![]() |
Peygamberleri Birbirinden Ayirmadan Sevmek (Kar©glanin 14.04.2014 Vaazi) - Baskı Önizleme +- Tunca-Forum (https://tunca-forum.com) +-- Forum: TASAVVUFİ VAAZLAR DİNİ SOHBETLER (https://tunca-forum.com/forumdisplay.php?fid=9) +--- Forum: Başağaçlı Raşit Tunca - Karoglan Hocanın Tasavvuf Sohbetleri Arşivi (https://tunca-forum.com/forumdisplay.php?fid=209) +---- Forum: 2014 Tasavvuf Sohbetleri Arşivi (https://tunca-forum.com/forumdisplay.php?fid=214) +---- Konu Başlığı: Peygamberleri Birbirinden Ayirmadan Sevmek (Kar©glanin 14.04.2014 Vaazi) (/showthread.php?tid=1725) |
Peygamberleri Birbirinden Ayirmadan Sevmek (Kar©glanin 14.04.2014 Vaazi) - RasitTunca - 07-07-2018 Peygamberleri Birbirinden Ayirmadan Sevmek (Kar©glanin 14.04.2014 Vaazi) 14 Nisan 2014 Pazartesi Euzubillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmenirrahim .. La nüferrigu beyne ehadin min rasulih. sadakallahul azyim Bakara 285 den Pasaj. Euzubillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmenirrahim Biz, O'nun resulleri arasından (hiç) birini, diğerinden ayırmayız. sadakallahul azyim Bakara 285 den Pasaj. esteuzubillah ve yüzhib gayze gulubihim. sadakallahul azyim Tevbe Suresi 15 den pasaj esteuzubillah O, onlarin kalplerindeki kin ve düşmanligi gidersin. sadakallahul azyim Tevbe Suresi 15 den pasaj. Allahümme salli ala Tabibi kulubene Muhammed. Kalplerin doktoru Muhammede salat ve selam olsun. Yolculugumuza başliyoruz: Yol sapa fakat sonunda düzlük var inşallah. Bakara suresinde buyruldugu üzere imanin şartlarindan biride peygamberlere imandir, fakat hicbirini digerinden ayrimadan iman etmek farzdir . Amma insanoglu öyle bir tabita sahiptirki mesela yeşili sever fakat maviyi sevmeye bilir, yahut sütü sever inegi sevmeyebilir, yine sonra yazi sever kişi sonabahari sevemeyebilir, tabiat gerigi yaratiliş icabi bu böyledir.işde peygamberlerin ahlaklarindan birisine talip olup digerlerini sevmeyebilir, fakat asil olan bütün güzel ahlaklar güzel oldugu gibi, herbirisi digerini tamamlar ve birbirinden ayrilmaz . o güzel ahlaklarin azizi olan peygamberleride öylece birbirinden ayirmadan sevmek gerekir. gecenki vaazimizda dedigimiz her ahlak bir hayvanda tecelliyat gösterir. ve her hayvan, ve her bitki bir cibilliyatin merkezidir, ve gökcek ahlaklar: peygamber ve evliyalara, asfiyalara verilmişdir. bizler onlari taklid ile o ahlaklari temsil ederiz. yani insan yalan söylerse catal dilli yilan cibilliyati gösterir, yine calar cirparsa tilki ahlaki gösterir, yine düşmanina dahi mert davranan Allahin arslanlarindan olan hamza ve Ali kerremallahu veche gibi arslanlik ahlaki gösterir. işde her günah güzel bir ahlakin ziddi olarak halkolmuşdur ve ayni sag el sol elin simetrisi oldugu gibi iyi ile kötüde birbirine simetri gösterir.ve kainati alemin haritasi "insan bedeninde bir yer vardir orasi iyiyse bütün beden salahdadir selamettedir eger orasi kötüyse bütün beden harapdadir. ve o yer kalpdir." buyurdu peygamber azimuşşan efendimiz. bedende herşey simetrik, peki kalp niye tek, ciger akciger iki parca simetrik, böbrek öyle, karaciger ve mide karşilikli yine, sag el sol el, sag ayak sol ayak, sag göz sol göz, peki agiz tek kalp tek,pipi tek, dübür tek desek yalniş olur onlar yön degiştirmiş olarak birisi pipi birisi popo olarak ve ön ve arkada birbirinin ziddi olanlardir.agiz tek desen yine degildir yani alt dudak ve üst dudak olarak simetri ve yine ziddiyet gösterendir yine sag köpek dişi, sol köpek dişi yine simetri mucizesi vardir ve kalpde kendi icinde simetri gösterir ve kirli ve temiz kan bölümü olarak ikiye ayrilir ve hava kirliligi ne kadar cok ise insanlarin kalbindeki fikirleride o kadar kirlidir. ve kan iyi temizlenmediginden dolayi kalpdede kötü fikirler ve kalbin emrindek, el koldanda kötü fiiller cereyan eder. ve işde oksijen hayat ve imandir ve ölüm kalbin oksijensiz kalmasi sonucudur. ve her insana belli bir metreküp oksijen miktari, takdiri ezelde alacagi nefes olarak yazilmişdir. ve onun alcagi nefes miktari dolunca nefes almasindaki görevli olan melaikeler, alcak oksijen bulamayinca kalp oksijensiz kalir ve, Allahsiz ve imansiz bir kalp ölür can ondan cikar gider, ve ruh yani hay olan Allahin tecelliyatgahi oksijen moleküllerindedir, ve insan hu der nefes alir hu der nefes verir, onu verip onu alir . ve hay olan diri olan ölmiyen Allah ona imdad etmezse o beden ölür. oysaki bitkiler ise, güneşi görünce onlar bizim tersimiz olan karbon dioksit alip oksijen verirler. ve bitki ne yapiyormuş ölüleri driltiyormuş yani ölmüş, toprak olmuş bir bedenin ruhlari olan, nefesleri olan yani, aldikdan sonra kirletipte attigi oksijenin, kirlisi olan karbon dioksitleri alip onlari temizleyip tekrar temiz oksijen olarak geri veriyor. yani geri dönüşüm üniteleriymiş onlar. ve olabilirki bir karabon dioksit molekülü taaaa firavunun nemrutun kirletipde burnundan agzindan verdiği kirli nefesi olabilr. ve bitki onu alir temizler oksijen olarak geri verir, fakat o oksijen girdigi ve kirlendigi firavunun bedeninden bir kod almişdir, ve o kod ile temizlendikden sonra ,yeniden birisine nefes olunca, o insan o oksijeni alinca yine firavunluk alametleri göstermeye başlar, ve dejavu yaşar. cünkü o oksijen daha önce firavun veya nemrut bedeninde görev görmüş, ve belli kodlar alarak kirlenmiş ve atilmişdi. ve aldığı kodlari yeni bedeninde de tahayyülleri ve tasallutlari ve kötü fikir ve fiiilleri olarak yine can bulur. yani o zaman ruh ölmez demek budur. onlar tekrar tekrar can bulurlar, geri dönüşüm üniteleri sayesinde, yeni canlarda görev alirlar fakat işde Muhammedin caninda yolculuk etmiş ona ruh ve hayat vermiş bir oksijen size, mekke medineye gidince, ordan dünya dagilan oksijenler olarak, ulvi ve gökcek ahlaklar olarak dagilir. ve her hac eden başka bir oksijen molekülü alip gider, ve yine orayada eskiden gitmiş olanlarin oksijenlerini geri getirirler. ve böylece peygamberlerin ve ashabin ruhlari insanlarda, sünneti seniyeyi yapma gayreti farzlari yapma gayreti olarak boy gösterir. eger bir adam hacda peygamberin namaz kilarken alip verdiği oksijenlere erişdiyse, o kimsede, peygamberin hangi namazi dausina sebeb olduysa yeni girdigi bedendede o kodlari verir ve hatirlatir, ve o insan, bir sebeble o namazlari dikkate alir, o dualari ögrenip, onlari yapar, o sünnetlere ihtimam gösterir. ve her mümin müminin aynasidir ve bir mümin yanindakilere faydali olup verdiği nefesi ilede o oksijen peygamberden sonra o yeni bedenlerde, ne yeni kuvve kazandirdiysa, bir üst seviyeye cikmiş vaziyette, o oksijen diger müminede faydali olur. işde salihlerele beraber olmak demek onlarin aldığı nefeslere ortak olmakdir verdiği nefeslere ortak olmakdir onlara melaikeler ulvi ruhlarin oksijenini yani ruhlarini getiriler ve onlar o bedene girince o bedende güzel ahlaklar ve ibadetler olarak boy gösterir. ve böyle temiz bir cemaatin icinde bulunan bir mümin hep daha fazla güzel ahlaklara sahip olcak ,yeni yeni sünnetler, bilgiler zikirler ögrencekdir. fakat zalimlerle oturup kalkanlarda zalim, hirsizlarin dostu hirsiz, zinakarin dostuda, zina ruhlarini alip verceklerdir. işde kafir mezarliginin üstüne zulmet yagar demek böyle bir zulmettirki ordaki karbondioksit molekülleri hep yalniş kod ile kodlanmiş ve günahlarla kirletilmiş, ve habis ruh taşiyan kimselerin canidir ruhlaridir. ve bir nakşi şeyhi bir vakit bir sofisi ile bir köyden bir köye giderken bir taşlikda oturur ve oradan kalkamayacak bir vaziyete hasta olur, ve oradan uzaklaşinca derki burada bir azili kafirin kabri vardi, o yüzden ona zulmet yagiyordu bende onun oldugu yere oturunca bana o zulmet sirayet etdi demişdir. yani öyle bir kafirki günahlari ilede bedenini hasta etmiş ve hasta bir bedenin oksijnleri karbondioksite dönmüş, ve hala o oturdugu yerden gaz olarak etrafa yayilmakdalarki işde ordaki bitkilerin o gazlari tekar oksijene cevirmesi sonucu o şeyh bedenine almişdir, ve bedeninde, o zulmet ve hastaliklar inlemeler onu rahatsiz etmişdir yani. işde her peygambere bir ahlak, cibilliyat olarak verilmişdir. ve o ahlakin sifatlarini taşiyan nefsi hayvanisi vardir. ve nefsi hayvanasi olan hayvanlarin iyi huylu olanlari, insanliga faydali olanlari oldugu gibi, her hayvan grubununda düşmanlari, ve o hayvaninda vahşi ve insanlarla ülfet etmeyenleri vardir. ve gökcek ahlaklar, o hayvanin taşidigi, güzel özellikleri ve sifatlari taşiyan kimselerdir. mesela ari vardir biri bal yapar, biri eşşek arisi, biri kilic arisi. yani bal yapip insanlara dogaya faydalimi, yoksa sadece dogaya faydali, veya kilicari eşşek arisi gibi hazira konup beleş bala konan, ve insanlara hayvanlra zararli mahluklarmi bakilir, ve bir hayvanin türevlerinin olmasi, o ahlakin simetrileri demekdir iyiden kötüye en kötüye kadar. ve o ahlakin ve cibilliyatin başi bir peygamber azmuişşandir. ve o peygamber o nefsi hayvaninin en güzel ve gökcek hünerlerini taşir. ve onun ümmetleride biraz iyisi biraz kötüsü en kötüsü olarak o hayvan türünün türevleri olarak boy gösterir, ve ahlak gösterirler. ve nefsi hayvanisini terbiyet etmek isteyen şahis, önce hangi peygamberin ahlakinda ve hünerinde ve mesleginde bir yapisi var bakilir. ve o nefsi hayvaninin canlisi olan, o hayvan türünün en iyisinin, en iyi hünerlerine sahip olmaya calişmak demek, seyri sülükde kendini kemal mertebelerinde yol aldirmasi demek olur. ve o kimse eger hirsiz ise tövbe eder fakat kirk gün calmaz kirkbirinci gün önüne cazip bir kalem cikar şaka maka derken kalemi cebine ativerir. cünkü o meclisden salihlerden uzaklaşirsa o zaman yani, o bölgenin ortasi demek merkez cekirdek en yüksek ahlakin merkezi, kenari demek işde ahlakin zayifladigi yerler demekdir ve iyice kenarlarina cikinca bu sefer düşmanlari ile karşilaşilir.ve salihlerden uzak kalmak demek kuzuyu kurtlarin kaptigi yer demekdir.işde ona kirkbirinci gün güzel kalem hoş görünür ve derki: kücücük bir kalem ne olcak der cebellezi yapar calar tekrar hirsiz olur. böylce artik portakalin kabugunun cillendigi küflendigi gibi hastalanmaya başlar, uzaklaşa uzaklaşa kurtlara yem olur ve tekrar hirsiz olur . nitekim avusturya da bizim bölgemizde nakşiler tekke acdilar, az bir sofi cemaati oluşdu, sonra aralarindaki kilicari cibilliyatlilar yüzünden tekkke kapandi ve merkezden uzaklaşan arilar, sofiler ,eski kumarci kumarci oldu, zinakar zinakar oldu, hirsiz hirsiz oldu. cemaat dagildi. yani atomun cekirdegi korundugu müddetce, o atom varligini sürdürebilir, eger atomun cekirdegindeki elekrtronlari sofileri, tek tek calinarak zarar verilirse, en sonunda atom diye bişey kalmaz tekke diyede bişey kalmaz .o yüzden salihlerle, müminlerle olmak lazimdir. cematten kopan kurtlara yem olur. kendi yem oldugu yetmez, cekirdege şeyhede tarikatada gurubada tekkeyede zarar verir. cazibesini kaybeden bir yildiz bir peygamber bir şeyh kara deliklere patozlara yem olurlar. işde bu yüzden her gökcek ahlak bir peygamberin ahlakidir, yani her güzel ahlak bir peygamber, evliya, veya asfiyanin ahlakidir. ve her ahlakin emmarelerini üstünde gösteren bir hayvan vardir, ve o hayvana, o peygamberin nefsi hayvanisi denilir. ve aslan her ne kadar ormanin kiralida olsa, bir sincap bir maymunda, yahut bir toz baligi, bir örümcek, bir güvercin, bir karincada o kadar hünerlidir. ve aslan iyide karinca kötüdür deyip aslani iyiler grubuna karincayi kötüler gurubuna ayiramayiz. karincanin zararli olanlari oldugu gibi, faydali olanlarida vardir. ve hic bir güzel ahlakli peygamberi, digerinden üstün tutamayiz. amma herbirinde, meziyet ve hüner farki vardir. karincada tasarruf ve calişkanlik oldugu gibi, aslandada mertlik ve cesaret vardir. yeterki sen nefsini terbiyet ederken, onlardaki güzel ahlaklari, kendine düstur edinesin. aaslanin tembel tembel yatişini ele alir, yatarsan ac kalirsin, aslanda avlanmaz yatarsa ac kalacagi gibi. bana arkadaşini söyle sana kim oldugunu söyliyeyim denilir. işde karincayla oturup kalkan eger mümin ve şuurlu ise calişkan ve tasarruf sahibi olur, arilarla haşir neşir olan birisi eger ariligi ögrenirse bal yapip insanlara şifa dagitir yani eczaci ve doktur olur,alim ve bilgili olur.yikanmayan bitlenen birisi pirelerle bitlerle arkideş olur ve onun bunun sirtinden bitlenmesini, asalakligi ögrenir, ondan bir sigara, bundan bir yemek, gecinir gider, nerde beleş oraya yerleş ahlaki ile ahlaklanir.eger böyle bir kimse asalakligi terkederse, önce fare cibilliyatina cikar ,sonra kedi, sonra kaplan ,sonra en üst seviye ,aslan olur. imanin birinci şarti Allaha iman konusunda, bugünkü vaazimizda, oksijen ve hay olup, hayat ve can veren Allaha imani, ve iyi ruh ve kötü ruh sahibi olmayi, ve sonra imanin dördüncü şarti, peygamberleri birbirinden ayirmadan iman etme şartini ögrendik, inşallah diger yolculuklarimizdada diger şartlarina deginiriz kisaca. Rabbim hakki hak bilip hakka ittiba, batilida batil bilip batildan ictinap eden, kullarinin zümresine ilhak eylesin. elfatiha maassalavat Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca Schrems, 14.04.2014 Pazartesi Original Kar © glan |