldür ve ye diye telkin edip, tabiat koymuş. peki ari hikmetle yaratilan canlida, aslan kaplan bu zalimlikle ve vahşilikle yaratilinca, o hikmetsiz bir canlimi peki, ki aslan avlanirken öyle zalim olmasa, catal bicak kullansa, masa örtüsü, pecete falan filen ve cok kibar bir canli olsa, nasil avlanipda karni doyacak degilmi, ona lokma et olmuş, et ise canli bir başka hayvanin bedenine saklamiş onun rizkini, yani bakinca aslan kaplan vahşi, ve avina karşi cok acimasiz, yani işde o aslan ve  arinin ahlakinida, biz insanlara sifat olarak vermiş, ve bizler ona tasavufda cibilliyat diyoruz, yani senin cibilliyatin aslan ise, lokman için kimseye acimayan bir canli ve insan olursun, hani rizkimla oynarsan seni öldürürüm derlerya, yani rizki için adam bile öldürebilcek bir cibilliyat, adam meslek olarak Leon gibi katilligi secmiş, bakin filimde bile ismi ne? LEON yani, aslan, yani cbilliyati aslan, yani onun için öldürmek cocuk oyuncagi, yani bunlar lazimmi? tabiki zivanadan cikan zalimlerin öldürülmesinde hizmet görecek bir mehdi askeri aslan ve leon a ne kadar ihtiyac var biliyormusunuz? hatta hava gibi, su gibi bir ihtiyac, böyle zalim gaddar yöneticileri öldürcek, bir leon, ne güzel bir cibillyat olurdu, amma cikmadi henüz, kafirden beter ka h pe düşmani gözünü kirpmadan öldürcek bir aslan, bir Leon, bin tane bok böcesinin yapacagi görevden daha mühim, cünkü dünyayi fitne fesada ugratan, bir ahmagin katli lazim gelir ki, gebersinki fitne fesad dursun, yook amma cikmadi henüz bir Leon daha ortaya, avini  affetmeyen bir Leon istiyon  ya rab, düşmanimin gözünü bile actirmayacak Aslan kaplan kadar güclü, Tilki kadar kurnaz  kurt kadar vahşi, ve atik bir leon ve kralligi için kendinden başkasina muhatac olmayan bir kra,l bir leon,  ve  bu deccal askerinin dünyayi sokdugu bu fitneden söküp kurtarip alsin yeterki,  yani leondaki hikmetide görebiliyormusunuz şimdi, ekmek su gibi onu ariyorum, amma bulamadim henüz.
işde  Hikmetin sahibi olan Rabbimiz bütün işlerini hikmet üzre halketmiş dersek yerinde olur herhalde, öyle olunca, tilki yaratmiş, hem hirsiz hem cok kurnaz, ve bazi insanlarinda işde öyle olunca, rizki için calmayi bile göze alabilcek, ve cok kurnaz insanlar yaratmiş yani, amma tilki o kadar kurnaz olmasina ragmen, bir deri bir kemik gezer akşama kadar, sabaha kadar bir lokma rizik peşinde koşar durur, amma şimdiki hirsiz ve tilki cibilliyatlilarin katlari yatlari, gemileri bile var, ucaklari bile var kardeşim, tilkilerin krali olmuş, yakalanmayan tilki ne olur, abad olur, zengin gibi, yer icer, tavuklari kümes kümes gezip, bir bir tutup tutup yer, amma gözü pek bir cifteli ciftiye rastlarsa, onun kuyrugunu tozutcagi ortada, yine öyle bir ciftcide bulamadik, gözü pek bir ciftci, ciftesini takinip bu tilkileri avlayacak, bir bir kuyruklarini tozutdurcak ciftci, ondan da kalmamiş, olsa dükkan senin diyor dükkanin sahibi.
Rabbimiz Koyun yaratmiş, onunda yününe ortak olmuşuz, yani hani derya bazi babalar ceketimi satar seni okuturun, yani koç gibi baba yününden(ceketinden kürkünden) bile fayda görülen iyi kimse,  koyun gibi koç gibi bir anne yada baba, ve böyle güzel ve iyi insanlar tükenirse, ortada sadece, böyle tilkiler, kurtlar, aslanlar, kaplanlar, ve timsahlar, obur filler gezer olduysa, artik iyilik tükendi, dünya son haddine geldi demekdir, ve iyilik bitince, bu dünya ve kainatin amacina gayesine hizmet etmedigini gören rab, artik bu kainatin sonuna bir nokta koyup, o nokta olan kara delik, bütün kainati icine ceker, karişdirip yogurup yeniden haşretcekdir ki, kalmayan güzellik ve iyi kimseler yeniden bir hak kazansin diye, ve iyiler iyilerin yurduna diyor,  kötüler kötülerin yurduna, ey avurpa cennet gibiydin, yeşilllik, iş, aş, en iyi aletlerin mucidiydin, arabalar ucaklar, katlar, yatlar, ne olduda senin icine, iyiler yurduna teröristler gelir oldu, Barcelonada bile, katiller gezer oldu, cennette hic kötüler sokulurmu, sen daha bunu anlamadinmi, eger cennete aslan yada tilki sokarsan, cennette avlancak kimse bulamayinca, seni beni avlayacakdir, yani sen cennet diyari vatanina bu neyidigi belli olmayan ahmaklari sokdun, bunlarin cibillyati aslan gibi kaplan gibi katiller ise, senide, onuda, bunuda av niyetine gözünü kirpmadan öldürür gecer, lazimmi bunlar?  lazim dedik amma, köpegin neden kapinin dişinda kalmasi gerek anladinmi şimdi ahmak, yillardir muhammedin söyledigi hadisini inkar ettiler, köpek hic dişarda kalirmiymiş, al evine aslan sok, kaplan sok, köpek sok, sonunda olan bu, yani lokmasi için dag dag gezen tilki nerde, amma cennette adam öldüren  katil nerde, anladinmi ahmak, cennete neden katiiller giremez, katiller girerse işde, cennet gibi olan avrupayida suriyeye yada cehenneme cevirir bu ahmaklar, derler ya, yumurtasini pişirmek için, dünyayi bile ateşe verebilcek neronlar sezarlar yani
Allah aslana lokmana karşi cok kibar olma, zalim ol demiş, yoksa ac kalir ölürsün demiş, köpek kibar kapi kulu, sadik asker, amma kapinin sahibinin verecegi bir lokmya muhtac, kapi kulu, timsah daha vahşi,  bunlar ne?  kim bunlar peki?  işde sen ben o biziz yani, bütün insanlik ve cibilliyatlari, yani öyle olunca, nasil domuzlar dagdan, baga bahceye inmye başlayinca avlayip, bunlari azaltip temizlemek gerekiyorsa, bu dünyayi fitne fesada sokan bu ahmaklardan da en kisa süre icinde temizlenmesi lazim, yoksa domuzlar timsahlar aslan caddeye indiyse, güvenlik kalmadi demekdir, sokaklarda aslan gezdiginin farkinda olmayan ahmak, hala suriyleri alma derdinde, cöl aslani derdinde, aslan var, kaplan var, mehdi aslani mehdi kedisi, önüne verileni lokma diye yer, aslan var kaplan birde, kötülerin köpegi olmuş aslan, insanlik için degilde, şeytanin askeri olmuş aslan kaplan, aradaki farki artik  sen tahlil et dur.
o yüzden Ey  bu dünyanin tapusunu eline gecirmeye calişan ahmaklar, dünya size mülk degil yiyecen, icecen aldigini yerine koyup, bu dünyadan göcecen, dünya sana mülk degil, tapusunu senin üstüne yaziverseler, bir gün gebercen,  ne sen kalcan bu dünyada, nede o tapun anladinmi ahmak, ölüm varken, dünya senin olsa ne yazar , eger aldigini yerine koymayi ögrenmediysen, sen insan olamazsin, ancak vahşi hayvan olursun belki, dünya fani, Allah ise baki olan, tek baki kalan, Allah olcak oldukdan sonra daha ne ?

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

كُلُّ مَنْ عَلَيْهَا فَانٍ  وَيَبْقَى وَجْهُ رَبِّكَ ذُو الْجَلَالِ وَالْإِكْرَامِ  فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ


Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Kullu men aleyhâ fân.Ve yebkâ vechu rabbike zûl celâli vel ikrâm.Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân.

Meali :

Esteuzubillah

Her ne var ise Bütün kişiler (insanlar ve cinler) fanidir (yok olucudur).  Ancak azamet ve ikram sahibi Rabbinin zâtı bâki kalacaktır. O halde siz (insan ve cin toplumu), Rabbinizin hangi ni’metlerini yalanlıyorsunuz?

Sadakallahul Aziym RAHMAN Suresi 26.27. 28. ayet

yine öyle olunca, sen insansin, cok iyisin, cok kibarsin, ve cevize cok kibar davaranirsan, cevizin kafasina cekici indirmezsen, cevizi kiripda icine inemezsin, ve cevizini meyvasini yiyemezsin , hikmet zorbaligin haddini anlamakdir bir nevi, yani zorbalik kime, neye karşi zalimlik,  yine kime neye karşi anlayabilen bir aslan, mehdi askeri olmuş aslandir, kime karşi neye kurnaz olcagini bilen tilki, yine mehdi askeri olan tilkidir. yine kurban vakti geldi ve Allah "venhar"  yani Kurban kes diyor yani azraillik veriyor, yani sanada banada aslanlik veriyor, alabilirsen, sende aslan olursun, kurban kesecek kadar zengin isen, bir de kendin kesebiliyorsan, senin bir cibilliyatinda aslan demek olur, amma kime karşi alsan, hangi emre itaat eden aslan, şeytana itaat eden aslan degil, Allaha ve allah askerlerine itaaat eden aslan ol, ve mehdi zamanin sahibiyse ona itaat eden aslan, yani katil, yani koyun kurban edip kesen birisi koyun katili, inek kesen inek katili lan, o olmuyorsa, başinda dönen pis sinegi kovacak kadarda  mi olamdin ahmak, yani bakin başimiza bela oldu bu ahmak, viz viz dönüyor, sinegini kovalaycak kadar aslan olamayacanmi sen ey mehdi askeri, sinek ölürende katil, sinek katili bir aslan, yani başina musallat olan ahmagi kovacak kadar güclü bir aslan belki ancak, o kadar bir aslan olursun, sinegini kovacak kadar,  sinek katili zalim bir aslan, onada aslan denirmi, evet denir, onada aslan denir.

adamin biri yollara düşdü, zulume karşi yürüyoruz dedi, amma biz diyor, cok kibariz, kimseyi incitmeyiz diyor, lan ah mak karşindaki dangaloz ise, senin yumuşak ve kibar olmandan  anlarmi, köyden ayinin birini getir, en lüks lokantaya sok, o sofra adabini ne bilsin, sirayi ne bilsin, corbanin sirasinii ne bilsin, ön menüyü ne bilsin, ne gelirse önüne yer gecer,  yani cok kibar  da olma, sana zulum edene sen hala habil gibi ben cok kibar beyefendiyin dersen, senin öcünü Allah alsin diye hakkini hukukunu  Allah a birakan habil olursun, habilin öcü haala alincak duruyor, cünkü kiyamet kopupda hesap görülmedi, yillardir bekliyor o öc, cok kibar adam ya habil, sende cok kibar isen, senin vatanini da elinde alip satarlar, sonra sen artik kiyametten sonra haşrda davani Allah asöylersin  " amma ben cok kibardim efendim" dersin o zaman, la n dangil, isa dedi göze göz, dişe diş, ah mak koskoca peygamberdnen dahami iyi biliyon sen bu insanlari, ah mak cok kibarmiş sadece yörümüşmüş, al senin karşindaki sana karşi hicde kibar degil, seni de hapse tiksinda gör kibarligin sonunu ah mak adam.

Bir zamanlar Ankarada devlet planlamda bir tandigim vardi, araci olsunda bir işim vardi, ona yardimci olsunda, işim olsun diye gitdim, rüşvet oarakda, burda o zamanlar schling vardi para birmi 500 küsür schlinge aldigim BOSS markali orjinal parfümü kendime diye almişdim, boş gitmeyen diye hediye götürdüm, vardim dah önce görüşmüşdüm vardim adam dairesinde yokmuş, birde salaklik edip, onun odasinda ikinci memur varmiş, odasina vardim ,o mmur benim tandigim için o yok dedi, ordaki ikinci adama verdim, bunu ona veriverdedim. ahmalikmi evet insanin salak ve ahmak oldugu vakitlerde oluyor, ne o işim oldu, nede o adaain haberi var belki o parfümden, parfümü el aldi banada ceremesi  ve cürmü kaldi, bende birde rüşvet vermiş yükümlüsü oldumm hak katinda, olurmu olur, dinde rüşvet varmidir yokmudur, şu örnege bak, yani evinde köpegin varsa, köpegede rüşvet olarak yal ekmek veriyorsun ki, evi beklesin, yada koyuncuysan koyunlari beklesin, köpege verdigin rüşvet degilde ne? yine maymunu egitcez diye maymuna rüşvet veriyorlarki, onlara akilli maymunluk etsin diye, yani onlar oluyorda, dinde rüşvetin olmadingi nasil anlarsin, rüşvet yasak, evet amma, her yasagin bir irregular hali illa vardir, yani yasagin delindigi yer de vardir. burda adamlar işcilerine  yilbaşi parasi verirleer yilbaşinda alacagi ekstra alişverişlerini alabilsin,i hediyelerini alsin diye, niye yani  hakkettigi ayligi bu ne, daha iyi calişsin  diye rüşvet degilde ne, yok o hediye yada hakkettigi diyeceklerdir, halbuki hakki calişdigi aylik degilmi, amma işde  işcisinede destek cikmakdir bu, yani köpege daha iyi yal vermek, et vermek sucuk vermek gibi yani, adam polis olmuş, ayligi yeterli gelse, rüşvete tenezzül edermi? etmez, ancak bir ahbabi tanidigi gelirse, hatiri gönül işi yapar, yani hamiline yazili kart verenler gibi, yani ne demek, "o sayin falanca, bu gönderdigim adam, yakin dostumdur, işini lütfen kolaylikla gör, olurmu" dwnwk yani. hani Abdülbaki bilmem nakşiler, sofiler diyorya, sirattan şeyh gecircek diyor ya, yani  sen mesala kanunlari bilmiyorsun, avukat tutuyorsun, ve avukat kanunlari bildigi icinn senin davanda seni savunup,  seni hakli cikarmaya calişan adam, ona para vemek yine ne demek, avukatlik tamamen rüşvet meslegi,  yasal rüşvet veriyorsunki, seni hakli cikarsin, sucluyanda bile, seni sucsuz cikarsin, yani haní kurnazlik demişdikya, yani tilkiligin bir nevisi, kurnazlik yani, avukat ne, kurnaz adam, hangi delikden girilcegi bilen adam demek, yani yasalarin incigini cincigi nedir, nereden ne olur, adam idama giderken idam sehpasindan indirebilen, kunraz adam, tilki lan tilki işde, kurnaz tilki,  nere delik, nere kovuk bilen adam demek yani.

yani velhasil her hayvan bir cibilliyat, ve o cbilliyati taşiyanlarda, sen ben o, ve Allah "venhar" diyorsa, sende kurban kes diyorsa, bu farz degilse vacip ise, o zaman illa kesecen diye birşey yok, gücün yetiyorsa kes, yani sende istersen, güclüysen, o cesaretdeysen, aslan ol, adami kan tutuyor,  kan görmeye dayanamiyor, bundan nasil aslan  olcak, kibar aslan, ev aslani, et yemeyen aslan.  hep et yersen. hep et yersen. ot yemezsen, demir  sertlik, yani gaddarlik amma, biraz da ot yeren kibarlik, ve eger vücüdun demiri olmasa, hep et olsa, bu sefer kemikler olmazsa sert olan kemikler olmasa, vücüda kadavra derler, ayakda duramazki o vakit, yani yerine göre, sertlikde lazimdir, yerine göre zalimlikde lazimdir, hak olan zalimlige, Allah "venahar" demiş, yani görev olan, vebal olan, Allahin üzerimize vebal arttigi zalimlik kurban kesin  et yiyin, demirinizide alin, sert ve vahşi olun birazda yani. ve vatanini elinden almaya calişiyorlar ise, sen haala kibarlikdan bahsedersen, osmanlinin son vakitinde kibar paşalardan olursann ingiliz mandasina girelim dersin,
işde cok kibarsin, şimdi kim gidipde savaşcak be ammaaaaaan, ingiliz oluverelim gitsin der isen , annanina ingiliz ...amma onuda düşündünmü paşa, osmanli paşasi, bak sen kabul ettin ve son paşa olarak ingiltereye sürüldün ve senin anani ingilizler .... sen istedin cünkü, ammaaaaan kim savaşcak dedinya, bak anani anani anladinmi  gerin zekali ayni şimdi suriyelilerin yaptgi gibi, kendi vatanlarini savunmayip, kacan ahmklar. yeri gelince zalimde oluncagini, kibar olunmayacagini yine anlayan mehdi askeridir, anlamayan ah mak ardimizdan gelmesin.
ardimizdan gelenler zayif bir tarafimizi görünce, yoldan cayiyorlar, lan ahmak, peygambere 40 günmü iki aymi vahiy gelmiyince, kafirler sevindide, ya müminler ne düşündü demek yokmu ,ona inananlara ne oldu acaba, Allah falan yokmuş, olsa idi cevap gelirdi, o da biz gibiymiş, diye düşünen hicmi olmadi, onlarda insan, sen ben o gibi, ayni duygular onlardada var, degilmi?  öyle olunca,  yine ayşe olayinda, hani ömer daga yaslan deyip bilmem nerdekini görürken, onun büyügü peygamber, arkada kalan ayşe ye ne oldu bilemedimi? bielmedi tabiki, götünde gözümü var, oda insan degilmi yani, ne oldu, hadi ayşe ananin babanin evine git, ben allahdan cevap bekliyon demedimi, gördüyse Allah gördü demedimi, hani buna yine kafirler münafiklar sevindi belki, ona bir oyun oynadilar, başina püsküllü bela acdilar, onu sinamak için. farki varmiydi, ama oda insanmiş, at gibi ardini falan görmüyormuş degilmi, bunu anlayan bizimde sizler gibi oldugumuzu anlar, mehdi olsan peygamberden dahami üstün olcak, ne olcak, sende insansin, bende. ancak işde muhammed ne yapti, gördüyse bunu allah gördü, bakalim llah bize ne vahiy verecek diye bekledi, ayşe olayinda. ve Allah onu rahatlatdi kafirlerin oyununa getirmedi ve

kafirler ve münafiklar bir oyun ve tuzak düzdü, amma Allahda onlara tuzak düzdü, muhammed  eger vahyi beklemeseydi, kendi vechine haraket etseydi, o zaman esas kafirler gülcekdi ona, ya müminler, müminlerin imani sarsilmadimi bu olayda, "o herşeyi bilir , Allah ve Rasulü dah iyi bilir " dedikleri muhammed bilemedi, ve Allah a danişdi, ya vahiy gelmeyince, hadi bunda vahiy geldi, ya gelmeyince ne oldu, yine musa tura gitdi, gelesiye hepsi Allahi kitabi unutdu, Allahi kitabi bu kadar az zamanda kim unutur, ancak sarhoş olan  olanlar ancak. manna denen altin suyu  icmiş olsalar gerek,  yani yari sarhoş, yani akli başinda olan,  hemen unuturmu, yani hepsi manna sarhoşu olmuşlardi demekki, bilgisayarda altin chip setinde kullaniliyor, yani iyi iletken madde oldgu için. öyle olunca insan bedenindede altin beyinde kullanilan made , eger beyine fazla altin alinirsa, bu sefer ne olur, yine zarar degilmi, bilgisayarin chipinde öyle bir külce altina ihtiyac yokkine, sadece iletken tellerin  altin olmasi kafi, degilmi bilgisayarin bütün kablolarini altindan yapmak marifetmi yani, ve beyindede cüzi miktarda altin kifayet ederken, sen onu altina bogarsan, o zman fazla gaz verince benzine bogulan araba gibi, bayiri tirmanamazsin, önce dökdügün benzini icecek yiyecek o araba, sonra bir daha dökecen ona benzin, eger şaril şaril benzin döksen bile, onun yiyecek gücü yoksa, ancak benzin israfi olur sadece degilmi, beyinde böyledir yani, onun öyle fazla altina filan ihtiyaci yok, öyle altin suyu icmeye falan ihtiyaci yok, o ancak israrfdir, allah altini yiyceklerin icinde cüzi miktarda bedenimize zaten sokmakdtadir, sen ona manna suyu ile o kadar cok altin verirsen elbet beyin denen computerinde bozulcak, ve sarhoş gibi olcaksin, ve Allah yerine, tabiki yanliş olan, buzagiyada taparsin afedesin şeytanada taparsin.
yani öyle olunca öyle mehdilik : cinleri görmek melekleri görmek, bilmem şeytanlari görmek demek falan degi,l peygamberlikde, o degil, bak diyoruz, muhammed arkada kalan ayşeye ne oldu görmedi, ancak Allah ilham edince bildi, ne oldgunu, ömerin o hali bilmeside ayni ancak allah ilham edince melekleri ile ilham edince bilir yoksa ardindan bicaklyan münafigi görmedi işde.

Hz. Ömer'in halifelik yıllarıydı. Takvimler hicretin yirmi üçüncü yılını göstermekteydi. Halife her Cuma olduğu gibi, o Cuma da Medine'de Mescid-i Nebevi minberinde hutbedeydi. Orada konuşurken, bir ara sözleri arasında şöyle dedi:

"Yâ sâriyetu el-cebele, el-cebele !"

Mescittekiler soran gözlerle birbirlerine baktılar. Sâriye, İran'da devam eden fetihlerde görevli bir komutandı. Hz. Ömer Sâriye b. Zenim'i, Dâr-ı İbkird ve Fesa bölgesine komutan olarak tayin etmişti. Bu iki yer İran topraklarındaki iki bölgenin adıydı. Şimdi o, Medine'den Sâriye'ye sesleniyor ve ona hemen dağa çekilmesini söylüyordu. Oysa Sâriye ile arasında çok büyük bir uzaklık vardı. Hz. Ömer hutbede niye böyle demişti? Bu farkında olmadan ağzından kaçan bir söz müydü, yoksa Sâriye'nin durumunu görüp ona bir ikaz da mı bulunmuştu?

Aradan birkaç hafta geçince Medine'ye bir elçi geldi. Elçiyi, komutanı Sâriye Medine'ye göndermişti ve elçinin yanında bir fetihname bulunmaktaydı. Elçi o Cuma günü savaşta olanları anlatınca durum açıklığa kavuştu: Hz. Ömer'in minberden emir verdiği gün, Sâriye'nin askerleri Sasani Devleti güçleriyle çarpışıyordu. Cuma vaktinde savaş sırasında Sâriye, Hz. Ömer'in şu sözlerini ve emrini duymuştu

"Ya Sâriyetu, el-cebele, el-cebele!"

Duydukları üzerine şaşırmıştı ama yine de, emredileni yerine getirmek için askerin sırtını yakındaki dağa vermiş ve sonunda zaferi kazanmıştı.


Yani öyle mehdilikdende, ucuvermek kacivermek gibi mucize keramete beklemeyin, ve evet vardir kerametleri , sizin bilmediginiz bazi şeyleri bilir, cünkü ona bildirirler, sizin yapamadiginiz bazi şeyleride belki yapar, amma bunlari siz daha henüz bilmediginiz için böyledir, yani Allah yasalar koymuş kainata, bir yasasinin üstünde, başka bir yasasi vardir, ben en sertin  egilmen bükülmen (secde etme) diyen demri celigi de delen bir maddeyi yarattiysa, daha ne yani, ben kabadayiyin, asarin keserin mi diyorsun, yarin senide bir asan kesen illa cikacakdir, unutma demiri de en sertide delebilen bir madde var, hatta demiri, kendisine, yani demiri demir deler,  demir demiri deler gecer, sen gibi zalimi gaddar adami bir başka gaddara öldürtür gecer, asar gecer. yani  bu ah magi başinizdan atacak akillilar kalmadiysa, gaz veripde başinizdan kovacak delinizdemi kalmadi , yok amma akilli delilerde kalmamiş demekki yani, dükkan boş kardeşim, dükkan boş, adam kalmamiş dünyada velsahil kelam, cünkü  bir hadisde diyorki Muhammed :

Ebu Hureyre’nin rivayetine göre ise, resulullah şöyle buyurdu:

“Kâbe'yi bacakları sıska, cılız bir habeşli yıkacaktır.”

( Buhari; Tefsiru sureti’l-Maide, 97)

Yani bakin bunlar suriyelileri aldilar, ve dün vatanlarini koyup kacip vatana ihanet edenbu Suriyeliler, bu gün müslümanlara ihanet ediyor, ve gavurun köpegi olmuşlar, ve ispanyada Türk kahvesi camisi bombaliyorlar, hani müslümandinya, yani kimin köpegi olmuş, yani para bokuna katil, dedikya başta aslan amma, kimin aslani olmuş, artik şeytan uşaginin aslani, aslan amma, aslan degil gavurun köpegi olmuş, ve müslüman bombaliyor yine IŞID ne? yani gavurun köpegi olmuş aslanlar, müslüman öldüren aslan, yani vatan hainleri, şimdide müslümanlara hainlik ediyor, yani öyle olunca yarin bir habeşliyede kabeyi yikdirtir bu kafirler, yani yine bizden biri, ekmek davasina katillik eden ahmak, yani yine ayni dava,  aslan amma ekmeginin katili olmuş bir aslan, davasi ekmek davasi, amma işde aslanlikdan nasip almamiş aslan, hikmeti cözememiş aslan, yani gavurun kafirin köpegi olmuş aslan .
ve uhud haribinde Muhammedi öldü görenler var, ölmedgi ne malum, müminler temelli zor duruma düşmemek için, belkide onun yerine, esas ona benzeyeni koydular, ve kafirlere karşi ayakda durdular siyaset yaptilar, yoksa bütün ümitler yikilcak, ve muhammed  de insan, demirden degilki, kurşun atsan gecer, bicak dürtsen onada gecer degilmi,  ya öldüyse diye hic düşüneniniz oldumu, olmadi. daha henüz olmadi ya öldüyse o vakit, yani kardeşim kimse baki degil, ancak Allah baki
zekeriya peygamber şehid olduysa, isa carmihda öldürüldüyse, o zaman muhammedin ölme ihtimali de var, bunuda unutma, aklinin bir yerine koy, oldumu ey mümin, oldumu ey müslüman, yani öyle süpermen hikayeleri yalan dolandan ibaret. 

Kuranda sondan bir önceki sure Felak suresinde buyruluyorki :

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِ  مِن شَرِّ مَا خَلَقَ  وَمِن شَرِّ غَاسِقٍ إِذَا وَقَبَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Kul eûzu bi rabbil felak. Min şerri mâ halak. Ve min şerri gâsikın izâ vekab

Meali :

Esteuzubillah
Karanlik ve zulumat olanca gücüyle bastirdiginda,Yarattığı mahlûkların şerrinden, Karanlığı yarıp ışıtan sabahın Rabbine Sığınırım de. (Nurfelaka Sığınırım de, yani merküre, sabah yildizina, yani mehdiye siginirim de) .

Sadakallahul Aziym FELAK Suresi 1.2.3. ayet
Yani sondan hemen önce, işde karanlik ve zulumuet, insanligin üstünü, kapladi kaplayacak hale geldi, ve sondan bir sure önce, kac ayet kaldi kiyamete, bundan sonraki ayet büyücüler cikacak ortaya, sonra hasedciler cikacak, birbirini cekemeyipye birbirini yiyenler ortaya cikacak, sonra  da Nas suresi, son sure, bu sefer orda diyor Rabbe siginin, yani ananiza babaniza siginin o vakit,
ve biz Raşidi zikir evradimizda anamiza babamiza dedemize boşuna fatiha ismarlamiyoruz herhalde degilmi, sebebiu ve hikmeti neymiş, Esteuzubillah " قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ النَّاس " " Kul eûzu bi rabbin nâs " De ki: “Ben insanların Rabbine sığınırım.” insanin Rabbi yani egiteni ögreteni terbiyet edeni rabbi yada mürebbisi kimdir "Anasi Babasi" sona varinca kime sioginmasi lazimmiş anasina babasina, sonra insanlarin sahibine siginin, "مَلِكِ النَّاسِ " yani insan kalmayi becerene siginin, sonra  ise,  " إِلَهِ النَّاسِ " İlâhin nâs , yani İnsanların İlâhı’na yani insanlardan olan ilaha yani halifeyi ruyu zemine ,son Allah diyen kalbe siginin, yani insaligin ilahina, yani son Allah diyen.

Deccal ve kafirler onuda delip gecince, karanlik ve zulumet  şeytanlar ortada gezer olcak, hannes şeytanlari, yani onu bunu fitleyenler. onu bunun üstüne süren, bunu onun üstüne süren düşmanlar, eeee bu da oldu zaten, şimdi işde, bakin suriyelileri aldilar, bizim müslmani alip, gavur edip, bizim üstümeze sürüyorlar, daha ne, bu da oldu, yani haftaya cumaya kiyamet koparsa şaşmayin, kabenin yikilmasi mi kaldi, artik bekleyelim bakalim, onuda habeşliyi sürüp yapacakmiş bu kafir, yani Allahu alem Obama bir sudanli aslan deniyor, amma o belkide habeşli bir aslan ise ve bacaklari ince adam  ve Amerikanin son durumu ortada, illuminati ile, tramp taraftalarinin karşi karşiya gelişide ortada, ve eger illuminat tarafi obamyi sürerse, oda gidip kabeyide yikarsa, olmaz olmaz degilmi, yani bunlarda olabilir, hesap dahilinde inklusiv yani, ondan sonrasi için ne diyor kuran, bu kafirler ve hocalari şeytan aleyhillane hannes şeytanlari,  artik kalplere hükmedecek, beyinden yönetiyordu insanlari bu decal köpegi, artik insanlarin kalplerine sudurlarina söz gecirmeye başlayacak, ve son  "Allah" diyenin Kalbide "Allah" demez, yahut diyemez olunca, ölünce, artik Allah diyen kalpde kalmayacak, ve sonra artik bu işe yarmaz dünya yaratilma hikmetine ve gayesine hizmet etmeyince, yeniden yogrulmak üzre kara deligin icini boylayacak , ve ve küvviret edilip toz duman edilcek

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

يَوْمَ نَطْوِي السَّمَاء كَطَيِّ السِّجِلِّ لِلْكُتُبِ كَمَا بَدَأْنَا أَوَّلَ خَلْقٍ نُّعِيدُهُ وَعْدًا عَلَيْنَا إِنَّا كُنَّا فَاعِلِينَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Yevme natvis semâe ke tayyis sicilli lil kutub(kutubi), kemâ bede’nâ evvele halkın nuîduhu, va’den aleynâ, innâ kunnâ fâılîn

Meali :

Esteuzubillah

O gün, kitapların yazılı sayfalarını dürer gibi semayı düreceğiz. Onu ilk defa halketmeye başladığımız gibi (eski durumuna) iade edeceğiz (geri döndüreceğiz). Bizim üzerimizde bir vaaddir. Muhakkak ki (bunu) yapacak olan, Biziz.

Sadakallahul Aziym ENBİYA Suresi 104. ayet

ve o gün rab diyecek : "Eynel Asuune"

Ey Asi gelenler nerdesiniz gelion bakan, bu günün rabbi kim bakin bakalim,  vahdidul kahhar olan Allah.(hepnizi gömen kiyamaeti koparip toz dumana ceviren)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

فَادْعُوا اللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ  رَفِيعُ الدَّرَجَاتِ ذُو الْعَرْشِ يُلْقِي الرُّوحَ مِنْ أَمْرِهِ عَلَى مَن يَشَاء مِنْ عِبَادِهِ لِيُنذِرَ يَوْمَ التَّلَاقِ  يَوْمَ هُم بَارِزُونَ لَا يَخْفَى عَلَى اللَّهِ مِنْهُمْ شَيْءٌ لِّمَنِ الْمُلْكُ الْيَوْمَ لِلَّهِ الْوَاحِدِ الْقَهَّارِ  لْيَوْمَ تُجْزَى كُلُّ نَفْسٍ بِمَا كَسَبَتْ لَا ظُلْمَ الْيَوْمَ إِنَّ اللَّهَ سَرِيعُ الْحِسَابِ


Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Fed’ûllâhe muhlisîne lehud dîne ve lev kerihel kâfirûn.Rafîud deracâti zûl arş(arşi), yulkır rûha min emrihî alâ men yeşâu min ıbâdihî li yunzira yevmet telâk.Yevme hum bârizûn(bârizûne) lâ yahfâ alâllâhi min hum şey’un, li menil mulkul yevme, lillâhil vâhidil kahhâr.El yevme tuczâ kullu nefsin bimâ kesebet, lâ zulmel yevme, innallâhe serîul hisâb.


Meali :

Esteuzubillah

O hâlde, kâfirlerin hoşuna gitmese de, siz dini Allah’a has kılarak O’na ibadet edin. ihlas ve sadaket ile Allah’a davet edin.(O Allah ki) dereceleri yükselten, Arş'ın sahibi, buluşma günüyle (isa ile Mehdinin bir araya gelmsi günleri) uyarması için kullarından dilediğinin yanina(Mehdinin yanina yandaş, yardimci olmak üzre), emrinden olan Ruh'u (isa yi) indirir. Onların bariz olduğu (ortaya çıktığı belli olduklari tanindiklari ) gün onlardan (hiç)bir şey Allah’a gizli kalmaz. O gün mülk kimindir? Tek ve Kahhar olan Allah’ındır. O gün herkese kazandığının karşılığı verilir.  O gün asla zulüm yoktur. Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir.

Sadakallahul Aziym MU'MİN Suresi 14.15.16.17. aye

Rabbim, Mehdiye, yani  bize kuvvet versinde, o gün gelip catmadan önce, Allaha ve yoluna davet etmeye devam etsin ki , yani vaazlarimiza devam edebilellim ki, insaNLIK BELKI YOK OLUP GITMEKDEN KURTULUR BIR ÜMiT YANi, her ne kadar insanlar  onu yalanlasada kerih ve kötü görselerde. Rabbim ona ve ehline (Mehdi ve Sevenlerine) görevine sadakat ile devam etme gücü ver!



--oOo---


أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ


''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '

وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne,
Amiyn.
Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve

etûbu ileyk.

--OoO--


Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems,  20 Ağustos 2016  Pazar

Original Kar © glan

Print this item