Welcome, Guest
You have to register before you can post on our site.

Username
  

Password
  





Forum Statistics
» Members: 27
» Latest member: Fahriye
» Forum threads: 5,400
» Forum posts: 5,896

Full Statistics

 
RasitTunca-2 Halime Anne ve Süt Annelerimiz (Kar©glanin 1 Nisan 2017 Vaazi)
Posted by: RasitTunca - 05-26-2018, 12:12 PM - Forum: 2017 Tasavvuf Sohbetleri Arşivi - No Replies


Halime Anne ve Süt Annelerimiz

(Kar©glanin 1 Nisan 2017 Vaazi)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَإِذْ قَالَ مُوسَى لِقَوْمِهِ إِنَّ اللّهَ يَأْمُرُكُمْ أَنْ تَذْبَحُواْ بَقَرَةً قَالُواْ أَتَتَّخِذُنَا هُزُواً قَالَ أَعُوذُ بِاللّهِ أَنْ أَكُونَ مِنَ الْجَاهِلِينَ قَالُواْ ادْعُ لَنَا رَبَّكَ يُبَيِّن لّنَا مَا هِيَ قَالَ إِنَّهُ يَقُولُ إِنَّهَا بَقَرَةٌ لاَّ فَارِضٌ وَلاَ بِكْرٌ عَوَانٌ بَيْنَ ذَلِكَ فَافْعَلُواْ مَا تُؤْمَرونَ  قَالُواْ ادْعُ لَنَا رَبَّكَ يُبَيِّن لَّنَا مَا لَوْنُهَا قَالَ إِنَّهُ يَقُولُ إِنّهَا بَقَرَةٌ صَفْرَاء فَاقِعٌ لَّوْنُهَا تَسُرُّ النَّاظِرِينَ

Ve iz kâle mûsâ li kavmihî innallâhe ye’murukum en tezbehû bakarah(bakaraten), kâlû e tettehızunâ huzuvâ(huzuven), kâle eûzu billâhi en ekûne minel câhilîn. Kâlûd’u lenâ rabbeke yubeyyin lenâ mâ hiy(hiye), kâle innehu yekûlu innehâ bakaratun lâ fâridun ve lâ bikr(bikrun), avânun beyne zâlik(zalike) fef’alû mâ tu’merûn. Kâlûd’u lenâ rabbeke yubeyyin lenâ mâ levnuhâ, kâle innehu yekûlu innehâ bakaratun safrâu, fâkiun levnuhâ tesurrun nâzırîn

Meali :

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Hani Mûsâ kavmine, “Allah, size bir sığır kesmenizi emrediyor” demişti. Onlar da, “Sen bizimle eğleniyor musun?” demişlerdi. Mûsâ, “Kendini bilmez cahillerden olmaktan Allah’a sığınırım” demişti. “Bizim için Rabbine dua et de onun nasıl bir sığır olduğunu bize açıklasın.” dediler. Mûsâ şöyle dedi: “Rabbim diyor ki: O, ne yaşlı, ne körpe, ikisi arası bir sığırdır. Haydi, emrolunduğunuz işi yapın.” Onlar, “Bizim için Rabbine dua et de, rengi neymiş? açıklasın” dediler. Mûsâ şöyle dedi: “Rabbim diyor ki, o, sapsarı; rengi, bakanların içini açan bir sığırdır” dedi.

Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 67. -  68. - 69.ayet


---oOo---
Hz. Peygamber süt annesinin (Halime annemizin) yanında iken birçok mücize meydana gelmişti. Bunlardan en meşhuru İslam tarihine " Şakku's Sa'd “ yani göğsünün yarılması olarak geçen olaydır. Olayı Kainatın Efendisi şöyle anlatıyor :

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Yanıma beyaz elbiseli iki kişi geldi. Birinin elinde içi karla dolu bir tas vardı. Beni tuttular ve göğsümü yardılar. Kalbimi de çıkarıp yardılar. Ondan siyah bir kan pıhtısı çıkarıp bir yana attılar. Göğsümü  ve kalbimi o karla temizledikten sonra ayrılıp gittiler.“

( Hadis-i Şerif ,)

"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"


Yolculugumuza başliyoruz :

MEALLERDE BU YUKARDAKI BAKARA YANi iNEK AYETi BÖYLEDiR


"Hani Mûsâ kavmine, 'Allah size bir sığır kesmenizi emrediyor.' demişti. Onlar da 'Sen bizimle eğleniyor musun?' demişlerdi. Mûsâ, 'Kendini bilmez cahillerden olmaktan Allah'a sığınırım.' demişti. 'Bizim için Rabbine dua et de onun nasıl bir sığır olduğunu bize açıklasın.' dediler. Mûsâ şöyle dedi: 'Rabbim diyor ki: O, ne yaşlı, ne körpe, ikisi arası bir sığırdır. Haydi emrolunduğunuz işi yapın.' Onlar, 'Bizim için Rabbine dua et de rengi neymiş, açıklasın.' dediler. Mûsâ şöyle dedi: 'Rabbim diyor ki, o, sapsarı; rengi, bakanların içini açan bir sığırdır.' dedi. 'Bizim için Rabbine dua et de onun nasıl bir sığır olduğunu bize açıklasın. Çünkü sığırlar, bizce, birbirlerine benzemektedir. Ama Allah dilerse elbet buluruz.' dediler. Mûsâ şöyle dedi: 'Rabbim diyor ki, o; çift sürmek, ekin sulamak için boyunduruğa vurulmamış, kusursuz, hiç alacası olmayan bir sığırdır.' Onlar, 'İşte, şimdi tam doğrusunu bildirdin.' dediler. Nihayet o sığırı kestiler. Neredeyse bunu yapmayacaklardı. Hani, bir kimseyi öldürmüştünüz de suçu birbirinizin üstüne atmıştınız. Halbuki Allah gizlemekte olduğunuzu ortaya çıkaracaktı. 'Sığırın bir parçası ile öldürülene vurun.' dedik. (Denileni yaptılar ve ölü dirildi.) İşte, Allah ölüleri böyle diriltir, düşünesiniz diye mucizelerini de size böyle gösterir."

﴾Bakara, 2/67-73﴿

Bu âyetlerde İsrâil tarihine ilişkin olaylardan bir sahne anlatılmaktadır. Burada, Hz. Peygamber dönemindeki Yahudilerce bilindiği için (bk. Tesniye, 21/1-9), söz konusu ineğin kesilmesini gerektiren olayın ayrıntısı hakkında bilgi verilmemiş, sadece 72. âyette bir adam öldürme olayından söz edilmiştir. Hz. Peygamber dönemindeki Yahudiler, bu olay hakkında mâlumat sahibi idiler. Bazı sahâbîler de onlardan edindikleri bilgilerle olayın teferruatı hakkında açıklamalar yapmışlardır.

Abdullah b. Abbas, Ubeyde b. Sâmit, Ebü’l-Âliye gibi sahâbîler ve diğer bazı ilk dönem müfessirlerinin verdiği birbirine yakın bilgilere göre hayli zengin ve yaşlı bir Yahudi, mirasına ve kan bedeline göz diken yeğeni tarafından öldürülüp bir yere atılmış, cinayet bir mâsumun üstüne yıkılmak istenmişti. Katilin bulunamaması yüzünden toplumda neredeyse silâhlı mücadeleye kadar varacak bir gerginlik doğdu ve olay Mûsâ’ya bildirilerek kendisinden bir çözüm bulması istendi. O da Allah’tan aldığı vahye uygun olarak bir inek kesmelerini ve bunun bir parçasıyla maktulün cesedine vurmalarını emretti. Denilenin yapılması üzerine maktul dirildi ve kendisini öldürenin kimliğini açıkladı (Taberî, I, 337-340; Râzî, III, 114).

Hz Muhammedin Süt Annesi

Hz. Muhammed(s.a.v.)'in süt annesi olarak genelde Halime-i Sadiye bilinmesine rağmen tarihi kayıtlara göre kendisine süt annelik yapmış üç hanım bulunmaktadır. Bunlar kronolojik sıra ile Süveybe, Halime-i Sadiye ve Ümmü Eyme'dir. Aralarından Hz.Muhammed(s.a.v.)'e en uzun dönem süt annelik yapan Halime olmuştur.

Hz.Muhammed(s.a.v.), Ümmü Eymen den bahsederken "Anamdan sonra anamdır" buyurmuşlardır. Yine bir gün Resulullah(s.a.v.), "Cennet ehlinden bir kadınla evlenmek isteyen, Ümmü Eymen ile evlensin" diye buyurmuşlar ve Zeyd bin Hârise onunla evlenmiştir. Bu evlilikten Üsâme bin Zeyd dünyaya gelmiştir.

Süveybe, Ebu Leheb'in cariyesi olup, daha önceleri Hz.Muhammed(s.a.v.)'in amcası Hz.Hamza'yı da emzirmiştir. Bu hanım Hz.Muhammed(s.a.v.)'i oğlu Mesruh ile beraber emzirmiş ve bu olay Halime-i Sadiye'den önceki günlerde vuku bulmuştur.


Peygamberimiz yetimdir ve bundan dolayı Arap kadınları peygamberimize bakmak istememişlerdir. Sadece kabilesine götürecek çocuk bulamayan Halime, kabilesine eli boş gitmek istemediği için peygamberimizi kabul etmiştir. Peygamberimizi aldıktan sonra Halime ve ailesinin hayatları, yaşam tarzları bir anda değişmiştir. Eğer bunlardan bazılarını Halime'nin dilinden dinleyecek olursak Halime Hatun der ki; ' İçinde bulunduğumuz kuraklık ve kıtlık yılında hiç bir şeyimiz kalmamıştı.

Ben kır merkebimin üzerinde idim. Yanımızda yaşlı bir devemiz vardı, bize bir damla süt vermiyordu. Üzerinde bulunduğum merkebin ağır yürümesi yol arkadaşlarımı çileden çıkarıyordu. Nihayet Mekke'ye varıp emdirilecek oğlan çocukları aramaya başladık. İçimizden hiç bir kadın Muhammedi almak istemiyor, ondan uzak duruyorduk. Çünkü bizler emdireceğimiz çocuğun babasından bahisse kavuşmayı ve ondan armağanlar almayı bekliyorduk. Bir ara Muhammed'in dedesi Abdulmuttalip ile karşılaştım, bana; İsmin nedir?diye sordu. Halime dedim. Bana; Ey Halime! Benim yanımda bir yetim çocuğum var onu emzirmek için Beni Sa'd kabilesi kadınlarına teklif ettim öksüz  olduğu için kabul etmediler. Sen kabul eder misin? Ben, bana biraz müsaade ette kocama danışayım dedim. Hemen kocamın yanına döndüm, ona haber verdim. Kocam izin verince Muhammedi aldım. Muhammed bize gelince evimiz öyle bereketlendi ki kocamla hayretler içinde kaldık. Sütü çekilmiş olan devemiz de sütler fazlaca akmaya, zayıf olan merkebimizi yolda başka hiç bir binek hayvan geçmemeye, davarlarımıza inen süt hiç bir davara inmemeye başladı' demiştir.

Rivayet olunur ki Halime-i Sadiye, Medine'den Mekke'ye kendisine süt evladı bulmaya gelirken altında yaşlı bir merkep vardır. Bu nedenle tüm kafileden geri kalıp şehre en son varmıştır. Hal böyle olunca tüm varlıklı ailelerin çocukları çoktan seçilip kendisine sadece Abdulmuttalip'in yetim torunu kalmıştır. Abdulmuttalip'in teklifi üzerine Halime-i Sadiye kocası ile bir süre konu üzerinde tartıştıktan sonra Hz.Muhammed(s.a.v.)'in süt anneliğini kabul etmiştir. Halime-i Sadiye ve kocası bu yetim yavruyu alıp, onun sebebiyle Allah'tan bereket dileyerek evlerine geri dönmüşlerdir.

Hz. Muhammed(s.a.v.), Halime-i Sadiye'nin yanında yaklaşık dört yıl kalmıştır. Sad kabilesine mensup olan Halime-i Sadiye'nin kocasının adı Haris bin Abduluzza'dır. Kendisi üç evlat sahibi olup Peygamberimzin süt anneden (Halimeyi sadiyeden) kardeşlerinin isimleri Şeyma (Cüdame), Üneyse ve Abdullah'tır.

Peygamberimizin Süt Kardeşlerinin İsimleri ; Hz Hamza, Ebû Seleme b. Abdi’l-Esed el-Mahzûmî, Abdullah b. Cahş, Mesruh, Ebû Süfyan, Şeyma binti Hâris, Abdullah b. Hâris, Üneyse binti Hâris.
Mevzubahis Ebû Süfyan, Hz. Peygamber’in evlendiği Ümmü Habibe’nin babası Ebû Süfyan değil de Hz. Peygamber’in bir amca oğlu olan Abdulmuttalib’in oğlu el-Haris’in oğlu Ebû Süfyan’dır. Yani Haris b. Abdi’l-Muttalib’in oğlu olan bir diğer Ebû Süfyan ki kendisi Rasulullah’ın yeğeni durumundaki bir başka akrabasıdır. Tam adı ise Ebû Süfyan İbni’-Hâris İbni’l-Muttalib’tir.
Halime annemiz
Hz. Muhammed(s.a.v.)'i oğlu Abdullah ile birlikte emzirmiş ve kızları da O'nun bakımında annelerine yardımcı olmuşlardır.
Hz. Muhammed(s.a.v.)'in süt annesi, O'nu birçok kez ziyaret etmiştir. Bir keresinde Peygamber(s.a.v.)'in Hz.Hatice ile evli olduğu dönemde gerçekleşen ziyarette Halime-i Sadiye kuraklık ve sıkıntıdan söz açmış, Hz.Hatice'de kendisine koyun ve bir deve bağışlamıştır. Hz. Muhammed(s.a.v.)'in süt annesi Halime-i Sadiye'nin kabri Medine'de Baki Kabristanı'nda bulunmaktadır.

Hz. Muhammed (s.a.v.), Süveybe'yi hiç bir zaman unutmamış ve sürekli halinden haberdar olmuştur. Süveybe, Hayber Savaşı'nın hemen sonrasında vefat etmiştir.
Peygamberimzi döneminde Ümmü Ma’bed, akıllı, iffetli ve güçlü bir köylü kadınıydı. Kuraklık ve kıtlık yıllarında Kubeyd mevkiindeki çadırının önünde oturur, gelen geçen yolcuların su ve yiyecek ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırdı.

Peygamber Aleyhisselam ile Ebû Bekir, Amir b. Füheyre ve Abdullah b. Uraykıt, hicret yolculuğu sırasında onun çadırına uğradılar. Ondan hurma ya da et satın almak istediler. Fakat Ümmü Ma’bed’in yanında, bunlardan hiçbiri yoktu. Çünkü azığı tükenen veya kıtlığa uğrayan herkes onda bulduklarını satın alıp tüketmişlerdi.

Ümmü Ma’bed: Peygamberimize,

"Vallahi, yanımda bir şey bulunsaydı, sizin ihtiyacınızı gidermek için ikram ederdim!" dedi.

Peygamber Aleyhisselam:

Ey Ümmü Ma’bed yanında süt bulunur mu?" diye sordu.

Ümmü Ma’bed:

"Yoktur! Vallahi davarlar kısırdır!" dedi. Peygamber Aleyhisselam çadırın bir tarafında duran çelimsiz koyunu gördü ve sordu:

"Ey Ümmü Ma’bed nedir şu koyun?"

Ümmü Ma’bed, "O, sürüden geri kalmış, dermansız, güçsüz bir hayvandır. Hiçbir işe yaramaz. Orada durur" dedi.

Peygamber Aleyhisselam, "Onda süt var mı?" diye sordu.

Ümmü Ma’bed, "O bundan tamamıyla mahrumdur!" dedi.

Peygamber Aleyhisselam, "Benim onu sağmama izin verir misiniz?" diye sordu.

Ümmü Ma’bed, "Anam babam sana fedá olsun eğer sen onda süt bulabileceğini sanıyorsan sağ!" dedi.

Peygamber Aleyhisselam, koyunu getirtti. Koyunun arkasına çömeldi. Bacaklarını ayırdı, besmele çekti, memesini eliyle sıvazladı ve "Allah’ım! Onun (Ümmü Ma’bed’in) hayvanını bereketli kıl!" diyerek dua etti. Bu dua ile birlikte hayvanın memeleri sütle dolup taştı.

Peygamber Aleyhisselam, beş-on kişinin içip doyacağı büyüklükte bir kap getirtti ve sütü içine sağdı. Kabı ağzına kadar doldurdu.

İlk önce Ümmü Ma’bed, ondan kanasıya içti.

Peygamber Aleyhisselam’ın yol arkadaşları da ondan kanasıya içtiler. Onlardan sonra da Peygamber Aleyhisselam afiyetle içti.

Peygamber Aleyhisselam, tekrar kabın içine süt sağıp doldurdu ve Ümmü Ma’bed’e bıraktı.

Resulullah ile arkadaşları, ayrılıp gittikten biraz sonra, Ümmü Ma’bed’in kocası Ebû Ma’bed geldi bir kap dolusu sütü görünce şaşırdı, "Bu süt bize nerden geldi?" diye sordu "Hayvanlar kısır ve uzaktalar! Çadırda süt sağılır hayvan da yok?" dedi.

Ümmü Ma’bed,

"Vallahi bize mübarek bir zat uğradı. Şöyle şöyle söyledi. Şöyle şöyle yaptı.." diyerek anlattı.

Ümmü Ma’bed’in dediğine göre, Peygamber Aleyhisselam tarafından kesilmemesi emrolunan bu koyun, bir mucize eseri olarak, hicretin on sekizinci yılındaki şiddetli kuraklığa kadar yaşamış ve o zor günlerde, onlar; bu koyundan sabah akşam süt sağıp ihtiyaçlarını gidermişlerdi.

--------
ve biz konuya dahil olursak yani muhammedin öyle halime annesi ,ümmü eymen, ve ve birde süveybe dişinda demekki " Ümmü Ma’bed" kisir koyun annesi demek olur, cünkü  o kisir koyunu sagip icdimi? icdi. demekki o koyun, Ümmü Ma’bedin ciblliyati idi, ve öyle olunca, o onun sagilmayan sütünü sagdi icidi, ve  ve o koyun süt annesi oldumu oldu, o sütün annesi o koyun. ve o koyun ise bir insanin ciblliyatini temsil ediyor, ve yani vor generationu demek olur (Silsileyi ülasindan birisi)  ve öyle olunca muhammedin koyun annasi demek olur, ismail koc cenneten gelen koc, koc bir babasi var, ve sare gibi birde koyun, kisir koyun anasi var, hem kisir hem ana nasil olur demeyin olur işde ,hani hz. ibrahimin hanimi sare kisr idi, Allah sonradan ona ishak verdiya, yine hz zekeriyanin kisir hanimi varidya, ona 90 yaşindan sonra Allah yahya verdiya, yani onun gecip geldigi peygamber hatunlarinin annelerini süt  annelerini temesil etmiş oluyor yani, öyle olunca muhammedin bir de sare gibi kisir süt annesi varmiş, yine hz zekeriyanin hanimi gibi birde vor generationunda kisir koyun süt annesi varmiş, ve onu sagip icmiş muhammed, öyle olunca, ey mehdi askeri senin hicmi süt annen yok, hepimizin süt anasi var, eger sen süt iciyorsan, büyüdükden sonra annenden haric, kahvve, sütlü kahve iciyorsan yada sütlü kakao iciyorsan, ysda peynir yiyorsan yogurt yiyorsan kaymak yiyorsan, yada kremali pasta yiyorsan, seninde bir süt annen var, o süt ana ya bir mööö kizdan, mandofondan ,yada kara kizlardan kara ineklerden, yada hostein bir hollannda cinsi güzelelrden sagildi, yada bir koyundan, yada sen saglik diye birde eşek sütü icdiysen, senin de vor generationunda (silsileyi üla nda) bir eşşek annen, birde eşşek baban var, yada, sen kimiz iciyorsan, senin birde at annen, at baban var demek olur, yine eger sen bal yiyorsan, bu sefer senin  ari sütü bal yiyeinbir adet ari annen var demek olur, yine ekmek yiyorsan başaklarin prensi prensesi bir karinca annen  ve baban var demek olur,  yine koyun peynirini cok seviyorsan, bir koyun annen, bir koc baban var demek olur, kaymak seviyorsan, hele birde afyon kaymagi yiyorsan, ben gibi kaymakli ekmek kadayifini cok seviyorsan, bir malak annen, bir malak baban da var demek olur. lan işde süt annen olan, bir damla sütünü icdigin kadin annen, süt annen oluyorda, litrelerce sütünü icip, peynirini yediigin, peynir yemiyorsan yogurttami yemiyon be azizim, yani oziman, sari mandafon yani bakra suresinie ismini veren o sari golden halimelerden bir annen, süt anan var demek olur cigerim.

Peygamberi iz döneminde Serban isimli sahabi, Ashabin sigirilarinin cobani olmuş, ve cobanlik bilindigi gibi, belli bir süre için yapilir, sonra coban yorulur vedegişir yada degiştirilir, yani öyle olunca Serban Radiyallahu anh,  cobanligi bitince, cobanliginin karşiliginda ne istersin demişler, ve oda sigirlarin icinde ,bir tane mandafon, sari golden  dana varmiş, ve o danayi isterin ben demiş, ve ona o danayi vermişler, ve haydi git artik sen burdan demişler, ve o da danayi almiş ve süre süre taaa afyonun serban kasabasinin oldugu yere gelmiş,  ve oraya yerleşmiş, ve o dananin soyu işde, o musavilerin kesdigi yada kesemedigi, "rengi sapsaridir" denen golden sarisi mandafon inegi, yani bakara suresine ismini veren, bakaranin soyundandir, ve o soy taa afyon iline ulaşmiş, ve o soy en son, afyon yöresiden devam etmiş. ve musavilerden bakarayi kesmesi istenmsinin sebebine gelince, mesel eskiden, herkesin kibiriti yokmuş, ve ve ateş söndürülmeden durdurlurmuş ki ,ve ateşi sönen komşusundan yanan cira alip evindeki kandili ocagi yakarmiş, ve öyle olunca, "komşu komşunun cirasina muhatac" demiş atalar, yani işde ateşin sönmemesi için, ocagin sönemmesi için, kac eve verdiysen dagittiysan o ateşi, işte o kadar cok  ateş var, ve sönme ihbtimali o kadar az, cünkü birinde sönse, digerinde yanyior olcakdir, ve deniyorki işde, o ateş taa mauhammed dogdudunda, o sönmeyen mecusi ateşi  mucize olarak söndü, cünkü artiik kibrit icad olduda, ondan cakmak icad olduda ondan artik yeniden yakmak kolay oldu, ateşi söndürmemeye, beklemeye gerek kalmadi demek olur, ve öyle olunca ,işde o kesilmesi istenen bakarada, inekde, işde kesilip yenilmesi lazimki ,o bakara bereketlensin ve bir tane saf semiz, saf irk inek,  bir cok inege dönsün, amma işde o inegin yenipde insan olmuş cibillyaltarinin bereketlenmesi için  inegin kesilip yenmesi lazim yani, ki cocka evde o inek can bulsun, ve o inegin  soyu artik, insan insan devam etsin diye, işde o bakaranin soyundan gelen bir dana olan serban radiyalllahu anh da, ve yine Hz ömerin  yani daşşakli cesretli dananin soyundan, hz. ömer danasinin  soyuda ondan halime öküzünden yada sari goldendenden, amma onun ümmetin başindan, ordan ayrilmasina müsade yok, oysa serban bir nefer, onun bu IRKI bir ileriye taşimasina izin var, ve o işde medineden yola cikip taa afyonda, bu soyu, bir irki devam ettirmişdir, ve mehdinide yine o dananin soyundan bir danasi  ve inegi bakarsi ve süt anasi, ve dana olan bir cbiliyatta babasi ,vorgenerationu (silsileyi üla si) vardir, ie o soydan gelmekdediri ve ve Halime gillerdendir Halime anne onun baba tarafindan teyzesi olmakdadir, derki muhammed, mehdi israili olacak, cünkü o bakaranin soyudanda ondan, o sari halimeinin, süt annenin soyundanda ondan, golden halimenin soyundan, halime öküzünün soyundan yani, ve öyle olunca, Allah muhammede süt annesi nasip ettiyse, işde kainata, bir yasa koymuş, süt sadece anneden degil, süt annnelerdende icilcek (ineklerden koyunlardan ekcilerden develerden de icilcek) diye, yoksa bu süt annesini ona nasip etmeseydi, dünyada  inek sütü, ve peyniri diye birşey olmazdi yani.
ve bugün inekler sagiliyor, ve sütcüde toplaniyor, ve bütün ineklerin sütü birleştiriliyor, ve öyle olunca, herkesin tek bir süt annesi  degil, cokca sü tannesi var, hemde ayni marka süt icenlerin, inek anneleri belli, öyle olunca, ayni yoldan gelmiş oluyorlar, ikinci marka, yada diger köyün sütcüsünden  satin alan ise, bir başka süt anne grubundan dahil olmuş oluyor, ve öyle olunca,  sen meyvasiz agac olmaki, kuruyup kalma, allah sare gibi kisirdan, süt sagdirip on ishak bahşeden raabimiz varken, yine zekeriya ile hanimina kisir hanimina 90 sene sonra yahya bahşeden rabimiz varken, sen kisir koyun gibi ,öyle meyvasiz agac olma, sen eger yolu bilmiyorsan ögren, bak dünyada bire yedyiyüz veren başak ve bugday varken, senin cocuksuz kisir kalman edebe yakişmaz, bak icdigin sütün, hangi sari kizlardan toplandigini biliyorsan, o kadarda baban var, o kadarda annen var, sen niye mahrum olasin, öyleyse, öyle bir başak burculuya aşik olki, sana bir e yediyüz verme bereketi ulaşsin, bak sana gelen süt, bu mehdi zamaninda, onun Hüremtine işde bire yediyüz veren başak gibi, yediyüz anadan , süt anadan toplaniyor mixerleniyor belki, yediyüz süt anadan, o süt analari dölleyip dogurtupda  sütlendiren bir de dana babalar var, yani o da haydi yediyüz degilse belki 300 danadan baba eder, bak bunu ögrendinse güllüm, sen kisir düşünüp meyvasiz kalma, mehdinin o hallerinede şaşma,  neden o böyle, bire yediyüz verir anladinmi ,o halima sari bakara, musavilerin kesemedigi sari bakaranin soyu, halime soyu, ve o ki sari sari bugdaylara aşik, ve yemi sari bugday ezmesi olan, bu sari inekler, işde verirse bir dana, o danada böyle bire yediyüz veren dana  ve başak  oluverir, neden yusufun rüyasinda 7  semiz inek ile başak hikayesi anlatilir sanirsin, semiz ineklerin yedigi başakdirda ondan, ve kirma derler ona, bugday kirmasi ,ve  diri bugday yerse karninda bugdaylar şiver, ve hasta olur ölür, amma bugdayi kiripda verirsen zarar vermez ve böylce ....1:700  veren başak burclu bir dana yada inek oluverir, o başaklar inege danaya dönüverir gülüm.
----------

Dünyada bazi markalar varki bunlar pahali ve saat carklisinda ki büyk carki temsil ediyorlar, ve onlarin carki dönmesi lazimki, kücük carklarda dönebilsin, gecenlerde Rockefeller öldü, ve dünyanin büyük carklarindan biriydi, büyük bir carkdi ve dünyanin carkini döndürenlerden, ekonomisini elinde tutan carklardan biriydi, allah bilyorya, o saatin carklarindan cikinca, öyleki sema kaosa girdi, karman corman oldu, 3gün falan zikir cekemedim, cünkü koca cark cikinca, yerine doldrucak başka o kdar kocaman bir cark yok, öyle olunca, dünya da kainatta bir an kaosa girdi, karman corman oldu, ve biz allahin ikrami ile, dügümü biraz atlaşdirdik, ve yoksa bütün carklar birbiini siyircak, ve birbirine gircek kiyamaet olcakdi, yani bak kardeşim, dedik daha önce, nutlella amca, bizden duyduve uyguladi amma ne oldu sonu, dediki bana gelceksen, peynir ol gel, bilemem catal ol, bilmem recel ol, bilmem işde bardak ol gelki, benim cennetimde bulunasin , benim gemiye binebilesin dedik, ve öyle olunca o da cam sakizi coman armagani ,kücük bir palet nutelleyi ucuzlatti gönderdi biz alalim icimize gemimize alalim diye, ve biz bir kac tane aldik, yoksa nutella pahali, nerden öyle bizim bütceyle, o zamanlar borculuz birde,  o bütceyle nerden herzman nutella alcan, işde o ucuzlatinca aldik, ve fakat o bize ikram etmek istemişdi, heiye etmek istemişdi, fakat herkesin gözü kaldi ,o na varda bize yokmu oldu, ve bu sefer o da NUTELLA amcada vermenin keyfine vardi , ve fkat ucuzlatmsininda sebebi varmiş cünkü nutellayi artik findik yagindan degilda palm yagindan üretmeye başlamiş, ve amca coşdu ve nutellalari ucuzlati, ve o carklardan büyük cark, pahalio ve marka idi, amm o kücülürse, işde sistem bozulur ,halbuki insan hediye verecegini kendisi secer,  herkese hediye vemek zorunda degildir, zenginde olsan, senin hediye verdgin kimse, belli kimsedir, sen birine hediye verince, birileride ona varda bize yokmu diyemez, bu gönül meselesi, ve öyle olunca, işde o ucuzlatinca, bu rockeffeller amcalarin işine gelmedi, ve onlar o nun bu avama hizmet etmesinden hoşlanmdilar, hani muhammedi sofaralina cagiridpa bizimle otur sen biz köllerle  otrumayiz diyen arap burjuvalri vardiya, allahda Muhammed "abese vetevelle" sen şu kör ile otru onalr degil dediydii, öyle olunca işde onlar burjuva takiminia hizmet ediyor, büyük cark büyük kalacak o kücülürse marka olan pahali onu ucuzlatirsan işde sistem bozulur, bunu bilen rockefeller, nutellayi sistemden atmak için, onun carkina comak sokdular, ve NUTELLA amca  ya bize yilik etmek hediye vermek istedi yada gerrcekden kötülük etmek istedi nutellayi bozdu ve bizi zehirlemk için findik yerine palm yagi kullandi, ve kendi sonunu cizdi, ya bu iyilikleri ile yada yaptgi son zulmu ile son buldu göcdü gitdi, carkdan cikmiş oldu, ve o ya kazanan oldu yada tümden kaybeden oldu. fakat rockefellerde hakliydi, cünkü, yine aud ive WV ye ayni sistemi uyguladilar, audi zengin arabasiyken kalite bir markayken, onun avamin eline düşmesi, işlerine gelmedi, ve yine mesela, coca cola pahali mesela adam burda bir cafede, bir bardak cola yi tam bilmiyon ammam 2,5 euroya falan satiyordur belki, ve amma, birbucuk litre cola ise 1,80 veya 2 euro gibi, sen bunu dahada ucuaza ver dersen, o cafelerde pahali satilan cola sinif düşer, yani azizim anlaycagin büyük cark büyük kalacak, ve o nu ona verdin banada ucuza ver diyenler ahmakligi yüzünden kücültmek yok etmek yanlişdir, o ise sevdigi birin hediye verebilir, amma sen banada ver dersen cark bozulur dişliler siyirir, işde nutella amcaninki wv yinki gibi yani ve bu carki döndüren amcada Rocekfeller de gitdi, ve artiik kim yapar bu işleri allahu alem, dedimya sen onu kafir dersin, halbuki sistemde büyük bir yer tutuyormuş ki bütün sema, o ölünce kaosa girdi, diyorumya  yani....

---------------

وَاسْتَفْزِزْ مَنِ اسْتَطَعْتَ مِنْهُمْ بِصَوْتِكَ وَأَجْلِبْ عَلَيْهِم بِخَيْلِكَ وَرَجِلِكَ وَشَارِكْهُمْ فِي الأَمْوَالِ وَالأَوْلادِ وَعِدْهُمْ وَمَا يَعِدُهُمُ الشَّيْطَانُ إِلاَّ غُرُورًا

Vestefziz menisteta’te minhum bi savtike ve eclib aleyhim bi haylike ve racilike ve şârikhum fîl emvâli vel evlâdi vaıdhum, ve mâ yaiduhumuş şeytânu illâ gurûrâ.

Meali :

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

(Haydi) onlardan gücünün yettiğinin ayağını çağrınla kaydır. Atlıların ve yayalarınla onların üzerine yürü. Onların mallarına ve evlatlarına ortak ol. Onlara vaadlerde bulun.” Hâlbuki şeytan onlara aldatmadan başka bir şey va’detmez.

Sadakallahul Aziym İSRA Suresi 64. ayet

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم


فَاتَّخَذَتْ مِن دُونِهِمْ حِجَابًا فَأَرْسَلْنَا إِلَيْهَا رُوحَنَا فَتَمَثَّلَ لَهَا بَشَرًا سَوِيًّا  قَالَتْ إِنِّي أَعُوذُ بِالرَّحْمَن مِنكَ إِن كُنتَ تَقِيًّا  قَالَ إِنَّمَا أَنَا رَسُولُ رَبِّكِ لِأَهَبَ لَكِ غُلَامًا زَكِيًّا  قَالَ إِنَّمَا أَنَا رَسُولُ رَبِّكِ لِأَهَبَ لَكِ غُلَامًا زَكِيًّا  قَالَتْ أَنَّى يَكُونُ لِي غُلَامٌ وَلَمْ يَمْسَسْنِي بَشَرٌ وَلَمْ أَكُ بَغِيًّا  قَالَ كَذَلِكِ قَالَ رَبُّكِ هُوَ عَلَيَّ هَيِّنٌ وَلِنَجْعَلَهُ آيَةً لِلنَّاسِ وَرَحْمَةً مِّنَّا وَكَانَ أَمْرًا مَّقْضِيًّا   

Fettehazet min dûnihim hicâben fe erselnâ ileyhâ rûhanâ fe temessele lehâ beşeren seviyyâ. Kâlet innî eûzu bir rahmâni minke in kunte takıyyâ.

Meali :

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Meryem onlarla kendi arasına bir perde çekmişti. Derken biz ona ruhumuzu gönderdik de o, kendisine tastamam insan şeklinde göründü.. Meryem, “Senden, Rahmân’a sığınırım. Eğer Allah’tan çekinen biri isen (bana kötülük etme)” dedi.
Ruh dedi “Ben ancak Rabbinin elçisiyim. Sana akilli bir çocuk bağışlamak için gönderildim” dedi.  (Hz. Meryem dedi ki): “Bana bir beşer dokunmamış (olduğuna göre) benim nasıl bir oğlum olabilir? Ve ben, azgın (iffetsiz) olmadım.”  (Ruh’ûl Kudüs): “İşte böyle” dedi. Senin Rabbin: “O, Bana kolaydır ve onu, insanlara bir âyet (mucize) ve Bizden bir rahmet kılacağız.” buyurdu. Ve emir kaza edilmiştir (yerine getirilmiştir).

Sadakallahul Aziym MERYEM Suresi 17.den 21. ayete kadar

ve eger bu ikiside melek sifatindalar ise, o zaman melekler cocuk yapmaz, evlenmez kurali yanliş, ve alaman kizlari ve avrupalilar mavi gözlü, ve münker nekirde mavi gözlülermiş, öyle olunca işde alaman IRKI münker ve nekirden üretme IRK oluyor, yine avrupann bazi yerlerindeki kimsler mavi gözlü sari sacli kimseler, hani zikirimzdeki Mühammeten ayeti varya yani mansi onlar yemyeşlillerdir, bu mavi gözlülerde avatar filimdeki gibi masmavi olnlar grubu onlarda masmavilerdir yani hani cizgi filimleri bile varya
Mavi Cüceler - Şirinler

yine isa ve mehdide cebrailin soyundan, olanlar, o ise siyah veya kahvrengi koyu yesil renkli gözlü yani köpek cinsi gözlü, ve yine reptiller yani yani azazilin soyu ise, onlarda  yeşile yakin gözlüler müdhammeten olanlar yemyeşildir ayetinde dendigii gibi ,gözleride yeşil olanlar, yani reptiller, azazil soyu, yilan soyu, ve öyle olunca bazilari, mikail soyu, yine avrupada cocuklarina michael ve kizlarada Michaela  konulur, yani öyle olunca onlarda mikail soyundan olanlar,  yine rafael ve rafaella konurki ,onlarda israfil soyundan, yine gabriel ve Gabriele konlurki, onlarda işde cebrail soyundan olanlar, ve öyle olunca, avrupalilarin silsileyi ülayi tespitlerinde, birde melek soyundan olmalari sebebiyle işde etraflarinda  sag kol  komşularinda abab tarindan o melege bagli sol koldanda hangisi varsa ona anne tarafina bagli dmek olur, cebrail mikalil ve israfil aranir yani, azrail ve zara lardar azrail soyundan, zara veya zarail, yani öyle olunca kimler hangi soydan ise, onlar o soya silsilei melea sinada veya ülasindaa  fatiha kulhu ismarlar. bizim zikirimzdeki mikailda ondan bize en yakin komşu melek mikail var odan biz zikirimzde en sonda mikale okuruz ve sizlrde bize tabi olunca önce bizim okudugumuza okuycanizki bizim adimimizi takib edebilesiniz, ve bizim türkiyedede cebrail ve mikail isimliler vardir bazi yerlerde, işde en yakin mikail ve cebrail komşusu olanlar ve bu en uzaga kdar aranir nerde varsa o isim, ordan o kola bagli demek olur, onlar yine o soydan olanlar demek. yani meleklerde ürermiş, ve anonakilerden bahsedilirken yari tanri olanar deniyor, işde meleklerin ilk birleştikleri, meryem gibi isa gibi yari tarni gibi olanlar, o yüzden isa yi rab edinirler hiriistiyanlar , amma sebeini bilmezlerdi biz şimdi anlatmiş oluyoruz yani,  yani melek soyu, kutsal ruh cebrail soyundan,  yine amine annemize bir melek ve kutsal ruh geldi sana bir oglan verildi dedi, senin oglun gibi kadri cemil yok cihanda denildi, yani onada yine bir ruh koyan var, ve oda yine bir melek soyundan üretilen özel sistem yani ,yari tanri gibi anonakilerinki gibi, yani yari tanirdan kasit yari melek yari insan yani.


ve biz zikirimize

Allahumme salli ala seyyidina irmiya,


Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Rabia,
Allahumme salli ala seyyidina Daniel,
Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Maşite,

Haftada bir defa  Cuma Günlerinde de

Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Daniela,
Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Gabriela,
Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Michaela,
Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Raffaella,
Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Zara,
yi ekledik
ve gelelim haftanin konusu halime annemize fatiha ve salavata onuda
Allahumme salli ala seyyidina imamül Ebubekru SIDDIYG,
dan sonrasina muhammedden öncesine koyduk ve orada
Allahumme salli ala seyyidetina Halimeyi Sadiye
diye zikretcez salvat getircegiz
ve sonra yine silsilsilede fatiha kulhu  ismarlarken
yine ayni yere
silsileyi kebirdeki
21. ) Hz. Ebu Bekr 3 ihlas 1 Fatiha
dan sonra
22.1. ) Hz Halimeyi Sadiye annemize diye okuyacagiz
yani muhammedden bir öncesine koyduk

Rabbim alip kabul edip zikiredecek cemaatimize hayirli ve mübarek eylesinki ,onlarin sirrina mazhar olabilelim degilmi,

--oOo---



أَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ


''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! ''

وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne,
Amiyn.
Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve

etûbu ileyk.

--OoO--


Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 1 Nisan 2017 Cumartesi

Original Kar © glan

Print this item

RasitTunca-2 iki kere iki 20 Eder (Kar©glanin 28 Ocak 2017 Vaazi)
Posted by: RasitTunca - 05-26-2018, 11:51 AM - Forum: 2017 Tasavvuf Sohbetleri Arşivi - No Replies

iki kere iki 20 Eder

(Kar©glanin 28 Ocak 2017 Vaazi)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ اللَّهُ الصَّمَدُ لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا أَحَدٌ

Kul hüvellâhü ehad. Allâhüssamed. Lem yelid ve lem yûled. Ve lem yekün lehû küfüven ehad.

Meali :

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

De ki; O Allah bir tektir. Allah eksiksiz, sameddir (Bütün varlıklar O'na muhtaç, fakat O, hiç bir şeye muhtaç değildir). Doğmadı ve doğurulmadı. O 'nun bir benzeri de olmadı.

Sadakallahul Aziym ihlas Suresi 1.2.3.4. ayet

---oOo---

Bize Nasr b. Ali El-Cehdamî rivayet etti. (Dedi ki): Bana babam rivayet etti. (Dedi ki): Bize Müsennâ rivayet etti. H. Band Muhammed b. Hatim de rivayet etti. (Dedi ki): Bize Abdurrahman b. Mehdi, Müsennâ b. Saîd’den, o da Katâde’den, o da Ebû Eyyûb’dan, o da Ebû Hureyre’den naklen rivayet etti. Ebû Hureyre, Resûlullah buyurdu demiş.

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

İbnu Hâtim’in hâdisinde ise Peygamber’den naklen ibaresi vardır: “Biriniz kardeşiyle kavga ederse yüzden kaçınsın! Çünkü Allah Âdem’i kendi suretinde yaratmıştır.”

buyurmuşlar. (Hadis-i Şerif , Sahih-i Müslim / 45- İyilik, Sile ve Âdâb Bahsi / 32- “Yüze Vurmanın Yasak Edilmesi” Babı-115)

"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

Yolculugumuza başliyoruz :

Birisi dedi 2 kere 2 dört eder dedi, bende itiraz edebilirim, hayir iki kere iki 20 eder, peki hangimiz dogruyuz, o dedi matamatikdeki iki tane ikiyi aldi, topladi, dedi dört etti, hani 5 nerede 20 nerede, bende cevap veririm derim ki, Allah insana iki tane el, iki tane de ayak verdi, ettimi iki tane ikili toplam dört ettimi etti. Amma Allah tek bir elide 5 e ayirmiş bir el beş parmak, 5 de öbürü, etti on, ve ayaklardada ayni sistem var,toplam 20 etti. sana göre iki kere iki ederken, ben iki kere ikinin 20 edeninide görebiliyorum, sen göremiyorsan itirazmi etmelisin yani, yahut ben bunu söylemesem, iki kere iki 20 etmiyormu olacak, yani olan birşey , sen bilmiyorsun diye yokmu olcak .

---------------
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

يَسْأَلُونَكَ عَنِ الْخَمْرِ وَالْمَيْسِرِ قُلْ فِيهِمَا إِثْمٌ كَبِيرٌ وَمَنَافِعُ لِلنَّاسِ وَإِثْمُهُمَآ أَكْبَرُ مِن نَّفْعِهِمَا وَيَسْأَلُونَكَ مَاذَا يُنفِقُونَ قُلِ الْعَفْوَ كَذَلِكَ يُبيِّنُ اللّهُ لَكُمُ الآيَاتِ لَعَلَّكُمْ تَتَفَكَّرُونَ

Sana içkiyi ve kumarı sorarlar. De ki: “Onlarda hem büyük günah, hem de insanlar için (bazı zahirî) yararlar vardır. Ama günahları yararlarından büyüktür.” Yine sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: “İhtiyaçtan arta kalanı.” Allah, size âyetleri böyle açıklıyor ki düşünesiniz.

Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 219. ayet

Sigara mekruh, icki haram, amma Allah kuranda ickinin de iyi tarafida vardir, fakat kötü tarafi cokdur dedi, öyle olunca, ilaclara cüzi miktar alkol katiyorlar, yani onunda faydali tarafindan faydalaniyoruz, bu haram olabilirmi yani, yine domu zeti haramken zaruretde domuz eti yemek, insana helalden de öte farz haline gelebilir. o zaman farz ne? yani yemese ölecek, eger yemezde ölürsen ah ma k ölümü ile ölmüş olursun, halbuki orada o durumda yemk sana farzdir bile. öyle olunca yasak ne günah?

mübah degil farzdir yaniyine allah bugdayin eksiyne alkole biraya dönecegi yasyi komasaydi o eksince alkol olmazdi o zman kurali koyan o iken onun bu koydugu kuralin bir sebiebi olmali onun alkol olmasina müsade ediyorsa onun allah katinda bikr sebei vasr dmek öylse ben o sebei bilmuiyorum diye alkol menu tamamen yasak ve zararlidir olabilirmi


-
Azrail İbrahim a.s'ın canını almaya geldiği vakit İbrahim a.s canini vermeye yanaşmadı dedi ki : Ben Allahu tealanın dostu değil miyim, dost dostun canını alır mı? Azrail bunu Allahu tealaya iletince, Allahu teala söyle ona : "Bende bir dostun durumuna şaşarım ki, dostuna kavuşmak istemiyor."

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

لاَ إِكْرَاهَ فِي الدِّينِ قَد تَّبَيَّنَ الرُّشْدُ مِنَ الْغَيِّ فَمَنْ يَكْفُرْ بِالطَّاغُوتِ وَيُؤْمِن بِاللّهِ فَقَدِ اسْتَمْسَكَ بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقَىَ لاَ انفِصَامَ لَهَا وَاللّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ

Lâ ikrâhe fîd dîni kad tebeyyener ruşdu minel gayy(gayyi), fe men yekfur bit tâgûti ve yu’min billâhi fe kadistemseke bil urvetil vuskâ, lânfisâme lehâ, vallâhu semîun alîm(alîmun).

Meali :

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk sapıklıktan iyice ayrılmıştır. O hâlde, kim tâğûtu tanımayıp Allah’a inanırsa, kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.

Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 256. ayet

Bu meseleye nasip olursa bir dahki sohbetemizde devam edecegiz.

-----

Sirat Köprüsü - Sirat köprüsü denen bir köprünün olmadigini iddia edenler var - Ayet ve hadislerde sirat köprüsü hakkinda bilgi var mi?

Karoglan Hocanin bu konuyu izahi ve yorumu

Karoglanin Sırat Köprüsü ve Haşr Risalesi

22 Ocak 2017

SIRAT KÖPRÜSÜ Kuranda Gecmez yani köprü, olrak gecmez fakat SIRAT yol demekdir fatihada ihdinassiratel müstakim diye gecer dosdogru yol demekdir.
Daha öncelerdeki sesli vaazlarimizi takib edenler bu konudaki sesli izahimizi hatirlyacaklardir.
Bir agacin dikilmesindeki bütün gaye, o agacin meyva verip, meyvasina ulaşmak, ve meyvasini yiyip tadina bakmak icindir, yahut onunla doymak icindir.
insan denen soy agacinin sonucda daha olgun bir insan haline gelerek, yeni bilgilerin depolandigi ve bir ileriye insanligi taşimak, ve insan soyunun devam etmesi için, cocuk yapip üremeside, onun meyva vermesidir gaye.
öyle olunca insan yine öldükden sonra haşrolcak demekde, onun insan olcak elemetlerinin toplanip haşredilmesi demekdir. haşr mesala bir kadin anne hamile olunca, manavgattan mandalina malatyadan kayisi, diyarbakirdan karpuz geldi, o kadin yedi, ve bunlar dogacak cocugun elementlerinin bir kimsini meydana gertirdi. işde malatyanin topragida yine diyarbakirin topragida, bilmem nerenin topragi elementide saflaşdi, meyva sebze oldu, o bedende toplandi haşroldu, ve dogacak cocugun ilk halini oluşturdu demek olur. yani haşr işde yine amerikadan fistik amasyadanda elma gelir de,...... bütün elementler de o cocugun hamurunu katilipda cocuk denen meyva meydana gelir. işde SIRAT meselesine gelince
kildan ince deniyor ve cehennemin üstüne kurulcak , ordan gececek bütün insanlar deniyor. ve bazi alimler anne karnindaki cocgun o ilk halini ve anne karnini ,cocuk için cennet diye adlnadirmişlar. evet öyle calişcan derdi yok, fatura derdi yok, bütün lokmalar ona ulaşiyor, ve yine yedikleri onda haceti defiyede meydana getirmiyor cünkü cennette pislenme yokdur, yoksa cocuk kakasini anne karinda yapcak olsa, kendine yer kalmaz, bir yandan yer, bir yandan da pisler ve pislikler onu mikroplar onu daha dogmadan hasta edip öldürürdü, oysaki orda, yediklerinden bir kaka pislik oluşmaz, en saf halleridir onlarin, senin orda yedigin aldigin gidalar. bunuda böyle acikldikdan sonra, peki cocuk babadan
yani, rahman tabiatli erkekden, anneye gecebilmesi için, zeker denen ( erkegin Tensaül uzvu) köprüsü ile anne rahmine bir baglanti kurulur, ve o zeker sayesin de, insan tohumu, erkekden kadinin rahmine gecer, yani kildan incedir cünkü, erkek tenasül uzvunun ucunun deligi kildan bile ince bir delik, ve bu delikden gecerde anneye dahil olur degilmi ? daha bunu anlamamak için ahmak olmak lazim degilmi? ve hal böyle olunca sirat demek budur, peki bütün insanlik ondan gececek demek ise Allah ilk Hz Ademi yaratti, Hz Adem ilk defa havva ile cinsi münasebet edince, ilk damla, ilk cocuk ile, ondaki bütün insanilgi icinda barindiran ana cekirdek, ana tohum havvanin rahimine gecdi. Öyle olunca, Ademin
halveti o bütün insanlgin gecişini temsil eder, amma ve Allah kainatida kendi suretinde halketti ve fakat Hz Adem ile havvayida kainatin prototipi olarak halketti, öyle olunca büyük kainattan iki tane var, biriside Hz Adem gibi olan birde havva gibi olan, rahman gibi birde rahim gibi olan öyle olunca işde haşrde mahşerde ise o büyk kainat olan Hz Adem ile havvanin temsili olan kainattaki siratin kurulmasi, o ilk halvetin ve cenente veya cehennem cukuran düşmenin temsili olan kainatlar arasi gecişi temsil eder, yani bunu bugün bilim adamlari tespit etmişler ve Sem,adaki bazi sistlmer bazi sistmelerle buluşup karişip tekrar ayrişiyor diyorlar semada, öyle olunca işde kainattaki halleri kendi aslilerimizin kavuşmasi, dünydaki hali ise, proto tip kainatlrin buluşmasi, yani SIRAT burda erkegin yaraginin kadinin rahmine cocugu koymak için uzatilmasi, ve sonra ejakulation ve cocuk olacak tohumlarin gecişi, amma her insanda ancak bir tane veya iki tane tohumun gecmeyi başarmasi demek ise cennet o kadar ucuz ve kolay degil dememize sebeb oluyor. binlerce meni ve spermadan, bir tanesi yarişi kazanir,bazilari daha yari yolda, yada yolun sonunda, yada başinda, daha cehhennem cukuruna düşmekde, yani heder olup yolda yarişi kaybetmekdeler.

Risalenin sonu

Diyorlarki Bazi hocalar neymiş yaratilişda tek bir adem ve hava varmiş bunlarin cocuklarida iki iki dogmuşmuşda onunki berinikin ikizi evleniyormuşda yani enses ilişkiyi meşru etmeya calişiyorlar kardeşi kardeşle evlendiriyorlar bu uydurmadir diyorlar:
Bu konuya bizim getirdigimiz aciklama:

Tavugun götünden yumurta tek tek düşer degilmi, dokuz yumurtanin dokuzunu ayni günde yumurtlamaz degilmi? yumurtAlarin saysi dokuza tamam olunca, bu on gün de sürebilir, yirmi günde sürebilir, onmdan sonra tavuk kuluckaya yatar. Allah dileseydi de Tavugun götünden dokuz yumurtanin dokuzunu ayni anda cikarsaydi, hani yapamaz cikaramaz manasinda degil bu, bundan kasdimiz, Allah tavugun yumurtlamasina bir sistem ve kural koymuş, ve Tavgun götünde yumurtalar sira halinde,birinin ardina digeri degilmi,ve büyklükleri bir sonraki yumurta bir öndekiden biraz kücük, en olgun büyüklüge gelince, tavuk yumurtluyor ve dedik bunlar belli sayiya ulaşinca tavuk onlarin üstüne kurka yatip yumurtlarindan civci cikariyor ve düşünün bu yumurtlarin hepyi ayni günde yamurtlanamdi amma ama ayni tavuk ile horuzun dölledigi yumurtalar , ve kurk vakti bitince civicler cikdi yumurtlardan ve sekizi pilic oldu yani dişi yani tavuk olcak olanlar birisi de erkek cikdi, oda Tahtin yeni varisi ciftligin yeni horuzu olcak olan adam, ve zaman gecdi bunlar yetişdi, horuz ciftligin horuzu oldu, ve bu horuzda yine diger tavuklarin üstün cikip KARILIP soyun devami için yumurtalari döllüyecek, ve döllüyordurda, peki bunlarin zaten hepsi kardeşdi, ayni tavukla horuzun ürnüydüler, ne olduda bu horuz denen sapik kardeşlerini tikiyor, enses ilişki yapiyor mu diyecegiz, ve bizler böyle sapik bir ilişkiden olma yumurtalarimi yiyoruz, yani etimizde kanimizda bu enses sistemmi mevcut demek oluyor bu ? peki yani Hz Ademin sistemi ilk sitem, ve bunu bizim unutmamamiz, sonra bir durum olursa hatirlmamiz için, Allah, almiş gelmiş bunu taa gözümüzün icine sokarcasina, evimize ciftligimie koymuş. Amma iki kelime arapca ögrenipde tefsir yapmaya kalkan ahmak iki dangil hoca, bunu görmeyipde, kainati okumasini bilmeden, tefsri yapmaya kalkan bu trottel , işde ademin cocuklari enses ilişkimi yapti, allah bir adem yarattiysa, niye onlarcasini yaratamaasin der, inkar eder. lan dangil! bak Allah tavgun götünden bir günde yüz yumurtda dogurtabilirdi, amma yapmamiş, ve ona sistem koymuş her gün, veya iki güne bir tane yumurta olgun olup, dünya geliyor, digerleri icerde sirada, öyle olunca, Allah, dünyayi toptan yaratmaya ebet kadirdir, amma sen tavuga bak, ademin soyunuda neden öyle yapmiş anla işde.

Hz Lutun Kizlari ile Enses ilişki Meselesi

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَجَاءهُ قَوْمُهُ يُهْرَعُونَ إِلَيْهِ وَمِن قَبْلُ كَانُواْ يَعْمَلُونَ السَّيِّئَاتِ قَالَ يَا قَوْمِ هَؤُلاء بَنَاتِي هُنَّ أَطْهَرُ لَكُمْ فَاتَّقُواْ اللّهَ وَلاَ تُخْزُونِ فِي ضَيْفِي أَلَيْسَ مِنكُمْ رَجُلٌ رَّشِيدٌ

Ve câehu kavmuhu yuhraûne ileyhi ve min kablu kânû ya’melûnes seyyiât(seyyiâti), kâle yâ kavmi hâulâi benâtî hunne etharu lekum, fettekullâhe ve lâ tuhzûni fî dayfî, e leyse minkum raculun raşîdun.

Meali :

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Kavmi, (konuklarıyla çirkin ilişkide bulunmak üzere) ona doğru koşa koşa geldiler. Zaten onlar önceden de bu tür çirkin işleri yapıyorlardı. Lût, dedi ki: “Ey Kavmim! İşte kızlarım. Onlar(la nikâhlanmanız) sizin için daha temizdir. Allah’a karşı gelmekten sakının ve konuklarıma karşı beni rezil etmeyin. İçinizde hiç aklı başında bir adam yok mu?”

Sadakallahul Aziym HUD Suresi 78. ayet

Diye meal vermişler bu ayete

Bir köyde Kentte veya bir ciftlikdebir tane damizlik dana vardir, bu Dana bu sene bir inegi döller, ondan sonra onun dölledigi inekden bir bizagi dogar, iki yaşina girince düve our,yani bakire inek demekdir, ve damazlik başka güzel dana yok ise, alip gelip o düveyide ona dölletenler olcakdir, cünkü damizlik semiz dana soyu, iyi ari irk odur. ve hani lut kizini sikdi diyorlardi ya, yani sen önce kainati oku, kainati okuyamayan adam, kalkmiş iki kelime arapca biliyon diye tefsir yapiyor. bak dangil trottel bu Dana kizi ilede ilişkiye giriyor, onun yaptgi sapiklik olmuyor, ama bugün sana yasak. yani domuz eti zaruret halinde helal oluyurda, Lut Zarurette kalinca, onami helal olmaycak dangil köpek.

Bu melsa tehrif edilmiş denilen Tevrat Nüshalarinda şu şekilde geciyormuş.

------------

ALINTI

Tevrat yaradılış 19. Bab: 1 İki melek akşamleyin Sodoma vardılar. Lut kentin kapısında oturuyordu. Onları görür görmez karşılamak için ayağa kalktı. Yere kapanarak,

2 "Efendilerim" dedi, "Kulunuzun evine buyurun. Ayaklarınızı yıkayın, geceyi bizde geçirin. Sonra erkenden kalkıp yolunuza devam edersiniz." Melekler, "Olmaz" dediler, "Geceyi kent meydanında geçireceğiz."

3 Ama Lut çok diretti. Sonunda onunla birlikte evine gittiler. Lut onlara yemek hazırladı, mayasız ekmek pişirdi. Yediler.

4 Onlar yatmadan, kentin erkekleri -Sodomun her mahallesinden genç yaşlı bütün erkekler- evi sardı.

5 Luta seslenerek, "Bu gece sana gelen adamlar nerede?" diye sordular, "Getir onları da yatalım."

6 Lut dışarı çıktı, arkasından kapıyı kapadı.

7 "Kardeşler, lütfen bu kötülüğü yapmayın" dedi,

8 "Erkek yüzü görmemiş iki kızım var. Size onları getireyim, ne isterseniz yapın. Yeter ki, bu adamlara dokunmayın. Çünkü onlar konuğumdur, çatımın altına geldiler."

9 Adamlar, "Çekil önümüzden!" diye karşılık verdiler, "Adam buraya dışardan geldi, şimdi yargıçlık taslıyor! Sana daha beterini yaparız." Lutu ite kaka kapıyı kırmaya davrandılar.

10 Ama içerdeki adamlar uzanıp Lutu evin içine, yanlarına aldılar ve kapıyı kapadılar.

11 Kapıya dayanan adamları, büyük küçük hepsini kör ettiler. Öyle ki, adamlar kapıyı bulamaz oldu.

12 İçerdeki iki adam Luta, "Senin burada başka kimin var?" diye sordular, "Oğullarını, kızlarını, damatlarını, kentte sana ait kim varsa hepsini dışarı çıkar.

13 Çünkü burayı yok edeceğiz. RAB bu halk hakkında birçok kötü suçlama duydu, kenti yok etmek için bizi gönderdi."

14 Lut dışarı çıktı ve kızlarıyla evlenecek olan adamlara, "Hemen buradan uzaklaşın!" dedi, "Çünkü RAB bu kenti yok etmek üzere." Ne var ki damat adayları onun şaka yaptığını sandılar.

15 Tan ağarırken melekler Luta, "Karınla iki kızını al, hemen buradan uzaklaş" diye üstelediler, "Yoksa kent cezasını bulurken sen de canından olursun."

16 Lut ağır davrandı, ama RAB ona acıdı. Adamlar Lutla karısının ve iki kızının elinden tutup onları kentin dışına çıkardılar.

17 Kent dışına çıkınca, adamlardan biri Luta, "Kaç, canını kurtar, arkana bakma" dedi, "Bu ovanın hiçbir yerinde durma. Dağa kaç, yoksa ölür gidersin."

18 Lut, "Aman, efendim!" diye karşılık verdi,

19 "Ben kulunuzdan hoşnut kaldınız, canımı kurtarmakla bana büyük iyilik yaptınız. Ama dağa kaçamam. Çünkü felaket bana yetişir, ölürüm.

20 İşte, şurada kaçabileceğim yakın bir kent var, küçücük bir kent. İzin verin, oraya kaçıp canımı kurtarayım. Zaten küçücük bir kent."

21 Adamlardan biri, "Peki, dileğini kabul ediyorum" dedi, "O kenti yıkmayacağım.

22 Çabuk ol, hemen kaç! Çünkü sen oraya varmadan bir şey yapamam." Bu yüzden o kente Soar adı verildi.

23 Lut Soara vardığında güneş doğmuştu.

24 RAB Sodom ve Gomoranın üzerine gökten ateşli kükürt yağdırdı.

25 Bu kentleri, bütün ovayı, oradaki insanların hepsini ve bütün bitkileri yok etti.

26 Ancak Lutun peşisıra gelen karısı dönüp geriye bakınca tuz kesildi.

27 İbrahim sabah erkenden kalkıp önceki gün RABbin huzurunda durduğu yere gitti.

28 Sodom ve Gomoraya ve bütün ovaya baktı. Yerden, tüten bir ocak gibi duman yükseliyordu.

29 Tanrı ovadaki kentleri yok ederken İbrahimi anımsamış ve Lutun yaşadığı kentleri yok ederken Lutu bu felaketin dışına çıkarmıştı.

30 Lut Soarda kalmaktan korkuyordu. Bu yüzden iki kızıyla kentten ayrılarak dağa yerleşti, onlarla birlikte bir mağarada yaşamaya başladı.

31 Büyük kızı küçüğüne, "Babamız yaşlı" dedi, "Dünya geleneklerine uygun biçimde burada bizimle yatabilecek bir erkek yok.

32 Gel, babamıza şarap içirelim, soyumuzu yaşatmak için onunla yatalım."

33 O gece babalarına şarap içirdiler. Büyük kız gidip babasıyla yattı. Ancak Lut yatıp kalktığının farkında değildi.

34 Ertesi gün büyük kız küçüğüne, "Dün gece babamla yattım" dedi, "Bu gece de ona şarap içirelim. Soyumuzu yaşatmak için sen de onunla yat."

35 O gece de babalarına şarap içirdiler ve küçük kız babasıyla yattı. Ama Lut yatıp kalktığının farkında değildi.

36 Böylece Lutun iki kızı da öz babalarından hamile kaldılar.

37 Büyük kız bir erkek çocuk doğurdu, ona Moav adını verdi. Moav bugünkü Moavlıların atasıdır.

38 Küçük kızın da bir oğlu oldu, adını Ben-Ammi koydu. O da bugünkü Ammonlular'ın atasıdır.
ALINTI SONU

-----------
MEHDiNIN MEZHEBLERi FIRKALAR DINLERi BiRLEŞTiRMESi

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
"
Hz. Mehdi geldiginde dagilmiş olan dini toplayacak."

( Hadis-i Şerif )
yani hanefi maliki hanbeli,.. hiristiyan müslüman yahudi gibi dagilmiş olan dini toplayacak.

Hazret-i Mehdi gelince, doğru İslam bilgileri unutulmuş ve ortadan kalkmış olacak. Hazret-i Mehdi Ehl-i sünnet bilgilerini tazeleyeceği zaman, zaten İslam âlimi kalmamış olacak. Yani fıkıh ve tasavvuf âlimleri zaten kalmamış olacak. Dolayısıyla bu âlimler değil, ortalık mezhepsizlere kaldığı için, onlar Hazret-i Mehdi’ye karşı koyacaklar, feryat edecekler. Hazret-i Mehdi, âlimleri değil, bu türedileri zararsız hâle getirecektir.

Hazret-i İsa da, Hazret-i Mehdi gibi ictihad edecektir. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Muhammed Parisa hazretleri, Fusul-i sitte kitabında, (İsa aleyhisselam gökten inip, İmam-ı a’zam Ebu Hanife’nin mezhebine uygun ictihad edecek, onun helal dediğine helal diyecek, haram dediğine haram diyecektir) buyuruyor. (3/17)

Hazret-i Mehdi, İslamiyet’i yayacak. Resulullah’ın sünnetlerini ortaya çıkaracak. Bid’at işlemeye ve bid’atleri Müslümanlık olarak yaymaya alışmış olan Medine’deki din adamı, Mehdi’nin sözlerine şaşıp, (Bu adam bizim dinimizi yok etmek istiyor) diyecek. Hazret-i Mehdi, bu din adamının öldürülmesini emredecektir. (1/255)

“İşte sizin ümmetiniz bir tek ümmettir ve Ben de sizin Rabbinizim; öyleyse benden korkup-sakının. Ancak onlar, işlerini kendi aralarında (farklı) kitaplar halinde böldüler; her bir grup, kendi ellerinde olanla yetinip sevinmektedir.” (Mü'minun Suresi, 52-53) ayetlerinde Allah Müslümanların tek bir ümmet olduğunu, ancak daha sonra bazı kişilerin mezheplere, cemaatlere ayrılarak Kuran hükümlerini farklı farklı uyguladıklarını bildirir. Allah başka bir ayette bu kişilerin yaptıklarının büyük hata olduğunu, Kuran’da bildirilen hükümlerin dosdoğru uygulandığı tek bir din olması gerektiğini haber verir:

“O: "Dini dosdoğru ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin" diye dinden Nuh'a vasiyet ettiğini ve sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya vasiyet ettiğimizi sizin için de teşri' etti (bir şeriat kıldı). Senin kendilerini çağırdığın şey, müşriklere ağır geldi. Allah, dilediğini buna seçer ve içten kendisine yöneleni hidayete erdirir.” (Şura Suresi, 13)

Mezhepleri birleştirme görevi ise Hz. Mehdi (a.s.)'a aittir. Hz. Mehdi (a.s.) içtihat etme (hükümleri usulüne uygun olarak Kuran ve hadislerden istifade ile ortaya koyma) ve hüküm vermeye en yetkili kişi olarak, "tüm mezhepleri kaldıracaktır". Zaten en büyük mezhep imamı olduğu için tüm diğer mezhepleri kaldırması gerekir. İslam tarihinin en büyük alimlerinden biri olan Muhyiddin Arabi "Fütühat-ül Mekkiye" isimli eserinde bu konuda şöyle bir bilgi vermiştir:

“... HZ. MEHDİ (a.s.), DİNİ PEYGAMBER'İN ZAMANINDA OLDUĞU GİBİ AYNEN UYGULAYACAK. YERYÜZÜNDE MEZHEPLERİ KALDIRACAK. HALİS HAKİKİ DİNDEN BAŞKA HİÇBİR MEZHEP KALMAYACAK.” (Muhammed B. Resul El Hüseyin El Berzenci, Kıyamet Alametleri, s. 186-187)
Hüseyin Hilmi Işık ise, Saadet-i Ebediye adlı eserinde Hz. Mehdi (a.s.)'ın bu özelliğini şöyle aktarmıştır:
“HAZRET-İ MEHDİ (A.S.), AHİR ZAMANDA DÜNYAYA GELECEKTİR. Resulullah Efendimiz (s.a.v.)’in soyundan olacaktır. İsa Aleyhisselam'la buluşacak, MEZHEPLERİ KALDIRACAK, YALNIZ ONUN MEZHEBİ KALACAK.” (H. Hilmi Işık, Saadeti Ebediye, s. 35)

Hadislerden anlaşıldığı gibi Hz. Mehdi (a.s.) Allah’a iman eden, aynı Peygambere biat etmiş, aynı Kitap’a inanan, aynı kıbleye dönen Müslümanlar arasındaki mezhep çatışmalarını durduracak, olayları kör bir kavgaya dönüştüren öfke dolu bir ortam yerine, kardeşliği tesis edecek itidalli ve sevgi dolu bir ortam oluşturacaktır.

Bak amca sana şöyle izah eden, bir daha bir daha düşün öyle konuş. bu interneteki sayfalarin ismini yani domain ve sayfa alanini satan şirketlere hosting denir. ve hostingin internete bagli sitemi ve bilgisayari vardir, ondaki mesela bilmem 5 GB alani san sataryani kiralarsin internet sayfasi yapmak için, o hadi tamam, adam evine şirketine bilgisayar kurmuş, onu calişdiriyor, masraf yapmiş anladik, o calişarak ve caliştirarak kazaniyor, amma bu şirketler öyle bir sistem daha icad etmişler, onun ismine "Reseller" hesabi denir, sen ondaki bilgisayrin birini kiralarsin, sonra ondaki alanlari bölersin üce beşe, satarsin adamlara, elin yorulmadi kolun yorulmadi, bilgisayar masrafida yapmadin, kiraladin, pazardaki sogani aldin sattin, bundan para kazndin, bu harammi oldu şimdi sana? Para kazanmak için illa alnin kicinmi mi terlemsi lazim, zaman degişdi usta, bir bak, Allah faizi yasak etmekle ne murad etti, şu daha önce anlattigimiz neshetme meselesini hatirla, ve biz dedikki kurandaki nesh meselesini şununla kiyas et ve cocuk iki yaşina kadar annesini emer, ondan sonra o cocuga annesini emmek nesholur, ama ikinci bir cocuk dogurunca kadin, o cocuk için yine iki yaşin kadar serbest, ama yemek yemeye başlayinca emmek nesholuyor, ondan sonrasi artik se xue le ilişkiye giriyor emmek vasfi. demekki duruma göre nesh ayetleri oldugunu unutma, nesh ne işe yarar bilirmisin,mesela dün en iyi bilgisayaryazilim sistemi windows XP idi, bugün micorosft dedi artik biz XP yi desktelemiyoz, artik o gündemden düşdü, yani onu neshettik, artik wiondows 10 var, alirsan destekleriz, yoksa XP artik kullanilamaz gibi bir durum, yani neshetik biz onu diyor, nesh nedir, UPDATE yapilmaycak yani yeni sistmelere uygun degil artik o onun sistmi demek yani. yine misal araba tekerleklerindeki cant büyüklügü farki, eski minübüslerin canti bile 13 cantken, bu gün takside 17 li cant var, artik minubüse 13 lü cant olurmu, onun devri kalkdi, nesholdu, yani artik sen kiyas et, faiz hakkinda nesh varmidir ara bul.


amca bak dün makarna diye birşey yokdu, senelr gecdi makarna icad oldu, yine kek diye birşey icad oldu, lastik diye, araba diye, bilmem cep telefonu diye birşeyler icad oldu, biz herşeyi eskiler bilmiş bulmuş aciklamasi ile, biz sadec onlarin bilip bulduklairni aliriz, onlara uyariz, biz kek yemeyiz makarna yemeyiz, arabayada binmeyiz dieiblirmisin amca, muhammed vaktinde araba yokdu, bunu sonraki iansanlar buldu keşfetti, öyleyse dini bilmem iki hoca Hanbeli Maliki anladi, bunlar toplandi karar verdi diye, bana yatmakmi düşcek, ben yatip onlar bilir diye mi davrancan, bu ahmaklik senelerdir yillardir yapiliyor, islam ve müslümanlar ondan geri kaldi, adam aradi calişdi arabayi buldu, calişdi, ucagi buldu, calşdi bilgisayari buldu, sen daha hanbeli dedi maliki dedi corap a mes şöyle olur de, bilmem kulaga mes böyle olur bunlarla oyalan dur.

maliki kim hanbeli kim lan DAN GiL hanbeli anladida; ben agutmUyun kurani sünneti anlayamayacak; amma sen anlayayamayan angutsan onu bilemem.

Kişiye Özel dinmi Olur diyen ahmaklara cevabim

Muhamede sorulunca her ashabina ayni cevabi vermedi, bedevi geldi ona başka dedi, ali geldi ona başka dedi, kişiye özel durumlar vardir, mesela herşeye 24 lü vida 24lü anahtar olmaz, bazi vidalar 1 li bazilari 1 3lü bazilari 50 lilidir, herşeye ayni vida uyarmi amca, tabiki kişiye göre farkli durumlar var, o görüşünde yanliş amca, onun bunun dini ne demek, mesela adam ameliyat dokdoru, her iki saati ameliyatta geciyor, akşama kadar onu kes bunu bic, sen bu adama, soyun dükün abdest al namaz kil, sonra ameliyata devam, aradan iki saat daha gecmeden ameliyatin ortasinda, vakit cikiyor, haydi namaza, soyun amelyiati yarida birak namaz kil, niye cünkü namaz farz len, farzi terkedersen Allahda seni keser seni bicer ve cehennemine atar diyede korkut birde, oldumu hoca, bumu din, kişiye göre din olurmu? olur, o dokdura sen illa mesaideki iş günü iki saatte bir namaaz kilcan, soyuncan düküncen hijyeni birakkcan, abdest alcan dersen, ne olur, buna başka bir farz başka bir kural lazim degilmi haaa

şefaat varmi kimler şefaat edebilir

Amca bak, senin de bir amcan var onunda oglu var, ve sen inşaat melzemesi satiyon, bazi mallara %40 kar koydun, bazilarina %50 ve sana glen bir adam dediki, ben senin Amcanin oglunun arkideşiyin, bana biraz indirim yap, ben fakirin yada falan filan, biraz indirime ihtiyacim var dedi. sen amcan ile iyisin, o yegeninide seviyon, bu adama indirim yapmazmisin hadi senden %20 kar aliveren deyipde 5 ise fiyati 3 e sana olur demezmisin, ayricalik varmi var, şefaat varmi var, kimin hürmetine, o yegeninin hürmetine o kardeşe indirim yaparmisin? yaparsin degilmi, ya kainati okuyun diyon size kardeş, dogal seleksiyona bakin, allah aşkina kör kör yaşamayin yaw. ve dmek olurki peygamberlden kurtulmuş bazi evliyalra allah dostlaerinda allah şefaat yetksi vermişdir işde onlarin hatrina bazilrini affeden onlarinhatrina yagmur kar yagar işde fakirler doyar bir bela musibet kalkar nitekim muhammed yagmur duasini cikmadimi,onun hatirina gökden gök boşaliraasina yaginca "estagisu" demedimi, üstümüze degil etrafimiza yag demedimi muahmmed, bunlari nasil unuttunuz onlarin hatirna yagmur kar yagar.

iktisad meselesinde (Yetiş, Meded Ya Mehdi VAKFI):

Allah in, bir ekmek için en az yüz tane bugday yaratmasi lazim, bir başakdan ekmek cikmaz, belki üc başakdan bir adet semel cöregi cikabilir, amma sen diyebilirsinki "Allah bizi niye düşünmemişde, bunu bukadar kücük yapmiş, hani bunu ekmek yapabilcegimiz büyüklükde yaratsaydi diyelim degilmi, yani hatta kabak gibi olsaydi, bir bugdaydan iki ekmek ciksaydi degilmi, amma degil, Allah erinmiyor üşenmiyor bir ekmek için 100 tane bugday yaratiyor, bunun herbirini özene bezene, herbirinden haberdar herbirinin üstüne imzasini atiyor, birde bu ahmet ici, şu mehmet için diye birde adres yaziyor, ayni mektup yazar gibi. Allahim niye bu kadar kendini yoruyon, şunu testi gibi yap, bu kadar ugraşma desek olmazmi, bizemi taltif, bugdayami, yoksa bunun bir sebebimi var, biraz tefekkür edin aranizda cevaplar verin baken, ben duyan sonra ben devam ederin.

iktisad meselesine gelince :

1 saaat 60 dakika 1 dakika 60 saniye yine insanda iki el var, her eli beşe bölmüş Allah, iki elde 10 parmak var saniyeler, dakikayi tamamlar, dakikalar saati saatler günü, günler ayi, aylar seneyi, öyle olunca herkesden yöresinin en kücük birimi olan kuruş veya lirasi fona aylik olarak kesilcek, kişisine göre degil, sadece 1 kuruş, her bölgenin kendi kuruşu ayni degil degilmi? amerikanin bir kuruşu ile türkiyenin bir kuruşu ayni degil degilmi. bak el bazinda bakinca el bir dedigimiz el büyük parca, bütün 1, sonra eli beşe bölmüş ve birisinede parmak demiş, ikinci boyutta bir, Allah onun birinide parmgida üce bölmüş, onun birinede bogum diyoz degilmi, amma ben diyonki herkesden bir kuruş alinca, almandan 1 cent, amerikandan dolar bazinda kuruş neyse onu alcak, ingilizden yine kuruşu neyse, yani en kücük birimi neyse onu alcaklar, ve bu dünyada toplanacak, ve bu bütün insanlik için harcanacak bu kadar .fonun ismi Raşidi fonu koncak bunun, ve o fona, amerika amerika için, türk türk için degil hayir, bütün dünya için toplancak, en mühim, en önce neyse, ona harcancak, ondan sonraki ikinci önemli, yani şimdi yunan batarken o porayi topladik amma, almanyadaki cöp kamyonu bozulunca ona harcarsak, yunan batar degilmi, yani en mühim neresi oraya ya harcancak, o kamyonu belediyede alabilir, zekat vergi fonundan alabilir, bu fon bütün acil durumlar için harcancak. yetiş vakfi olcak Raşid yetiş vakfi, meded vakfi, meded ya raşit vakfi, ve simurg bizleriz, ve bizler hepimiz mehdi cemaatiyiz, mehdi yetiş diyenler için, meded vakfi olcak, mehdinin babasindan kalan milyonlari yok kine yetişsin allahdan da öyle mucize yagmur gibi yagmaz, amma bizler simurg olursak, mehdi bizler oluruz, ve yardima ihtiyaci olan, meded dedimi, bizde yetişiriz Allahin izini ile, bizden meded isteyenlere yetişcek.
karoglanin iktisad Tezi 23.01.2017

BAŞKANLIK MESELESi


Zaraya itafen
Seni belki şöyle yeniden ikna edebilirimve belki geri döndürebilirim aglama kizma üzülme kaşigina ne cikdiysa ona razi ol, ve düşünkü muhammed hayatta ve sen onu ziyarete gittin, bu sana ömründe bir defa verilcek, ve sen vardinki, muhammed tuvaleten cikarken vardin, gördün onu, ve dakikan doldu, seni ordan aldilar geri gönderdiler, ve sen hayir olmaz ben onu Hz Ayşe ile şakalaşirkende görmek istiyonmu diyecen , yahut iki kelmie bir konuşsaydimmi diyecen düşün ekmek tüp kuyrugu konuşmaya vakit yok tüpünü alan yaylancak ne cikdi nasibine, o cikdi amma, veysel Karani gititi bulamadi, vardi desek, varamadi, bazisina düşen, düşün ki muhammedin WC cami acik, ve yukardan ucakla geciyor bazilari, ve birde dürbünle onu fokuslamişlar, ve baka baka, onun tuvalette nasil oturarak hacet ettigini gördüler, ve bu da bir nasip, ne, cünkü muahmmed oturarak yapardi hacetini dememize canli şahiterolacak onlarda, onlarada o nasip olmuş demezmisin, yoksa oldumu bu geldimde ne gördüm ya, bu adamin cictoginami bakicaz bakmya geldik yaw diyecen, yani tefekkürün güzel olursa, meyvada güzel olur, belki seni teselli edebilmişimdir, o senmiydin sorasim var, sen geldinede sana neyim nasip oldu diye sorasim geldi şimdi. ya yorgan giti kavga bitti kavgasina denk gelseydin ne olcakdi.


------
Burdaki bizim gittigimiz Diyanet Camisinde bir zamanlar kuran okunuyor, ve ayet geldi secde ayetine, ve okundu gecdi, hoca demiyor, o ayet secde ayetiydi, haydi kalkin tilavet secdesi yapilcak, ben kizdim söyledim , sonra yaptik oturduk, okuyan kurani basdan aldi ayni ayeti tekarar okudu allahu alem, hoca yine demiyor haydi bir defa daha secde yapilcak, ben yine kizdim dedim, hoca da cevap veriyor bir kac defa okununca bir defa yapmak yeterlidir diye. ve cemaat onun agzi ile ikinci secdeyi yapmadi, benim lafim orda köpöek osuruguna döndü. o gün bugündür camiyede gitmiyon.
bunu şu misal ile izah edelim :
Sen bir işcisin ve gün icinde susadin, su bulamadin yada, su icme imkanin o an yok,bu misli su icmekde diyebilirsin yahut idrarini yapmak için tuvalate gitmekde diyebilirsin, ve tuttun kendini ve gün gecdi akşam oldu, ve işden cikdin, imkanin var artik, bir bardak su icen dedin, ve bir bardak su icdin,suya kandin, canin ikinci bardagi almiyor cünkü susuzlugun gitti birbardak soguk suyla, amm velakin, sen bir gün icinde sadece bir bir bardak su icimiş oldun, halbuki bilim adamlari diyorki, gün icinde 1,5 yada 3 litre su icmeniz lazim, vücudun ve böbreklerinin ihtiyaci var. ve sen, bu bir bardak su, bugün böyle, yarin böyle, aynen camaşir makinasindaki, hani tasarruf modu vardir, az camaşir atinca suyuda yarisini alsin diye bir dügme vardir bazi makinelerde. işde sen hep yarim yarim su yikatirken, camişirlar temiz olmuyor, yahut böbrek, hergün bir bardak suyla iş görünce böbrek zarar görmeye başlar, halbuki senin vücudunun 1,5 ila 3 litre suya ihtiyaci var, o da en az 6 bardak su eder günde, en azindan yani, yine camaşirlarini israf olmayan ne kadar cok su ile yikarsan, o kadar temiz olur, cünkü yika birinci su kirliyi az beklet birdaha yika, su yine kirli akcakdir, cünkü kir islaninca koyuvcercekdir, öyle olunca bilim adamlari bunu ayarlamiş diyor bir makina 6 kilo camaşir alinca, bilmem 10 litrede su alcak diyor, amma sen ona 5 litre su katarsan bu sefer o camaşirlar tam temiz yikanmamiş oluyor, yine herkesin agiz tadi farkli, sen ki 1 kesme şeker li cay icersin, digeri 3 lü beriki tek katar berikiside hic katmadan icebilir, agiz tadi farkli, öyle olunca tilavet secdesi gibi bazi meselelerde, bir defa okuyuvermek yapivermek ikincinin hükmünü sakit etmez azizim.

Zaman Karanlik vaktinemi gidiyor aydinlikmi meselesi

Evet Yol kiyametin sabahina dogruysa, artik gece vakti, amma karanlikmi aydinlikmi meselesini kisa öz cevap, eger lamban ve elektrigin ve ateşin varsa, senin için gecede karanlikda kalmak diye birşey olmaz, yani gecende, gecede olsa aydinlikdir, amma lamban yoksa, karanlikda kalirsin, ve o lambalar ise, allah semaya lambalar asmiş onlar, aziz ve mukarreb kimselerin ruhunun aydinligi, ve senin bir alimin, mehdin ve peygamberin varsa, Allahada inaniyorsan, karanlikda kalmazsin, amma lambaya ve o alime peygambere ve Allaha sirtini dönersen, karanlikda kalacagin kesin.

-------------

kader bahsi

Allah eger herkese rolleri dagittiysa o zaman onlara birde ceza verme hakki yokdur diyorsun

Yani rolleri o verdiyse o zaman neden suc işledin, günah işledin diye soramaz diyorsunya,
mesala Allah miknatisi yaratti amma, insana miknatislaşmak diye birsifat ve kural koydu, yani cekici cezbedici, yine koyunu yaratti amma, koyunlaşmak insanin sifati halinde yine, köpegi yaratti, köpekleşmek insanin sifati, şimdi insana tercih hakki da verdi, dileyen köpekleşir, dileyen koyunlaşir, dileyen camizlaşir, yani camiza verilcek ecir, camiza verilenden olur, yine köpkleşene verilcek, cennet kapisinin dişindan havlamak kalir, yani sonra koyuna cennete girmek, yiyip etin kanin olmak kalir, sen sec ister cenente girmeyi sec, istersen köpek gibi dişarda kalmayi, köpek olupda birde benide yesin cennete koysun dersen, varmi öyleleri var, onlarida China lilar yiyor icine koyuyur. o zaman ceza niyeymiş anladinmi amcaaaa. yine koyunluk meselesine gelince, sen kimin koyunu oldun, peygamberin koyunumu, salabenin koyunumu bir bak önce, seni güden kim, yine kafirin koyunu olduysan, kafir de seni kesip yiyecek, ve sen kafir bir beden olcaksin demekdir.

Eger koyunlaşdiysan yenip, bende, sende, onda, can, ve ahmet mehmet olmak, cente girmek var . ve sen köpek olupda benide cennete koysunlar dersen kitmir gibi, China lilar onuda kesip yiyor cennetine koyuyar, o da artik chinli biri oluyor, ve sen düşün ceza ne, sevap ne, cennet ne, cehennem ne, neresi, sonra birde koyun olduysan kimin koyunu oldun ona bak , T amcaninmi , yoksa muhammedinmi,yoksa slabeninmi, hani bir gavura koyun olduysan, o da kescek yiyecek seni, ve sen bir gavurun bedeni olup, onun, allahi inkar etmesinde yardimci olcaksin, peki durum nedir o zaman, cennet cehenem ne anladinmi amca.

-------

Allah yeter bahsine gelince

Cübbeli demişki "Allah ete kemige büründü, mahmut diye göründü" deyince

ona karşi ayet hadis yazip itiraz eden dangilere atfen

Tutup bazı kullarını, O'nun bir parçası saydılar. Bu insanların nankörlüğü gerçekten çok açık.
(Zuhruf 43/15)

“Allah, Meryem oğlu Mesih’tir” diyenler, kâfir olmuşlardır. Oysa Mesih şöyle demişti: “Ey İsrail oğulları, benim ve sizin Rabbiniz olan Allah’a kul olun. Kim Allah’a ortak oluşturursa Allah ona cenneti yasak (haram) eder. Onun gideceği yer cehennemdir. Yanlış yapanın yardımcısı olmaz.” (Maide 5/72)


Ey prof. yada ögretmen amca, bize RIZKI veren Allahdir diye iman ettikmi? etik. tamam peki sen nerde calişiyorsan, eger ögretmensen, devlettenalcan maaşi, işciysen patronundan ay sonu aylik aldin, peki o zaman hani rizki veren Allah di? lan dangil sen parayi kimden aldin, ayligi kimden aldin, eger senin patron yada Tc amca Allahsa, rizik veren o olunca, haydi bende, o da, buda gidelim, bizde ona tapinip biraz para istiyelim, sana verdiya bizede veriri belki tapinir para isteriz, yok o Allah degilse o zaman Rizki veren kim, sen o verdi demiyormusun sana aylgi, kim verdi, hani allah kim? nerede o zaman, rizki veren Allah sa patron kim ha?

Allah sana rizki patronun eliyle veriyorsa, allah kim patron aracimi, şu aracinin eline üc beş kuruş verlimde bizi sirattanda gecirivesin o ziman, yani kim Allah, Allah dünyada nasil tecelli eder, ete kemige bürünüp, dün sana aylik veren patrondami oydu, hani mahmut olmazdi, peki senin ayligi veren oysa, bak ete kemige bürünüp sana patron olmuş degilmi. iriraz etme buna aklin varsa, bir daha düşün, cevabi bulunca haber et bana tamammi.

------
Microsot Bili Geats amca bilgisayarin yazilimini bulmuş, sonra internet denen şey icad oldu, ve akil var, akil var, sen bilgisayarda sadece yazip ciziyon, amma yaptigin işlemleri yapacak yazilimi ve sistemi oluşsturan bill amca, ve senin akili ile onunkini karşilaştirinca, yani kapazite meselesi, onun kapazite, onun aklinin kapazitesi ile seinkini karşilaştirinca, yanisadece amcanin yaptigi yazilimdaki bir yazilimin geliştirilmiş internet sistemi olan google amcanin bile bilmedigi birşey kalmadi nerdeyse, öyle olunca onun yaptigi bile biliyorsa, bir de onu yapanin aklinin kapezitesini düşün, ve ona soru sor baken, neleri biliyor degilmi. yani birde onun aklini yaratan Allahin aklini ve ilmini düşün, yani
kapazite meselesi, yine ayni, parmak bütün olarak bir birli, amma elin de 5 parcasindan birisinede parmak diyoruz, o da kendince digerlerinden büyük, amma el daha büyük, ve beş parmak eli oluşturuyor, yine el kola bagli, el kolun bir parcasi, kol ise elden daha büyük, kol ise bedene bagli, beden koldan da büyük,..... yani kapazite, seninki kime göre büyük, onunki kime göre kücük, yani gözdeki kirpiklerin tümüne, kirpik diyoz, sag göz, sol göz kirpikleri, amma her bir kirpikde bir birim degilmi ,... sormak lazim. ölye olunca kirpikde bir bütün kendi capinda o da bir birim, ve büyüklük taşiyor onun kapziteside ona göre.

----

Mesala bir kurali koyanda o kurala zaman zaman, hataen veya başka bir sebebden dolayi uymayabilir. cünkü mesala kirmizida dur var amma, zaman olduki arkadan freni kopmuş bir TIR geliyor, cekilmeszsen seni bicecek, o anda kacmak için, stop hududunu cignemesi lazim, arka aynaya bakdiki şoför kac kac diye bagiriyor, ve cigendi gecdi stop lmabasini degilmi,yani kurali ve siniri, yani öyle olunca kuralai cignemek bazen bilmediginden degil, bile bile cignemek zorunda kalabilir, günahda böyledir, bazi günahlara insan bilerek girmek durmunda kalbilir degilmi.

Tanriyi kiyamete veya hata yapmaya zorlama hikayeside budur. ilkokuldaki "deve cüce" oyunu gibi, ögretmenin cocuklardan hangisinin otamatik pilota baglandigini bulup, oyundan cikmaya zorlamasi, kim daha uyanik secme oyunu gibi. o aalimmi, ben bu alimide yenerin, şu aalimmi, onuda yenerin hikayesi, ve Hz.isa mi isa yida, musamiß musayida yeneriz hikayesi, ve tanriyi zorlama hikayesi. Halbuki o Deve cüpce oyununda o cocugun yanilmasi, cüce deyince oturulcagini, deve deyince kalkilcagini bilmediginden degil, hepsi biliyor amma, o hata yapmaya zorlandndigi için, bir an akli eski bilgide kaldi, eski sende kaldi, ve otamatik pilot bedeni ile beyni arasindanki komut uyarisini kaybetti, yani yoksa cüce degince oturulcak, deve deyince kalkilcak bütün cocuklar bilir, oyundan cikanda bilir, o kazananda, sadece burda kazanan, en fazla reaksiyon kuvvetine sahip cocugu secmek, yoksa en akilliyi degil, ve günah ve haram meseleside, altin cocugu, altin insani bulmak degil en usluyu bulmak degil yani.

---
Bir nesnenin bir hükmün bir agacin bir meyvanin bir ilacin bir aletin bir devletin, tek bir kimsenin tekeline binmesi cok tehlikeli bir durum, ve başkanlik sistemide aynen böyle, cünkü örnegin motor diye birşey icasd oldu ve bugün motro dnen icad sedece onu bulan fordlarin tekleinde olsaydi, o zaman, ne mercedes icad olurdu ne opel ne BMW ne ucak ne tren ne gemi, yine elmeyi allah sadece bir sülyeye verseydi ve elmayi herkes o sülaleden alcak olsaydi eger lazimsa o elme ihtiyacsa zman gelcek bir elme bin euro diyecek bir tke elmyi bin euroaya almak drumunda kalcakdik degilmi ve yine, ben senin şarkini dinledim ve bende yazmayi denedim, ve bende şarki yazdim, senin şarkindan esinlendim ve yazdim, şimdi bu esinlenme yasak haram olabilirmi, yani şarkici, o ilk şarki yazan söyleyen adama olsa, ondan başkasina, bu verilmez diye kural koysak, o öldümü kim yapcak bu işi, yani Allah bile elma cinsi yaratmiş, onlar yada binler ceşidi var, elmalardan esinlenip elmalar ceşidi, yine motoru birisi icad etti, ona bakan, opel, fiat, toyatada motor icad etti, onlarda bakdilar, bunun sistemi nedir diye, ve ögrendiler, ve onlarda kendi keşiflerini üstüne ekleyip, yeni motor gelişdirdiler, halbuki, motorun ana yapisi ayni, amma bu motoru başkasi yapamaz demek ne kadar cahillik degilmi, ceşitlilikde bereket var, bak yiyecek denen şey sadece ekmek olsaydi, başka ceşit olmasaydi, bizler musa ümmeti gibi Allah isyan ederdik, söyle rabbine de, bize sogan sarimsak versin derdik, yani öyle olunca ben de para ile satilan bir grafigin önizlemesine bakip, esinlenip, bundan kendi cikarabildigim ücretsiz örnegini yapiyorsam, bu satin alamayacak olanlara zekat fitre vermek gibi olur. herskes porsche alamaz, amma belki fiat tipo alir, reno 12 alabilir degilmi, ceşitte nasil bereket var degilmi. yani başkanlikda aynen bu sebebden yanliş, ben padişahin, ben asarin, ben keserin olabilirmi, ananizda benin babanizda benin demek gibi angutluk,

---oOo---


أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ


''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '

وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne, Amiyn.

Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve etûbu ileyk.

--OoO--

Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 28 Ocak 2017 Cumartesi

Original Kar © glan

Print this item

RasitTunca-2 istiaze (Euzu) ve Besmele Zikiri (Kar©glanin 25 Mart 2017 Vaazi)
Posted by: RasitTunca - 05-26-2018, 11:44 AM - Forum: 2017 Tasavvuf Sohbetleri Arşivi - No Replies


istiaze ve Besmele Zikiri

(Kar©glanin 25 Mart 2017 Vaazi)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

فَإِذَا قَرَأْتَ الْقُرْآنَ فَاسْتَعِذْ بِاللّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

Fe izâ kara’tel kur’âne festeız billâhi mineş şeytânir racîm.

Meali :

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Kur’an okuduğun zaman o kovulmuş şeytandan Allah’a sığının. (NAHL Suresi 98. ayet)

Sadakallahul Aziym NAHL Suresi 98. ayet

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَإِمَّا يَنزَغَنَّكَ مِنَ الشَّيْطَانِ نَزْغٌ فَاسْتَعِذْ بِاللّهِ إِنَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ

Ve immâ yenzeganneke mineş şeytâni nezgun festeiz billâh, innehu semîun alîm

Meali :

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Eğer şeytandan bir kışkırtma seni dürterse, sana bir dürtü gelirse, hemen Allah’a sığın. Muhakkak ki O; işitendir, bilendir.

Sadakallahul Aziym A'RÂF Suresi 200. ayet

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

يَسْأَلُونَكَ مَاذَا أُحِلَّ لَهُمْ قُلْ أُحِلَّ لَكُمُ الطَّيِّبَاتُ وَمَا عَلَّمْتُم مِّنَ الْجَوَارِحِ مُكَلِّبِينَ تُعَلِّمُونَهُنَّ مِمَّا عَلَّمَكُمُ اللّهُ فَكُلُواْ مِمَّا أَمْسَكْنَ عَلَيْكُمْ وَاذْكُرُواْ اسْمَ اللّهِ عَلَيْهِ وَاتَّقُواْ اللّهَ إِنَّ اللّهَ سَرِيعُ الْحِسَابِ

Yes’elûneke mâzâ uhılle lehum kul uhılle lekumut (:::)âtu ve mâ allemtum minel cevârihi mukellibîne tuallimûnehunne mimmâ allemekumullâhu fe kulû mimmâ emsekne aleykum vezkurûsmallâhi aleyhi vettekûllâh(vettekûllâhe) innallâhe serîul hısâb.

Meali :

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Kendileri için nelerin helâl kılındığını sana soruyorlar; de ki: Bütün iyi ve temiz şeyler size helâl kılınmıştır. Allah'ın size öğrettiğinden öğretip avcı hale getirdiğiniz hayvanların sizin için yakaladıklarından da yeyin ve üzerine Allah'ın adını anın ( besmele çekin). Allah'tan korkun. Allah'ın hesabı pek çabuktur.

Sadakallahul Aziym MAİDE Suresi 4. ayet


---oOo---

Hz. Aişe h( r.a) anlatıyor:

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Sizden kim bir şey yerse "Bismillah ( Allah'ın adıyla)" desin. Bidayette söylemeyi unutmuşsa, sonunda şöyle söylesin: "Bismillahi fi evvelihi ve âhirihi ( başında da sonunda da Bismillah)."

( Hadis-i Şerif  3842)

Hz. Aişe ( r.a) anlatıyor:

"Resülullah aleyhissalâtu vesselâm ( bir defasında) Ashabından altı kişiyle beraber yemek yiyordu. Bir bedevi gelerek ( hazır) yemeği iki lokmada ye( yip bitir)di. Resulullah aleyhissalâtu vesselâm: "Eğer bu ( müsafir) "Bismillah" deseydi, ( yemek) hepinize yeterdi. Öyleyse biriniz yemek yediği vakit "Bismillah" desin: Yemeğin başında "Bismillah" demeyi unutacak olursa, ( hatırlayınca) "Bismillahi fi evvelihi ve âhirihi ( başında da sonunda da bismillah)" desin!" buyurdular."

( Hadis-i Şerif  6922)


"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

Yolculugumuza başliyoruz :

Ey Salik Ey sofi bizi sevmek öyledirki , bak gülüm kizma bak fenerbaheceyi herkes sever, fenerbahceyi
yanliz ben sevcen benim olcak olmaz gülüm,
yine hayvan seven ve kedi seven birisi bütün kedileeri sever, cicek seven bütün cicekleri gülleri sever degilmi? beni öyle say bir bahcevan gibi, her cicegini ayiri ayri sevip sulayan bir bahcevan, yada ali nin ciftligi ve ali baba diye düşün, her hayvanini ayri ayri seven, onun yemini, berikinin suyunu verip, berikininde bizagisini koruyup sevip gözeten, gülüm anla beni, kirilma irilma sevmeye devam gülüm,
Güzelim her vardigimda beni geri itiyon diyorsan eger, neden acaba demek yokmu? miknatsin ayni yüzüyüz ondan gülüm, ayni yüzleer biribini iter gülüm, yapiştirmaz birbirine, ne kadar yaklaşirsan, o kadar ileeri atar bu kader bizi ......

insana, nefes al ver, veya nefes hakkinda, burun hakkinda, agiz hakkinda, oksijen hakinda konuşmayinca, nefesi aldigini verdigni bile hic bilmez, her an hem almakda hem vermekdeyken, sen saysan, kac defa alip kac defa veriyor diye, onu saymazsin bile, amma işde heyacanlaninca ve işde ona nefes almasi hatirlatilinca o birden hizli  hizli nefes almaya başlar, cünkü farkindalik yani. hani namazda unuttun allahi kitabi ve, tarla takka derdine düşdün ve  birden bir uyandin namazdayim diye amma, hangi rekatta oldgunu unuttun, yani farkindalik, ve zaman yolculugu, sadece farkindalik teorisi ile cözülebilir.

Mesela göz sola bakarken, bak sagindayin yada ardindayin demeden merhaba ahmet desen, o bir bakacak amma sagmdamisin soldami bilemez, her tarafini bir kolacan etmeye calişir, ahmet nerde diye, yani egeer arkasindaysan her tarafa baksada seni göremez, sonra ona döner, eger gercekden hangi ahmet diye merak ederse, döner birde ardina bakar, ve orda bulur
yani zamanda yolculukda  gidecigin  yer, senin bulundugun yerin ardindami, önündnemi nasil bileceksin? önce bunu keşfet.

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَمَنْ نُعَمِّرْهُ نُنَكِّسْهُ فِي الْخَلْقِ أَفَلَا يَعْقِلُونَ  وَمَا عَلَّمْنَاهُ الشِّعْرَ وَمَا يَنبَغِي لَهُ إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ وَقُرْآنٌ مُّبِينٌ 

Ve men nuammirhu nunekkishu fîl halk(halkı), e fe lâ ya’kılûn. Ve mâ allemnâhuş şi’re ve mâ yenbagî lehu, in huve illâ zikrun ve kur’ânun mubîn

Meali :

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ve Biz bazi kimseler için, dilerse ömrünü uzatir veya kisaltabiliriz, bunu nasil yaptigimizi haala akli edip düşünmeyecekmisiniz. Ve Biz, O’na  şiir öğretmedik. Ve (bu), O’na yakışmaz. O , sadece zikir ve apaçık Kur’ân’dır.

Sadakallahul Aziym YASİN Suresi 68 ve  69. ayet

Bir insani büyütmek için onun sadece bir yerine bakmak yeter, yine bir insani kücültmek icinde yine bir yerine bakmak yeter.
peki nasil deyince mesela, insan kocaman bir varlik olunca, onun gözü veya gözünü koruyan kirpigi cok kücük, amma  yaptigi göreve ve onun vücutta hereket ettirilişi ve, bir cöp göze dogru gelirken, aninda reaksioyn gösterip gözü koruyuşu düşünülünce, o kadar koplex ve büyük bir sistemki, onun bu hareketini saglayacak kadar hizli reaksiyon verecek hareketinin saglandigi enerjinin, taa ekilip bicilmesinden, o kirpigin bulunduigu yere kadar taşinmasi, ve o anda alinip, öyle bir güc ile gözü bütün gayreti ile korumasi  için, bu sistemi yaratan mühendis, ne büyük mühendis dedirtir. Halbuki bu semaya kafamizi kaldirdigimizda gördügümüz koca koca güneşler ve gezegenlerinde, ayni koplex sistem ile hareket ettigini farkedince, bu kirpigin cürmünün cok kücük oldugu gözükür, koca koca gezegen ve yildizlari, biribirine carpmadan hareket ettirmekmi zor, yoksa kirpgi hareket ettirmekmi denince, yine işin icinden cikamayiz, ve o zaman, senin kücük gördügün bir sistem, bir böcek hatta bir cöp bile, bu alemde savrulmuş vaziyette hereket etmez, hepsi komplex bir sistematik icinde, ve bilincli bir bilenin kontrolunde hareket etmekdedir. öyle olunca işde senin gözün binler parcdan meydana geliyor, ve o sendeki bir gözün olmasi için gereken meteryaller, belki dünyanin dört bir yanina dagilmiş vaziyetteyken, onlari toplayip haşreden bir zat var ki, o Allah isimini vermiş kendisine, ve o buyuruyorki : hepimizin ona muhatac oldugunu, ve fakat onun ise hicbirimize muhtac olmadigini, ve ehad ve samed oldugunu bildiriyor ihlas suresinde. ve bu sifatlarinida bazi yarattiklari üzerinde cüzi bir miktarda tezahür ettirirki, bizler bunun manasini anlayabilelim diye. ve ehad ismi ise,  ehad yeklik ve birlik demekdir, ve ehad ismini avrupdaki çam agaclari gösterip işaret ederler, ve kiş gelince bütün agaclar yaprak döküp uykuya varirken, sararip solarken bir nevi ölürken

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

لاَ تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلاَ نَوْمٌ

lâ te’huzuhu sinetun ve lâ nevm.

O’nu ne bir uyuklama ve ne de bir uyku hali tutmaz. (BAKARA Suresi 255. ayetten pasaj)

onu uyku tutmaz buyrulan ayet ile yine ehad ismi telli ederki yani, herkes ölürken o diri kalan yek kalan tek kalan yeşil kalan,

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

اللّهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ

Allâhu lâ ilâhe illâ huvel hayyul kayyûm.

Allah ki, O’ndan başka ilâh yoktur (Sadece O vardır). Hayy’dır Kayyum’dur devam li diri kalandir.  (BAKARA Suresi 255. ayetten pasaj)


gibi bir mana yine, ve bu çam agaclarinda rabbimizin ehad  yani yekler birler ve uyumuyan ve ölmeyen isimlerinin tecelli göstermeside, sadece bizim bu isimlerinin nasil bir keyfiyette oldugunu anlamamiz icindir, yoksa Allah, o çamlar kesilince ölmez, onlar uyutulunca uyumaz, yani onlar sadece, bir mühendise bir problemi anlatirken ögretirken, problemin cözümünün tahtada anlatilmak için, izah için yazilip kaleme alinip cözülmesi ile, ögrenciye ögretilmesi gibi, sadece beispiele icindir yani, Allahin o isminin asli tecellisini Allah bilir,  ve kudretini ve gücünü yine Allah bilir yani.   

-------------
Raşid Teorisi - Raşid Yasasi - Raşid Kanunu

Dünya Sagdan sola dönüp  23° egik degil,  aynen 1 Hareketi Tesbihdeki her bir dane gibi  yukardan aşagi veya aşagidan yukari gibi, ve  ikinci harketi yine tesbihin ipde dizili oldugu gibi kendi etrafinda dönüşüde yine tesbihin ipdeki dönebilme hareketi gibi döner. 3. harket kutuplarda yaz kiş yani tesbihi iki elimizle tutarak cekmek, Bu teorimi inşallah en yakin bir zamanda cizimlerle ve anlatimla almancaya cevirip ismime patentini alacagim, amma burdanda ilan ediyon, bu teoriyi ilk ortaya atan benin, ve newton kanunu gibi, isminide "Raşid Teorisi - Raşid Yasasi - Raşid Kanunu" koydum. bugün 25 Mart 2017 bu teori ilk defa aklima ve fikrime iki hafta önce geldi. ve dünya aynen tesbih danesinin tesbih ipindeki dönme hareketini yaptigi ve yukardan aşagi hareket ettigi için biz güneşi önce doguda ufukda sonra tepede yani dünya yukari aşagi hareketi ile güneşin altina gelince güneş tepemize geldi saniriz,yani tebih danesi tesbihin altina geldi veya dünya güneşin altina geldi,yani tesbihin ipdeki dönmesi ile sagdan sola degil yatay dönüş,kendi etrafindaki dönüşü böyle yatay halde, sagdan sola degil yani, yine yaz ve kiş kutupalara gelmesi ise, yine tesbihi iki elimizle tutunca ortada güneş ve tesbih danesinin bir tanesi sag elimizde iken danenin sag tarafi karanlik ve kiş taraf olur, ayni tesbihin sol tarafi ise aydinlik ve yaz olur, ve ayni tesbihi ceke ceke sol elimize kadar varinca, sol elimizde ise bu sefer diger kutuba gecer karanlik ve kiş yine aydinlik ve yaz diger tarafa gecer yani, inşallah en kisa zamanda cizimleri yapican ve burdanda yayimliyacan. Basit cizimim ile anlatim aşagidaki iki tane sikizede görünüyor.


-------------------------

kutuplkar yukarda degil sag ve solda zaten o mümkin degil miknatis masaya konunca sag ve solda eksi arti ve
sen onu dikeymi koyacanki arti eksi yukari aşagi olsun degilmi, magnetizma bunu  bu teorimizi acikliyor zaten, kutuplar sagda ve solda neden sag ve sol diye birşey var sanirsin, işde kutuplar lan, sagve solda sag arti sol eksi düşünsene "Hamza" magnetizme arkadaşim, kafada arti eksi yokki, orda ters düz etkisi var dersekde degil, ters düz etkisi arka ve ön orda var, yukari aşagi, kafa ve ayak .

Hitler kutupda yaşancak yer buldu hikayesi uydurma yani atlantis hikayesi . Kafana yukardan giren birşey varmi, düşün ,  kafanin üstü acikimi, acik yeri varmi?
delik varmi kafada, kafa ve kafalar hep ayni, kafasi delik birini veya bir hayvani gördünmü? ancak sen delersen falan filan, delik nerde agzinda burnunda, kulakda delik var, mescidi aksa yani agiz olabilirmi, gözler neresi, dünyanin gözü neresi peki.

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ وَالْإِنسِ إِنِ اسْتَطَعْتُمْ أَن تَنفُذُوا مِنْ أَقْطَارِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ فَانفُذُوا لَا تَنفُذُونَ إِلَّا بِسُلْطَانٍ فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ


Yâ ma'şeral cinni vel insi inisteta'tum en tenfuzû min aktâris semâvâti vel ardı fenfuzû, lâ tenfuzûne illâ bi sultân.

Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin çerçevesinden çıkıp gitmeye gücünüz yetiyorsa geçin. Yani sizin için cizilmis sinir olan kainatin disina cikmaya gücünüz yetmez, Ancak büyük bir güçle çıkıp gidebilirsiniz.

Rahman Suresi 33 . ayet



Burdaki tenfuzu yu serat kardeş füze diye yorumluyor, füze desen olmaz, ufolar füze degil, füze dikey giden bir arac sag sol yapamaz, dik cikan bir arac, ve her şey döndügü için dikey giden bir nesne uzayi yakalayamaz, iki boyutlu olur cigerim, Hamza senin dedigin gibi yani iki boyutta kalir, bir cizgide kalir,
yani üc boyut, ufo gibi olmali degilmi, yani sag sola amma cok hizli füze, dikey sadece  düz cizgi, bundan cikmak lazim önce, ufo gibi birşey icad etmek lazim,
yaşayaan canlilarin bazisi batinidir, yani batini  dmek icindekiiler gibi, kalsiyum oksijende oldugu gibi, debelenen hareket eden amma sen onlari göremezsin hareketini göremszin  amma onlar heketlidir.

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَإِذَا وَقَعَ الْقَوْلُ عَلَيْهِمْ أَخْرَجْنَا لَهُمْ دَابَّةً مِّنَ الْأَرْضِ تُكَلِّمُهُمْ أَنَّ النَّاسَ كَانُوا بِآيَاتِنَا لَا يُوقِنُونَ

Ve izâ vakaal kavlu aleyhim ahracnâ lehum dâbbeten minel ardı tukellimuhum ennen nâse kânû bi âyâtinâ lâ yûkınûn.
Meali :

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

(Kıyametin kopacağına dair) o söz başlarına gelince, onlar için yerden kendilerine bir dâbbe (canlı bir yaratık) çıkarırız. O, onlara insanlara anlamini bilmedikleri âyetlerimizi aciklar anlatir  söyler.

Sadakallahul Aziym NEML Suresi 82. ayet

dabbe debelenen hareket eden demek birde ses cikaran yani dab daba yani konuşan, hareket eden ve konuşabilen,

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَلِلّهِ يَسْجُدُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ طَوْعًا وَكَرْهًا وَظِلالُهُم بِالْغُدُوِّ وَالآصَالِ

Ve lillâhi yescudu men fîs semâvâti vel ardı tav’an ve kerhen ve zilâluhum bil guduvvi vel âsâli

Meali :

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Göklerde ve yerde kim varsa, ister istemez kendileri de gölgeleri de sabah akşam Allah’a boyun eğer, sadece Allah’a secde ederler.

Sadakallahul Aziym RA'D Suresi 15. ayet

Her birimizin  bir yildizi yani yildizimiz var dedigim meselyi aciklayan ayet ve onlarin gölgeleri ayeti ile biz ve semadaki yildizimizi temsil eder, gercek bizler isek bizim gölgemiz semadaki yildizimiz, yahut gercek olan o yildiz ise, biz yerdeki gölgeleriyiz ZILLIYiZ.
yani yildiz ve yerde gzen yildiz ayeti gölgesi burda veya tam tersi amm diyorumya tümünün disinda bir yer evet küpler fonksionu yani
kutup yildizi bir radyasyon sistemi yani cinlerin maddesi ve, en yakin cin, kutup yildizindaki sistem, onlar yani cin taifesi en yakinimiza kutuplara kadar yaklaşabilirler, onlarla bizim aramizda magnetizma var, onlari iter, onlarda bizi iter, yani bedeni aslileri o kadar uzakda, bize ancak frekans ile baglanti kuruyorlar, ne ile "vesves" ile azizim, yanina gelen adam "vesves" mi yapar elini kuluna vurar dokunur konuşur veya döver sever degilmi, oysaki onlar ancak vesves yapabiliyorlar.

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَإِن مِّنكُمْ إِلَّا وَارِدُهَا كَانَ عَلَى رَبِّكَ حَتْمًا مَّقْضِيًّا

Ve in minkum illâ vâriduhâ, kâne alâ rabbike hatmen makdıyyâ.

Meali :

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

(Ey insanlar!) Sizden cehenneme varmayacak hiç kimse yoktur. Rabbin için bu, kesin olarak hükme bağlanmış bir iştir.

Sadakallahul Aziym MERYEM Suresi 71. ayet


Cehennemi alipda cennete yol etmek budur güzelim, senin günah sandiklarini sevaba cevirebilmekdir, senin şer sandiklarini hayira cevirebilmekdir, ilime cevirebilmekdir azizim .

---------------


....ciftlikde horuzun tavuklarin yemini suyunu verdiği nerde görülmüş, tavugunda horuzunda yeminide suyunuda sahipleri verir, amma horozluk görevi horuzun,
tavuklukda tavugundur, ... sen kime hüküm biciyon...... senin rizkinida benimikinide veren Allah dir, sahibimizdir, yoksa, kimse kimsenin rizikini kesemezde, veremezde, ancak Allah bazi kullarinin rizkinin bazisini bazksina sebeb kilmişdir işde verirken onun eli verir, ancak veren yine Allah dir.

velekad yesernal kurane .......

bu ayetteki mana kuran basitleştrildi demek, yani komplex olmakdan ziyade basite indirgendiki anlayabilesiniz diye, yoksa her okuyanin anlayacagi demek degil bu, cünkü doktorun yazdigi receteden eczaci anlar, sen ben ne anlariz degilmi, eczacinin anldigini, yine mühendis ne anlasin, oda okumuş ögrenmiş, eczacida, amma işde onun bildigi farkli, öbürününküde, öyle olunca, kuran sadece doktorlara inmedi, hem mühendise, hem ciftciye hem astranota hemde..... yani öyle olunca astranot için yazilani köydeki tavuk besleyen köylü mehmet amca ne anlar, onun dili farkli, ona anlatilan farkli, dilide, o kendi için olani alcak uygulayacak, mühendisde kendi için olani, dokdor da dokor için olani, yani sadece o ayet kuran basite indirgendi demekle bunu köylü ciftci mehmet amca okuyunca hepsini mesela astanot ilmi yazan ayetli okuyuncada anlayivercek demek degil, dangil trottel, o gruba özel basitleştirildi demek bu yani. herkes zaten anliyor olsaydi müslüman olmayan kimse kalmazdi ki zaten inanmayan kalmazdiki o zaman.

-------------------

paralel evrenler konumuzun devamina şöyle yaziyoruz :  muhammed mehdi zamanina cikinca, ona mehdi vakti bir cennet gibi göründü, o nun zamininda kagidi bile yok ayetleri unutmamak için yazabilcek, evinde tuvaleti yok, dişari cikmak zorunda, tuvlet için. yine evinde sicak suyu yok, hatta  bir yorgani yok, bizler cennetdeyiz ona göre onun zamanina göre, ve hani hiristiyanlar cennet için "himmel" derler himmel demek gök ve sema demek, biz de cennet için yukari alindi ruhu deriz. Halbuki yukarisi bir ileri zamanin bulundugu paralel bir evren tesbihin danesinin bir ileriye vardigi yerdeki ayni tesbih danesi,veya biz burdayken diger tesbih danesi bir ilerde başka noktada tesbihi cekdikce az sonra o da bizim gecdigimiz yere gelecek gececek, bizim bulundugumuz zaman dilimi fatih zamanina göre yine cennet demek, yine bizler uzanaip herşeyi aliyoz, amma cennet bizler için ise, bizden seneler sonra himmel ve sema yine gelecek yani, bizim için cennet bu sefer de bizlerde daha bazi nimetlere kavuşmadik, daha nice nimetler var, yani paralel evrenler, bizim evrenimizin bir üst modelleri, bir üst zaman boyutu yani himmel ve gelecek yani HEAVEN - CENNET.
---
Galatasaray ve fenerbahcenin, bir evde biri, fenerli biri cimbomlu olunca : acilimi kirimizi sariya aşik, amma sarida maviye aşik demek gülüm, beni seven benim takimdan olmaliki, ben SARI isem ve kirimizi seviyorsam, oda sariyi beni sevecek, ben KIRIMIZI ve sari seviyorsam oda kirmiziiyi sevecek, amma ben cimbomlu o fenerli olunca, ben KIRMIZIYIN ve  sariyi seviyon ama, oda fenerli  ve SARI olunca, oda maviyi seviyor demek olur gülüm. maviyi sevipde birde kirmizi ile olmuyor işde iki kocali iki karili oluyor oziman.

Kader meslesinde ve yaratma hususunda caner hoca darvinin görüşlerini alan bir adama atfen, satranc modelini öne sürüyor, ve diyorki, satranci icad eden kimse, karşidaki ile oynarken onun pullarini almak için, isterse kurallara bagli olmadan, pullari alir, veya onlari yikar tiske ile tepipde, yada oynayarakdan kazanirda alir, hangisi daha güzel diyor, insanin akilna hemen gelen tabiki oynayarak ve kurllar dahilinde kalarak dah güzel dedirtiyor. burada yani tabancanin agzina mermiyi sürersin, artik ne geri gidebilir, ne ileri, patlatinca, agzindan cikmak için ileri gitmek kalir ona, öyle olunca caner hoca bu satranc örengi ile söylemek istedigini bize söyletiyor, yani diyor Allah kendi koydugu kurallar cercevesinde, bu kainati oluşum sürecinde yaratmişdir diyor, ve fakat bunu bize söyletiyor yani : Peki
amma senin dedigin örnekde mesala bu satranci  yapan icad eden o amca, mesala şimdi benimle sen bir satranc maci yapacak olsak, bizim bu oyunu nasil kazancagimizi, hangi strateji ve oyunlarla benim seni, veya senin beni yenecegini hesabni katmadi, o bir kural koydu, ve kurallar icinde bu oyun oynanacak ve sonunda biri kazanacak diye birde sonuc var, amma Allahin yaratmasinda öyle degildir.
Allah yaratir, ve her kul için binler secenek  var, onun hangi kapiyi acinca hangileri olcagida var, ve bende bu binlerce olasiklar kapisindan, bir kapiyi cüzi irademle kendim acmama ragmen, yinede yazilmiş bir seneryoyu oynarim, sonuca "innema emruhu iza erada" ile  o irada ettigi için, biz bir olayi yaşariz, yoksa eger benim ne yapacagimdan haberdar degilse, o zaman bana müdahele edemez, ve öyle olunca, ben hile ile bütün oyunculari yenerin, bunun ile sahtekarlik yaparin para kazanirin, herkesi üterin, ve hatta bunu o hale getiririn ki devlet staretejisi yaparin, devletleri savaşa sokarin, yine hep ben kazanirin, falan filan peki ben bunlari yaparken Allahin rolu nerede,  onun rolu kurallar icinde kalacak diye bir defa kural koydu, ondan sonra gerisi nerede peki?
Allah sayilari yaratmiş sayilara aritmetik sistemi koymuş, ve bütün aritmetikde bu kurallar icinde, amma aritmatik mühendislikde kullanilirsa, bu sayilardan bir köprü veya bir bina olur, yine bilgisayar mühendisi kullanirsa, biligisayar ve progam olur, yine gemi mühendisi kullanirsa, o sayilardan bir gemi olur
yani geminin uzunlugu falan metre veya cantimetre, kuyurugu filan, bilmem kuyrugundaki vidasi bilmem filan capinda, ve kuranda da bir aritmetik ve metrixxel sistem varidir, ve buna ebced denilir, ve fakat bu ebced, sabit olsaydi, o zaman o senin dedigin gibi kurallar cercevesinde olurdu herşey satranc misali gibi, oysa o zaman bizer yeni birşey konuşamazdik, herkes tiplere bölünürdü, hani matrix filimnde varya, o rakamlar ekrandan akarken diyorki, ben bunlara sarişinlar esmerler diyorum diyorya, tiper ayni olur, kaderlerde ayni olurdu, halbuki kaderler farkli, sözler farkli, belki bir ara ayni sözü söyliyenler olacakdir amma,
alamancada "mus" der "muz" okunur sen sanirsin bu muz istiyor, halbuki muz demek alamanca mecbursun veya mecburun demekdir
yani sözler ayni da olsa, farkli manalar vardir, öyle olunca, ayni sözü söyliyenler bile farkli söylerken
herkese bu kadar kader yazmak, ve her an bunlari gözetlemek, ve onlara müdahele etmek o kadar zor görünüyor, amma misal : ben göle bir taş atinca, göldeki baliklar etrafa kacdilar, sonra ördekler uctular, ordaki kurbaga korkdu göle atladi, sonra geyik su icmeye gelmişdi ki ürkdü kacdi, yine taşda gölde dalga oldu, dibe hava kabaricklari cikararak dibe indi, yani  bir tane attigim taş binler sonuca sebeb oldu, hepsini ayri ayri etkiledi, hepside ayri etkilendi ve ben bunlarin heopsini bir anda görebilirin, amma bunu yapan benim elim kolum, ve bir cakil taşi sonucu, bu benim için zor bişeymiydi, göl bir cakil taşi atmak bu kadar bana zormuydu, hayir cok kolaydi benim için, işde Allah da bütün kainati ayni ani sevkedip idare ve irade etmekdedir, idare etmesi bu kadar kolay, ve hepsi ayri sebeb ve sonuclar ortaya koymasina ayri tarafa dogru hareket etmesine ragmen yinede kolaydir.

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
"Men lâ yerham vela yurham." "Merhamet etmeyene merhamet edilmez."

( Hadis-i Şerif )

"ey rab kozumu cekince araya girenler var sen hayrlisini biliyondir ben dahi bilmiyon sonuc ne olur,
mor koyun ve mor bulutlar lut askerleri kara lahaana...............Hande HANDEReLLEZ HIDRELLEZ elllez ilyas burc dogum tarihi yani bahar dogumlu, kesin bir zaman veremen amma dogum bahar gösteriyor. bu konu kişiye özel bir cevap herkesi ilgilendirmez"

Raşidi Tariqatında "Euzu Besmele" Zikrinin Sebebi ve Hikmetleri Nelerdir?

"Allah âdın zikredelim evvelâ
Vâcib oldur cümle işde her kulâ
Allah âdın her kim ol evvel anâ
Her işi âsân ider Allah anâ
Allah âdı olsa her işin önü
Hergiz ebter olmaya ânın sonu
Her nefesde Allah âdın di müdâm
Allah âdıyle olur her iş tamâm
Bir kez Allah dese aşk ile lisân
Dökülür cümle günah misl-i hazân
İsm-i pâkin pâk olur zikr eyleyen
Her murâda erişür Allah diyen
Aşk ile gel imdi Allah diyelim
Dert ile göz yaş ile âh îdelim
Ola kim rahmet kıla ol pâdişah
Ol kerîm-ü ol rahîm-ü ol ilâh
Birdir ol, birliğine şek yokdürür"

(Mevlidi Şerif den Pasaj Müellifi Merhum Süleyman Çelebi)

Raşidi Tariqatında, "Euzu Besmele" Zikiri 5. sinifdan 10. Sinif sofilere kadar günde 100 defa zikredilir, 10. sinifdan sonra zikirilerimizi ezberleyen sofiler, artik mevsim zikri cekmeye hak kazanan sofiler, günde 200 defa "Euzu Besmele" Zikiri cekerleer, yani süleyman celebinin mevlidinde dedigi gibi, eger bir işe besmele ile başlanirsa, o işin sonu aasan ve hasen son bulur , güzel son bulur, eger besmele ile başlanmazsa, o işin sonu kesik, yani ebter olur, 

o yüzden işde bizim tarikimize giren en acemi sofimiz dahi, günde 5 - 10 ile 100 defa euzu besmele cekerki, bu demek olur ki, olurda olur insan bazi işlerinde besmele cekmeyi unutur, ve öyle olunca, yahutta adamda, kadinda, bir işe başlarken besmele cekmek ahlak halini almamişdir, ve öyle olunca, bu cekdigimiz "euzu besmele" zikirlerimiz işde, besmelesini o unuttugumuz, işlerin başina gelmesi niyeti ile okunur. ve böylce en zayif sofi, günde yüz işinde amelinde önce besmele cekmiş olur, ve 10. sinif sofiler ise, günde en az 200 işinin başinda besmele cekmiş olur velhasil kelam, niyetenizi öyle tutarak, bu "Euzu Besmele" Zikirinize Zikirimize gayret gösteriniz.

En son gözlemlerime göre 29 mart  Çarşamba Recebin 1i demek oluyor,  Salı gecesi oruca niyet edecekler sahura kalkacak yani, ve 30 Mart Perşembeyi cumaya baglayan gece Regaip kandili, Regaibiniz ve üc aylariniz hayirlara ve sevablara vesile olsun inşallah, ey mehdi askeri

"Allahümme barik lena fi recebe ve şa'bana ve belliğna ramazan".


--oOo---



أَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ


''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! ''

وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne,
Amiyn.
Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve

etûbu ileyk.

--OoO--


Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 25 Mart 2017 Cumartesi

Original Kar © glan

Print this item