طَرِيقَاتِ رَاشِدِي Raşidi Tarikatı - Raşidin Yolu - Raşidin Çizdiği Yol - Nedir ? - Baskı Önizleme +- Tunca-Forum (https://tunca-forum.com) +-- Forum: TASAVVUFİ VAAZLAR DİNİ SOHBETLER (https://tunca-forum.com/forumdisplay.php?fid=9) +--- Forum: TARiKATI RAŞiDi (https://tunca-forum.com/forumdisplay.php?fid=291) +---- Forum: Raşidi Tarikatı Genel Bilgiler (https://tunca-forum.com/forumdisplay.php?fid=292) +---- Konu Başlığı: طَرِيقَاتِ رَاشِدِي Raşidi Tarikatı - Raşidin Yolu - Raşidin Çizdiği Yol - Nedir ? (/showthread.php?tid=2625) |
طَرِيقَاتِ رَاشِدِي Raşidi Tarikatı - Raşidin Yolu - Raşidin Çizdiği Yol - Nedir ? - RasitTunca - 08-02-2018 طَرِيقَاتِ رَاشِدِي طَرِيقَاتِ رَاشِدِي Raşidi Tarikatı - Raşidin Yolu - Raşidin Çizdiği Yol - Nedir ? Kurucusu Kimdir - Edeb Ve Adablari Nelerdir? Raşidi Tarikatı Kurucusu Kimdir : Başağaçlı Raşit Tunca - Karoglan Hoca Kurucunun Kisa biyografisi : Başağaçlı Raşit Tunca - Karoglan Hoca Kimdir? Biyografisi isim : Raşit Tunca Göbek ismi : Selim Soy Lakabı : Haceliler Nickname : Karoglan veya Kar©glan ve imageman Baba ismi : Mustafa Anne ismi : Rabia Dogum : 1970 Başağaç Eğitim: ilkokul : 1976 -1981 Başağaç Ortaokul Lise : 1981 -1988 Sandıklı İmam Hatip Lisesi 13.06.1988 de 8.25 Diploma notu iyi derece ile Mezun oldu. Yüksek Okul Üniversite : 1988 -1989 AÜHF - AYO 1989 da üniversiteyi 2. dönem sonunda yarım bırakıp terketti, ve 1989 yazında Avusturya ya Seyahati. Mesleki Eğitim : Elektrik Teknisyenliği EBT ve EIT Sigmundsherberg Austria Lehrabschlussprüfung : Elektrobetriebstechniker 25.01.2006 mit bestanden - Landesberufsschule Wiener Neustadt Lehrabschlussprüfung : Elektroinstallationstechniker 24.06.2006 mit bestanden - Landesberufsschule Stockerau f Elektrotechnik Öksüz: 1988 de Babasının vefatı Ankara: Yüksek Okul Eğitimi için Ankaraya gitdi. ilk defa bir akrabasının yanında Keçiören gazino durağı ile şose durağı arasında bir apartmen de ~ 3 - 4 hafta kaldı. Sonra paralı özel yurt 'RESA' yurdunda Ulusda kaldı. Daha Sonra Balgat taki Devlet Paralı Yurdunda kaldı. Aile: 1990 senesi sonunda Evlendi. 2 Tane Çocuğu var biri Oğlan biriside Kız. HAC ve UMRE : 1997 de Hac ve Umre ziyaretini Annesiyle birlikte Yaptı. Dini ve Tasavvufi Hayat: 1991 senesinde Tarikatı Burhamiye ye intisab etti. 1992 de Nakşebend Tarikatına intisab etti. ~ 2003 -2004 arasinda Dusukiye Tarikatına intisab etti. Halen Tasavvuf Yolunda "Only" Devam ediyordu ki sonudna bir yol (Tarik) olmanin, yol çizmenin önemini farketi ve, Raşidin kendi gittiği ve Çizdiği Yol olan, Raşidin Yolunu, Raşidi Tarikatını kurmaya karar verdi. Senelerden 2016 aylardan Ağustos. Avusturya: 1989 da Avusturya Taş ocağında işci oldu (Wiener Baustof Werke). Daha Sonra Firmasi iki defa el degiştirdi Poschacher Natursteinwerk oldu. daha sonra Taş ocağından Çıkışını aldı. Iki defa, yaklaşık altışar ay Büyük Kasap " Gresinger"de çalıştı. Mesleki Eğitim yaptı ( Ausbildung Elektrobetriebstechniker) mezun oldu ve sonrada "Installationstechniker" sınavına girdi ve kazandı mezun oldu. Liesing Firmalarda Elektrik Teknisyeni olarak çalışdı. Tarikatin Özelliği : Mevsim Tarikati yani günlerin, aylarin, gecelerin, gündüzlerin, nurun, ve ziyanin, ve mevsimlerin devaren ettirilmesini talim eden, bir yol ve tarik ve usul. Kuruluş Sebebi ve Prensibi : "River" Nehir ile yarışma, Nehir ile birlikte koşamazsın, o seni hep yener, çünkü sen yorulursun, amma o yorulmaz. (Karoglan sözü 05.09.2016) yukardaki söze açıklama : muhammed misyonu, ibrahim misyonu, kominizm misyonu, gibi bir misyon akıp gelen bir nehir gibidir, onlarin binlerce askeri vardır, sen yalnız başına onlarla yarışamazsın, onlar hep yener kazanır, çünkü onlar bir grup, o yüzden bir grup, bir tarikat olmak lazımdır, yalnız asker tek atlı araba gibi, grup 10 askerse 10 atlı araba gibidir, o yüzden raşidi tarikatını kuruyorum seven ardımıza takılsın. Raşit - Raşid - RAŞiD - رَاشِدٌ isminin anlamı : رَاشِدٌ Raşit Raşid RAŞiD Anlamları: 1. Doğru yola giden 2. Akıllı 3. irşad edip öğreten 4. Öğretmen 5. Baş Öğretmen 6 . Öğreten eğiten Allah 7. Öğretmen olan Allah 8. Olgun , Kemaline Ermiş ,Yetişkin, genc delikanli MÜRŞiD : Egitici ,şeyh, mürebbi ,terbiyet edici, ögretici, ögretmen, Baş Öğretmen. Raşidi Tarikatının Amacı ve Gayesi : Başağaçlı Raşit Tunca - Karoglan Hocanin Hakkalyakin veya keşfen bilip yaşadiklarini, bir cemaate ve gruba ögretip, misyonunun, (Level in) ondan sonrada devam ettirilmesi. Esteuzubillah وَسَخَّرَ لَكُم مَّا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ جَمِيعًا مِّنْهُ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لَّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ Esteuzubillah Ve sahhara lekum mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardı cemîan minhu, inne fî zâlike le âyâtin li kavmin yetefekkerûn. Meali : Ve göklerde ve yerde olanların hepsini kendinden (bir lütuf olarak) size musahhar (emre amade) kıldı. Muhakkak ki bunda, tefekkür eden bir kavim için mutlaka âyetler (ibretler) vardır. CASİYE Suresi 13. ayet وَإِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلاَئِكَةِ إِنِّي جَاعِلٌ فِي الأَرْضِ خَلِيفَةً قَالُواْ أَتَجْعَلُ فِيهَا مَن يُفْسِدُ فِيهَا وَيَسْفِكُ الدِّمَاء وَنَحْنُ نُسَبِّحُ بِحَمْدِكَ وَنُقَدِّسُ لَكَ قَالَ إِنِّي أَعْلَمُ مَا لاَ تَعْلَمُونَ Ve iz kâle rabbuke lil melâiketi innî câilun fîl ardı halîfeten, kâlû e tec’alu fîhâ men yufsidu fîhâ ve yesfikud dimâe, ve nahnu nusebbihu bi hamdike ve nukaddisu lek(leke), kâle innî a’lemu mâ lâ tâ’lemûn. Meali : Ve Rabbin meleklere: “Muhakkak ki Ben yeryüzünde bir halife kılacağım.” demişti. (Melekler de): “Orada fesat çıkaracak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın? Biz Seni, hamd ile tesbih ve seni takdis ediyoruz.” dediler. (Rabbin de): “Muhakkak ki ben, sizin bilmediklerinizi bilirim.” buyurdu. Başağaçlı Raşit Tunca - Karoglan Hocanin Hakkalyakin veya keşfen, insanoglunun yerüyünden kainati idare edebilcek bir güce sahip oldugunu bilip, ve bu konuda bazi tatbikler yapinca, ve bunu devam ettirecek, ve ilerde dahada geliştirebilcek kivamda, yol arkdaşlari, tarik mensublari aramasi, ve bildiklerini, yetenekli ve ögrenip yaşamak isteyenlere anlatma istegi ve gayesi sebebiyle kuruldu. ve amaci ve gayesi sadece, insanin, yeryüzünün ve kainatin halifesi oldugunu bizzat, hakkal yakin insanlara ögretmek. وَلَئِن سَأَلْتَهُم مَّنْ خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَسَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ لَيَقُولُنَّ اللَّهُ فَأَنَّى يُؤْفَكُونَ Ve le in seeltehum men halakas semâvâti vel arda ve sehharaş şemse vel kamere le yekûlunnallâhu, fe ennâ yu’fekûn. Ve muhakkak ki "Gökleri ve yerleri kim yarattı, Güneş ve Ay’ı kim (size) musahhar (emre amade) kıldı?" diye sorarsam mutlaka, "Allah" derler. O halde o misyonun, size yükledigimin kiymetini bilip, ona sahip cikin, yüklenin onu artik ,yani kainati yönetin artik. ANKEBUT Suresi 61. ayet أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم إِنَّمَا يَخْشَى اللَّهَ مِنْ عِبَادِهِ الْعُلَمَاء Euzubillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmenirrahim innemâ yahşâllâhe min ibâdihil ulemâu Meali : Kulları içinde ancak alimler, Allah’tan (gereğince) korkar. (Sadakallahul Aziym FÂTIR Suresi 28. ayetten pasaj) Mesela sana bir örnek ile Elma diye bir bitki var, bu bitkinin cekirdegini topraga dikince, seninde Topragi elmaya ceviren bir fabrikan olmuş oluyor. Yine Mesela Kayisi diye bir agac veya bitki var, onunda cekirdegi var, ve sen bahcene kayisi cekirdegi dikip, bakimini yapinca, yine seninde Topragi Kayisiya ceviren bir fabrikan olmuş oluyor. düşün eger o cekirdek olmasaydi, sen binler sene ugraşsaydin, ne topragi elmaya cevircek bir fabrika, nede topragi kayisiya cevircek bir fabrika kurabilir ve öyle bir Teknolojiye erişebilirdin, halbuki Hak Teala, bunu cennetten alip gelip, dünya da dikilmesini sağladı, ve artik cennet meyvasi dünyada topragi elmaya ceviren bir fabrikamiz var, hem bu bir tane degil, birde her elma fabrikasi yine, kendi gibi binler fabrika kurabilcek binler cekirdegide ayni anda imal ediyor. sen fabrika kursan, peki senin fabrikan, kendi fabrikasini bir de klonlaycak, kopleyecek, ayni fabrikadan kurulmasini saglayacak, Sıkıştrilimiş birde elma fabrikalari üretcek bir teknolojiye erişebilirmiydin, şayet bunu rabbimiz ikram etmiş olmasaydi. yani bunlari görüpde "Allahuekber" Rabbimiz büyüksün dememek eldemi peki. hani Hasan Kaçan vardiya ekmek teknesi dizisinde baba büyüksün diyorlardiya, yani Allahin bu mucizelerini bereketlerini gören birisi, ancak gercek alimlerdir, o nun bu harika fabrikanin daha mucizevi binler gizli halini, ancak hakkiyla gercek alimler anlayabilir, ve hakkiylada rabbinden, onlar korkar. ve namazda Allahu ekber denince, bunun elleri kulaklara kadar kaldirmak olmadigini, ancak onlar farkindadir, yoksa kulaklara kadar elleri kaldirmak bilmem kulak memesine degdirmek işin fasa fisosu, bu ancak rabbimizin, her an ayri demde ayri bri yartatişda, yeni bir sanatini icra ettigini görüp, ondan bu sanatin mucidindende hakkiyla onlar korkar. ve Rabbim Allahim büyüksün derler. oysaki halk elma yer, armut yer, birgünde demez, Allah bu topragi nasil oluyorda sulu armuta ceviriyor bize böyle? tatli rizik haline getiriyor demez, bir kere bile tefekkür etmez, yani öyle olunca yillardir uyuyan insanlik ve rabbimizin kudretinin ilminin büyüklügünü kebir ve tek ve yegana büyük "EKBER" oldgunu idrak etmek ancak ilim ile olur, ilim sahibinede alim denilir, ve eger bir alim gercek alimse, onun Allah a iman etmemesi düşünülemez, yoksa eger sahte bir alimse, bu eşsiz sanata kör bakar, onu bunu kopyeleyip, rabimizden caldiklarini ben buldum ben yaptim diye hirsiz tilkilik ederde, rablige kalkar. halbuki bütün fiiller ondan gelir yine ona gider, ve öyle olunca, ben ise bu ilimlere nasil sahip oluyorum, yahut bu alimler bu ulvi tefekküre nasil vakif oluyor, o da sen gibi ve aynen ben gibi, peynir ekmek, tarhana corbasi, elma armut,.... yiyoruz. nasil oluyorda benim yedigim ayni elma armut peynir ile ben bu tefekküre varirken, ayni elma armutu yiyen diger adam zerre ayikmiyor. ve Allaha tapacagi yerde, bir de isyan edip, Allah i yok sayiyor, fark nerde peki, işde fark : nasil bir elmayi nereye diksen, elma fabrikasi olup o yeni elma ve elma fabrikalari üretiyorsa, ben ve alim kimseler dahi, ayni elma gibi, armut gibi, yahut oksijen gibi, altin gibi, ayri bir türüz, cünkü benden de yaratan bir cift yaratmiş, ezvac halinde, ve benim fabrikada işde, ayni senin yediginden yesemde, benimki böyle bir meyva ve ilim ve tefekkür meydana getiriyor, ayni bahcenin topragindaki iki daldan, elma dali topragi elmaya, portakal dali ise, yani diger bir avuc topragi, portakala cevirdigi gibi, benimkide böyle, senide benide hayret makamina cikaran bu ulvi tefekküre götürüyor elhamdülillah. ve sen hased edip, ve beni cahil sofulardan sanma, ve sende niye yok diye diyerekde hayiflanma, sen ben degilsin ki benim üründen verebeilesin. amma işde biz tarikati raşiidi kurduk, ve ilmimizi yaymakdayiz, ve yeni raşidi fabrikalari kurulmasina yardimci oluyoruz, yeni raşidlerin cogalmasina yardimci oluyuruz, sende tarikimize intisab et, desturumuza harfiyyen uy, sende bir gün, raşid ol, ve raşidi bil sen, ve raşid meyvalarina er. yoksa ibrahimler ibraihimden fatmalar fatmadan,Franzlar franzdan, raşidlerde raşddendir, sen ibrahimken raşid olmayada kalkma, muhammed isen, muhammed kal, ibrahimsen, ibraihim kal, ve özünü bozma, sende nefsini terbiyet et ve yolumuza gir ve özünü bul, sende ibrahimsen, sendeki cekirdegi inkişaf ettirki cicek acsin, ve ibrahim ne demekdir sende de o yüze cikip meyva versin azizim. ve vaaz sohbetleriomizin birinde dedikki : Ey insanlik görmezmisiniz Güneşin feri yok, bu sene nerdeyse bizde yaz bile olmadi . yani güneş işigina arapca Dziya ضي denilir.yani Ziya sizin anlaycaginiz ziyanin yani glow un yani güneş işiklarinin yansimasi azalmiş yeni vaazimizin konusu alfa beta gama işimasi yani radyoaktivite, kisacasi güneşimizin ziyasi tükenmiş malesef son ziyalar bitmek üzere yani ey insanlik kimse ikizler burcu cocuk yapmak istemiyor galiba cünkü ikizlerin kadini doyumsuz olabilir dedik diye kimse ikizler cocugu yapmaya yanaşmiyor ve böylce güneşimizin hic erkek ziya bebeleri, dişi ziya olmaz fakat ve ikizler burcu kalmamiş, ve kadin ikizler ve erkek ikizler cocugu kalmamişki güneşimizin ziyasi bitmek üzere, olanlarda göcer ise ziya kalmaz . aaa ben size ne diyen a lafi kicindan anlayan ahmaklar, Allah 12 ay koymuş 12 burc varsa 12 burcunda eşit şekilde dagilmasi lazimki bu güneş sistemimizde her şey rayinda yüzsün, birisi biraz azalsa da fazla olsada denge bozlur. mesala neptun bebeleri azalsa nuh bebeleri azalir ve su ve rahmet kesilmeye başlar,neptün bebelri cogalirsa bu sefeerde taskinlar olur seller olur,jüpiter azalsa keciler azalir yakub bebeleri azalir yine olmaz. herkes tohumu atarken öyle ayarlama tohum atmaasin, lütfen kadere kirkbeş deyip atsin tohumunu, ve özellikle ikizler bebesi yapin yani. ikizler babasi olcaklar şimdi tohum atcak olanlar, şimdi dikilen tohumlar mayisda haziranda filiz vercek, haydi gec kalmayin ziya isimli cocuklar , tohum atin lütfen, yoksa bu güneş yemin olsun sönerde karanlikda kaliriz. hemde Ziyayi hapse atmişlar, yani ziya hapisdeki böyle feri yok, doguyar amma isitmiyor. hanim bu yazdan beri camaşir serdiginde diyorki güneşin feri yok kurutmuyor diyor, yani bir nakşi büyügü demişki bizim sizlere verdigimiz feyizi eger muhafaza edebilseniz bu size kiyamete kadar yeter demişler yani feyz veya füyüzat veya ziya alfa Işıması yani güneşimizden bizlere gelir ve Muhammed yazili kuran ise ve kuran kainatin yazilimi ise Muhammed kainat ve güneşimiz iki cihanin güneşi muhammed mustafa, ve bizler güneş bebeleriyiz yani muhammedin parcalariyiz. ve güneş sistemimizin icindeki her bir özellik o sistemin işlevi için gerekli ve her cibilliyat bir peygamber grubunu temsil eder demişdik dah önce, ve keciler oglak buralari şuayb ve yakup cocuklari dedik, ve onlarin azalmasi yani jüpiter burcunda doganlarin azalmasi o cibilliyati taşiyan sebze, meyva, hayvan, insan ne varsa azaldi demekdir. ve cimento yoksa harc nasil olmazsa, yahut cimentosu az bir harc ile yapilan duvar, nasil saglam olmaz ise hepsinin dengeli olmasi lazimdir. ve amma herşeyin fazlasida zarar azida zarar. lütfen insanlar aralarinizda konuşun kaynaşin, ve ikizler bebesi yapin. muhammed ikizler burcudur yani MuhaMMed de üc tane mim vardir yani M harfi latince ikizi temsilm eder ve yine MeryeM de iki tne M var yani onda ikizler burcu vardir yani Yine HAVVA da iki tane V veya Hawa yazarsak oda teers ikiz demekdir. ve ziya güneşimizin parcacigidir yani partiküllerirdir. yani foton enerjisi.Radyoaktivite α (Alfa) ışıması: İki Nötron ve iki protondan meydana gelen, +2 yüklü bir Helyum çekirdeği yaymaktır. Bu ışıma sonucunda, proton ve nötron sayıları 2'şer birim azalır. Bu tanecikler +2 yüklü oldukları için elektromanyetik çekime de yakalanırlar. Bu ışımaların durdurulması çok kolaydır. Örneğin bir kâğıt yaprak bile yeterli olur. Peygamberimizin ziyasini devam ettirmesi için güneşimizin alfa işimasi yapmasi gerekir. ve alfa simgesi budur α ve bizler muhamedin eeli beyti olarak yani güneşimizin cocuklari olarak alfa işimasi yapmamiz lazim demekdir bu. ve alfa işimasi demek her yaptigi işinde alfa hareketi yapmakdir. bunun birkac örnegini gösteriyorum resimlerimde, Bu bir alfa oturuşu yani mehdi oturuşu eger ayak ayak üstüne atarsanz, bu alfa oturuşu demek olmaz yalnişdir o oturuş. yani fircanizi tutarken serce parmagin arasindan gecirmek ile yine alfa yansimasi yaparsiniz, yine misvak öyle, bu peygamberin sünneti ile sabittir, onun yani Muhammed Mustafanin misvak tutuş sistemi bu şekildedir.yani muhammed hep alfa yansimasi yapmişdir. yine el yazisisi ile yazi yazmak demek ve özellikle harflerine alfa işareti koymak demek, yine yazarken alfa işimasi yapmaniz demek, demişdık ve böylece sizlere ilk defa kainatın ve güneşin ziyasını bile bizler tarafından yönetilbilcegini bizzat hakkal yakin ögrettik, ve binlerce insan bu oturuşu ve duruşu cok benimsedi, hatta tiryakisi oldu da, artık vazegecemez oldular, ve böylece bu sene sıcak bır yaz gecirdik ziyası bol bol bir yaz gecdi ve artık sonbahara geldik ve ve birkac gün önce kendi aileme ve cocuklarıma tenbihledimki artık sonbahar geldi ve yaprakların sararması ve soguklarin gelmesi için buziyanin azalmasi şart, o yüzden artık ziya hereketi olan alfa oturuşu ve dıger alfa herketlerini terkedın dedim yanıi mehdi oturuşunu şimdilik terkedin dedim ve islamda terki terke diye birşey vardır, Tasavvufdaki Terki Terk Nedir? أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم وَذَا النُّونِ إِذ ذَّهَبَ مُغَاضِبًا فَظَنَّ أَن لَّن نَّقْدِرَ عَلَيْهِ فَنَادَى فِي الظُّلُمَاتِ أَن لَّا إِلَهَ إِلَّا أَنتَ سُبْحَانَكَ إِنِّي كُنتُ مِنَ الظَّالِمِينَ Sadakallahul Aziym Enbiya Suresi 87 Euzubillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmenirrahim Ve zennûni iz zehebe mugâdıben fe zanne en len nakdire aleyhi fe nâdâ fiz zulumâti en lâ ilâhe illâ ente subhâneke innî kuntu minez zâlimîn. Sadakallahul Aziym Enbiya Suresi 87 Meali: Ve Yunus Dediğim olmuyor diye Gadablanip kizmiş ve gitmişdi ve Karanliklarin icinden şöyle seslendi: " O ndan başka ilah olmayan Allah Hakkı için, Muhakkak ki Ben, Zulüm ve Karanlığı, Kötülüğü Seçenlerden oldum. Sadakallahul Aziym Enbiya Suresi 87 Allahümme Salli ala Muhammedül Vaadül Emin, Allahümme salli ala Yunuse Vadehu bil Avdeti Allahüüme salli Ala Mehdi Zamanül Emin vezzamanul Avdeh. Yolculugumuza başliyoruz : Gecen sene yazdik ki güneşimizin ziyasi azalmiş, güneşimiz iki cihanin güneşi Muhammed Mustafa, güneşimizin ziya yaymasi için alfa hareketi yapardi, ve onun sünnetiydi diye anlattik. ve ikizler bebesi dünyada azalmiş, eger böyle olursa güneşimiz söner gider, ve bu yüzden ikizler bebesi yapin, ve ikizler bebesi icinde, her amelinizde fiilinizde sözünüzde alfa dalgasi yayin dedik, ve sizlere alfa oturuşu ve alfa hareketerinden örnekler vermişdik. ve sizleer ne güzel mehdi askerlerisinizki alfa oturuşu ve herketleri o kadar yayildiki, elhamdülillah bu sene kadar ziyasi kuvvetli ve sicak bir yaz olmadi , hepinize aferin, sizler ne güzel mehdi askerlerisiniz böyle, tamam artik terki terk etme zamanidir, ve her evden en az bir şahis, artik alfa hareketi ve oturuşu yapmayi terkediversin, yapmak sünnet ve sevap oldugu kadar, teketmek de evla ve sünnet ve gerektiginde mucib olandir. artik bu kadar sicak ve ziya herhalde yeterlidir artik, biraz biraz terkedelim amma yine garerince kalcak kadar terkedin, tamamen terketmeyin. ve artik sicaklar biraz biraz bizi terketsin serinlesin ortalik. Tasavvufdaki Terki Terk Etmek Nedir : Terketmek mesala Peygamberin abdestli gezme sünnetini aldin tuttun, ve artik o hale geldinki, abdestsiz adim atmaz oldun, ve sonunda öyle bir noktaya gelirsin ki, artik o terkettigin abdestsizce gezme olayina tekrar dönmene, ve abdestsizce gezivermen, senin tekrar abdestli olmayi terkedivermendir. önce abdestsizligi terketmişdik ve birinci terki teketmişdik ikinci terk ise o terkettigin şeyi terkedivermendir. sebebine gelince mesala mevsimler ilkbahar ile başlar ve ilkbaharda bütün renkler yerini, hayat ve Hay ve diri olan Allahin sifati ile, yeni bir can bulmak, ve haşrolmak toplanip bir bedene yol almak olan, yeşile birakir. ve başka renkler terkedilir ve onlarin yerine yeşil tercih edilir ve ilkbahar olur. sonra ilkbahar biterken bizlerin, yeşil bugday yerine, sari ermiş bugday için, yine yeşil erik yerine, ermiş erik, yine ham karpuz yerine, ermiş karpuz için, kirmizi sari ve turuncu rengi tercih etmemiz lazimdirki, yaz olsun ve yaz mevsiminin rengi kirmizi ve beyaz ve ateş sarisi ve saridir aydinlikdir yani bütün renkleri bariz eden aydinlik tercih edilir. ve yaz bitince bu sefer, daha cok sari ve sararma solma ve ölme, ve kahvrengi tonlari yani, camur rengi tercih edilir, yani ölüp topraga karişma, hadisesi oldugundan toprak rengi, yani camur rengi revacdadir, ve diger renkler rengini ölümün rengi toprak rengine birakir kahverengi ve tonlarina, sonra sonbaharda bitince, kış gelmesi için, karanlik ve zulümet rengi siyah ve gri tonlar tecih edilip, bütün renkler renklerini gece rengine birakir kendini, ve sonbahardan kışa gidecek olanin tercihi, zulum ve karanlik olmalidir, bunun bir nevi aciklamasini daha önceki sohbetlerde yapmişdik, mesala kisa bir hatirlatma: dünyada kötüler yok edilip bitirilmez ve winter kış için gecenin koyu oldugu zaman, ve burclari winter kış burcu olanlara zamani birakmak için, işde karanlik ve gece yani kötülük bir nevi galip gelmeye başlar, yaz demek ise iyiler, iman ve müminlerin galip olmasi demekdir demişdik. ve yunus efendimiz vahdeti vücut seviyesine cikinca o terkettigi bütün reklerden gecip zulumeti secmek zorunda birakilmiş, ve hani insan dertlere ve cilelere, kötülerin cilesine ve zararina maruz kalinca, bende bundan sonra zalim olcan anasina satan, "bu dünyada deveye dikken insana tiken geciyor" deyip artik iyi olamanin fayda etmedigini görünce yazdan kişa gecildigini görünce, bunlardan kurtulmak için bir an sitem edip bende kötü olmk istiyon denir ya, işde o sitem hali ile yunus efendimiz vaadinden avdet edip, sözünden cayip "artik bende zulümeti secdim, bende kötü olcan" demiş. amma yunus baligi zalim olamazki ne kadar sevecen bir balik, ne kadar dost canlisi bir balik degilmi, ondan kim kötülük beklerki, yunusa kötü ol deseler ancak belki sadece birazcik ciddi durabilir, yine gülümser yine sevecendir, o kötü olamazkine, amma demiş Hz Yunus efendimiz ninovalilara sitem edip bende zalim olcan deveye diken ... demiş yani. yani ona terki terketmesi ögretilmiş bütün mesela sadece bu. yani sadece iyiler iyi degildir bazende kötülük iyidir, yani gece hic olmasa hep gündüz olsa, ne zaman yatip dinlencez, hep yaz olsa suyumuz nerden gelcek, suyumuzun akip geldigi daglara kar nasil yagcak degilmi, bu dünyanin carki nasil döncek degilmi yani. iyilerinde hayatinda bazen kötü olabilmesini ögrenmesi lazim, dünya cok cetin. ve yine kötülerinde hayatta iyilik nasil bir tatdir nasil bir zevkdir, iyilik yaptirilarak, aynen hz süleymanin şeytanlari dalgic yapip, caliştirarak bir işe yaramasini ögretmesi, bunun için olup, kötülerede iyilik lokmasi yedirmekdir yani, iyilligin nasil güzel bir lokma oldugunu onlara da tatdirmakdir. ---oOo-- Halbuki Nakşibendi adabinda bu terki terk yalniş yorumlanmiş ve demişlerki Der tarik-i Nakşibendî lâzım âmed çâr terk: Terk-i dünya, terk-i ukbâ, terk-i hestî, terk-i terk Terk-i dünya: Dünya menfaati için iş yapmamak, dinini dünyayı toplamakta, kazanç sağlamakta kullanmamak. Terk-i ukbâ: Ahiret sevabı hesabıyla da bir bezirgan zihniyetiyle hareket etmemek, cenneti ve nimetlerini, ilahi cemali temaşa için terkedip Allah’ın rızasını, hoşnutluğunu gaye edinmek. Terk-i hesti: Kendi varlığını da terk edip Hak da fâni olmak. Terk-i terk: Bu terklerin zihnine yerleşip de ben ne fedakar insanım diye bir duyguya kapılmamak, onun da unutmak. ---oOo--- Halbuki kapi kuran ve ve Hz yunus ve duasi olan o yukardaki resimdeki ayet varken bunu böyle yorumlayip ve dervişlik dünyayi ahireti terkdip izdivaya cekilmek diye yorumlayan nice şeyhin sanan ahmaklar birde cukura girip sanki cukura girince ölümü anlayacak gibi, dünyayi terketme ilhlasini kazanmak için, cilehane dedikleri cukura girmeyi yeglemişler, halbuki cukura girmek ile dünyadan gecilmez, daha cok dünyaya sarilmaya sebeb olur. ölümün korkutuculugunu, topraga girmenin vehametini gören, dünyadan vazgecebilirmi, ahmak şeyhler ahmak sofiler, sen ateşin yaktgini farkdince ateşi sevip icine girmeyi mi istersin, yoksa ateşden kacarmisin? bu ne ahmaklik, cocuga bile cıs dersin cıs dersin ateşi anlatmak icinde, o anlamaz, en sonunda elini soba borusuna degdiripde yakinca, ateş ne demek anlarda, bir daha soba borusuna varmaz, sen bu kadarmi ahmaksin ki topragin icine gömülmenin ölmenin bu kadar vehametini, cukura girip görünce, insan ölmü + sevebilirmi, ahmak cocugun ateşden kacdigi gibi, nefsin ölümden kacmak ister durur o zaman, ve hayatin zehir olur ondan sonra. Hic bir peygamber cilehaneye girmemişken, sen yusufun girdigi hapsi cilehanemi sanirsin, hayir o cilehane degil yusufun isminde iki harf olan iki "UU"su, ve iki "u" daki iki kuyu, biri üstü örtülü kuyu, zindan kuyusu, bir digeride alti örtülü kuyu yani atildigi gercek su kuyusu, yani YUSUFDAKI iki U harfinin ondaki canlanmiş hali yani. oysaki muhammed "nefsininizinde üzerinizde hakki var" demişdir . kim diyor sana öyle çile haneye gir, dünyayi terket, yeme icme riyazet yap diye, hangi peygamber yapmişda, sen böyle bir yalan uydurdun, senin böyle yaparak elde ettigine peygamber ve islam ahlaki ve kermet ve mucize degil, ancak istidrac denilir. yani zor ile mal gaspetmek gibi insanin yapabildigi yetenekler belli, ahmet mehmet yapamazken, sen nasil yapiyorsun bu keramet benzeri sihirli işleri, yani bedeni zorlayarak yani mesala aslani teerbiyet ile sanki anlarmiş gibi konuşturmak veya bir fiili yapmasini ögretmek, halbuku o yaptigin terbiyet degil, onun yiyeceginin öyle verilmesi sebebiyle, onun onu yapmaya zorlanmasindan başka şey degildir. ekmek et hatirina maymunluk yapan aslan kaplan demek olur. yani buna kim ben aslani kaplani terbiyet ettim derse, ben onun ta agzinin ortasina kocamanca .... emi, ahmak insan, Aslanin tabiatinda konuşup Allah demek varmi, sen ben gibi yahut bisiklet sürmek varmi, yahut senin hatirina sana gösteri yapmak varmi . işde kiyametinde zamani ve saati olmasina ragmen, ahmak insanoglunun, Allahi kiyamete zorlamak diye bir söylem geliştirmeside böyle birşey, ve herkesin birbirne olan bagi ve netzi sebebiyle bir yeri yikmak ve Allahi zorlamk tabiri ile, orayi yikan, başka bir yerde onun ziddi bir güzellige sebeb olmakda, yine iyilik yapan biride onun ziddi olan biryerlerde kötlük olmasina sebeb olmakda. halbuki dünyanin bir yeri gündüzken, biryerinde karanlik ve gece galip ise, o zaman iyiligi kovalamak, gecenin gelmesinemi sebeb olur, iylik kovalandikca kacacakdir, gecede onu takip edecekdir, ve iyiligin kovalanmasi, ancak mesela iyilik türkiyede ise, kovalaninca doguya gitse, arabistana varir, ve gece ve kötülük ise onun yeri türkiyeye gelir, ordanda kovalansa, bu sefer iyilik hindistana gider, eger doguya giderse, bu sefer kötülük ve gece türkiyeyi birakip, onu takip edebilmek için, arabistana gecmesi lazimdir, yani gece gündüzü kovalar, yazda kışı, ve ne o ona galip gelebilir, nede o ona. zaman geliri 21 Haziran olur, gündüz galip gelir, ve ertesi gün ise yerini geceye birakmaya başlar, ve taa 21 Araliga kadar gece yavaş yavaş galip gelir, 21 Aralik gelince, gece tamamen galip geldim sannederken, ertesi gün artik yerini gündüz ve aydinliga birakmaya başlar. yani kimse Allahi öyle kiyamete falan zorlayamaz. Dünyayi durdursan bile, bir yani gece, bir yani yine gündüz olcakdir "zoooone" cikiş yok burdan yani. Allah hayir ile şerri zevc olak halketmişdir. terazinin iki kefesi gibi, biri inince digeri cikar, digeri inince digeri cikar, vusta yol onlari ortada tutabilmekdir. ortada durunca ilkbahar veya sonbahar olur. hafif ağir taraf, veya hafif yeğni taraf olarak.onlarda sabit degildir, ve yunusa kötü olmasi zulümu secmesi, terki terk etmesi ögretillmişdir, ve görevi terkeden peygamber, sözünden cayan peygamber olurmu, evet var, ve Allahin takdiridir bu da, vaadine avdet eden peygamber, hz yunus. yani cok iyi olma biraz kötü olmasini da ögren iyileri kandiran cok olur herkese herşeye evet dme hayir demesinide ögren, veya ayet ile sabit "öyle cok cimride olma, veya cok eli acikda olma" , diyor Rabbim, bir temsili misal olarak al bunu, bütün hayatina ve fiillerine, amellerine ve emellerine uygula. أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم وَلاَ تَجْعَلْ يَدَكَ مَغْلُولَةً إِلَى عُنُقِكَ وَلاَ تَبْسُطْهَا كُلَّ الْبَسْطِ فَتَقْعُدَ مَلُومًا مَّحْسُورًا Sadakallahul Aziym isra Suresi 29 Euzubillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmenirrahim Ve lâ tec’al yedeke maglûleten ilâ unukıke ve lâ tebsuthâ kullel bastı fe tak’ude melûmen mahsûrâ Sadakallahul Aziym Enbiya Suresi 87 Meali: Eli sıkı olma, büsbütün eli açık da olma. Sonra kınanır ve çaresiz kalırsın. Sadakallahul Aziym Enbiya Suresi 87 Vusta yol azizim vusta yol. Ben tam delikanlilik vaktimde tirpan bicmesini ölgrendim, o zamanlar imam hatip altinci sinif falandim. ve birgün tirpan bicip gelirken beni görenler bana özenmiş ve bir kadin dediki sen okuyorsun amir memur olacaksindir, netcende tirpan biciyorsun dedi, bende Dedim "ögrenende karnimda dursun" dedim cok hoşuna gitdi. yani sizler ey mehdi cemeati!, öyle cok uslu kuzu koyun olmayin, bazen dişlerini gösteren bir kurt olmasinida ögrenin, biraz kötü olmasinida ögrenin, ve karninizda cebinizde dursun o ögrendiginiz. kötü olmayin amma, size bir kötülük yapmak isteyen olursa, cikarin cebinizden karninizdan o kurt halinizi ve kendinizi savunun, o zaman size kötü olmak nede yakişir, kendini, islami, iyiligi ve mehdiyi savunmak için kötülerden oluvermek. VE ARTIK ZiYAYI TERKEDiP yavaş kötü ve karanlik olma zamani ve bu vakitler dedik önce sünnetler kacmaya başlar amma bu sünnet namazdaki sünnet ammda yapatig iz başka bir sünnet, sonra bir vakit farz kacar, sonra iki vakit, derken birde bakmişsin birkac günlük farz namaz kacmiş, ve taaaki bu eksi -31 olunca, yani 31 tane namaz kacinca, sonbahar girdi demekdir, amma kacdi diye öyle birakamayip, ardina kaza etmek lazimdir. Raşidi Tarikatının Zikir ve Evradi Varmidir Nerden Temin Edebiliriz RAŞiD'iN ZiKiR EVRADI V-PRO13.911 Yayinda Forumuzda zikir bölümünde ve kitaplar bölümünde. Mevsim Tesbihi çekme makamına çıkarılmış sofilere o makam manen ilham yoluyla bildirilir ve günlük zikrini baştan 17 ve 18 e kadar yani Es elüke Duasına kadar 17.18 dahil okuduktan hemen sonra Yağmur veya kar yağması için: Ağzının genişliği, Dibinin Derinliğinden, Geniş Olan Bir Tasdan, Yazları , ilkbaharları ve sonbaharları saf berrak soğuk 3 yudum su içer, Sonbahar ve Kışları süt içer, Herzaman hergün değil, sadece ona içmesi için ilham geldiği günler içer, Tasın ağzında herzaman 1Parmak boşluk bırakılır. Su içerken 4/4 saf sade menba suyu kat, Süt içerken 3/4 Süt 1/4 Soğuk Saf Su ve yeterince Şeker, ve 1 mini damla mis Kat öyle iç. Güneş doğması için: ilham geldiği günler zikrin tamami okunup bitirilesiye ve zikir bittikden 45 dakika sonrasına kadar mecbur olmadıkca su, süt, cay,… benzeri içecek içilmez, ve zikrin harareti ile icimizdeki kainatin ısınması ve güneşimizin doğması sağlanır. Tas: küçük komposto, sütlaç tası veya ayetel kürsi yazılı zemzem tası. Su veya Süt : Vücut sıcaklığından soğuk olacak. ######################### ZiKiR TESBiHi RESiMLERi MODELLERi YENi TESBiH MODELiMiZ BU ŞEKiLDE Yaz mevsimi için Bordo kirmizi ve beyaz ayracli, veya koyu kirmizi ve beyaz va sari sarikli tesbih Sonbahar için koyu sari turuncu veya kahvrenegi üzre beyaz ayracli ve beyaz sarikli. İlkbahar için yeşil beyaz ve kirmizi sarikli tesbih. Kış için siyah üzre Bordo kirmizi ayracli ve yeşil sarikli. Zemheri için beyaz üzre türkis ayracli veya caribic mavi ve caribic mavi sarikli. Yagmur için saydam üzre kirmizi ayracli koyu mavi sarikli. 9. SINIF SOFiLER Allah Zikiri günde bir defa olmak üzere, 6666 defa Allah zikredilir. Burasi Güneş Makamidir. izinsiz cekmeyiniz. Günde sadece “hizbul kasr” ve “6666” Allah zikiri cekilir. 10 ve 11. SINIF SOFiLER Mevsim tesbihi talim edilir ve muhtarlar başkanlar kaymakamlar valiler tayin edilir. (bunlar manevileri) sonra “onlarin hatrina güneş dogar yagmur yagar kar yagar” hadisine devam edilip mutmain oluncaya kadar talim edilir. ve deneme yaptirtilir. Bu sofiler manen ilham yoluyla bilirler bu makamda olduklarini. 13. SINIF SOFiLER Her bölgede bir tane güneş makamina birisi tayin edilir ve onlara güneş nasil dogar yagmur nasil yagar mikail iliminin birinci bölümü talim ettirilir. Ve birer tanede yardimci tayin edilirki, o hasta olunca digeri görevi devam ettirsin. 15.SINIF SOFiLER Zamanin hakimi olmak ögretilir, ve zaman nasil geriye alinir, ve nasil ileriye alinir ögretilir. [b]16.SINIF SOFiLER Muhammed dediki "iki günü birbirine eş olan zarardadir." şeytan ve deccal aleyhillane hic boş durmuyorlar, hergün bize karşi yeni bir silah üretiyorla, ve bizimde onlarla savaşacak yeni silahlara ihtiyacimiz var, allah bize, o gün hangi silahi ikram ederse, onu alip zikir corbamiza katmak zorundayiz, yoksa onlarla savaşamayip yenik düşeriz. ve yine bize varid olduki yine, yeni bir silah kuşanmamiz lazim, cünkü dedikya kafir deccal frekans ile oynuyor, ve bizim yazdigimiz bu dualarinda kehrwertini aliyor, ve mesala duamaizin başinda, "onlar namazlarini muhafaza ederler" diye zikrediyozki, biz de o ayette gecen o nlar zümresini kaitilipda nerde olursak olalim namazimizi kilip kacirmayalim istiyoruz, ve kafir ise, ben bunu zikredip cekdikce, o da onu ters ceviriyor ve oluyormu sana "onlar namzlarini kacirirlar" ve o zaman bir de bakmişin öglen namazi calinmiş, ucmuş bilme ertesi gün sabah gitmiş, veya hakeza hakeza, siz anlyin artik, yine biz "ya halim ya selim" cekiyoz yani sakin olabilmek için, ve o da onu ceviriyor ve bize bir hiddet geliyor, ve yanardag gibi yeri gögü püskürüyoz, yani zor azizim, bu kafirlerle mücadele zor, silah lazim, ve yine varid olan silah ise, tam olarak bende henüz kullanmasini tam bilmiyon amma, o şu ki : Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam bir gece Rabbine şöyle dua etmiştir: "Allahım, azabından affına, gadzabından mağfiretine sığınırım, Senden yine Sana iltica ederim. Sana gereği gibi hamd etmekten âcizim. Sen Kendini sena ettiğin gibi yücesin." "Allahım, şayet ismimi saîdler defterine yazdıysan, orada sabit kıl. Şayet ismimi şakiler defterine yazdıysan oradan sil. Çünkü Sen buyurdun ki, 'Allah dilediğini siler yok eder, dilediğini de sabit bırakır, Levh-i Mahfuz Onun katındadır." (Hadis-i Şerif ) يَمْحُو اللّهُ مَا يَشَاء وَيُثْبِتُ وَعِندَهُ أُمُّ الْكِتَابِ Yemhûllâhu mâ yeşâu ve yusbit(yusbitu), ve indehu ummul kitâb. Meali : Euzubillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmenirrahim Allah, dilediği şeyi siler, yok eder (mahveder) ve (dilediği şeyi) sabit kılar ve ümmülkitap (ana kitap), O'nun indindedir (nezdindedir). (Sadakallahul Aziym RA'D Suresi 39. ayet ) ve saliklarimiz yol tarikatimiza tabi olan, yol arkadaşlarimiz, bizim yolumuzda, şu an durdugumuz yer olan yere gelince, belalar musibetler etraflarını sarınca, ve atıkları her ok kendinizi vurar olunca, ve hatta elinde tuttugun senin olan bir bicak bile seni kesmeye yeltenince, anlaki buraya ayak bastin, ve Allah bize burada bu silahi gönderdi ki henüz bende tam manasi ila kullanmiyorum, amma kullanim talimatnamesi şu olaki, biz o duanin sadece "Allahım, azabından affına, gadzabından mağfiretine sığınırım, Senden yine Sana iltica ederim." kismini tekar edecegiz, amma allahu alem tam sayisina ulaşmadim henüz, ne zaman bu kalkan işe yarar denemem lazim, ve 41 defada karar kilmak istiyorum amma, henüz belli degil. işde bu ayeti okurken öyle tefkkür edesin ki ey salik, ey yolcu: Allahdan gayri bir mevcudat yokdur öyle olunca o sana hişimlanan bicak da allah var ancak o bicak bir sükastci şeytan veya cin veya deccal askerinin eline gecmiş (amma gercekden leinde amma frekansi elinde) ve onunla sana karşi savaşiyorlar, ve sen o bicagi, o esir edilmiş halden kurtarip senin safina gecmesi için de ki işde : Ey yüce Rab "Allahım, azabından affına, gadzabından mağfiretine sığınırım, Senden yine Sana iltica ederim." ve şu an sen bana hişimlanan bir bicak oldun, cünkü kainatta sendan başka bir mevcudat yok ise, öyleyse o senin hişimlanan bicak oldugun halindende, senden, sana yüce rabbe siginirim, senin o bicagin veya frekansin esir edilmemiş ele gecmemiş, ve galip olan Allah haline iltica edip siginirim diye tefekkür et. ve bu yukardaki duayi günde 41 defa okuamaya devam et. dedimya sayida degişiklik olabilir henüz tam testden gecmedi daha. Dua bu, ve bu dereceye erenler için 16.SINIF SOFiLER icindir "Allahım, azabından affına, gadzabından mağfiretine sığınırım, Senden yine Sana iltica ederim." (41 defa Haricen okuncak) 17.SINIF SOFiLER[/b] Deprem ögeretilirki ve Mikail aleyhisselamin ikinci kisim görevleri talim edilir ve deprem nasil olur nasil yapilir ögretilir. 19.SINIF SOFiLERE Hizir makami ögretilip talim ettirilir ve tarikatin pirini, olay vuku bulunca aramasi talim edilir. Bizatihi onunla (tarikatin piiri ile) kelam etmesi lazim geldigi ögeretilir ve kimler o göreve (HIZIRLIK makamina )secildi liste tutulur. 21.SINIF SOFiLER Kiyamet talim ettirilir ve oraya cikan kimseye kilit ve mühür vurulur. 23.SINIF SOFiLER Mevsimleri Ayarlama görevi talim edilir, ve bu kainatin öyle otamatik pilotta calişmadigi, bizatihi yaşatarak ögretilir, ve bu görevi hak eden tek bir kimseye bu SIR verilir. (veliaht halife) 24.SINIF SOFiLER Güneşin Çırasının tutuşturulmasi ögretilir. 27. SINIF SOFiLER Kader bahsi ve SIRAT köprüsü Talim edilir, ve telepati telefonunu kullanmasi talim ettirilir. 28. SINIF MEVLUD SIRRI talim ettirilir. „inteha Zikri Raşidi Evradı” Bina Eden Başağaçlı Raşit Tunca Schrems, 29 Ağustos 2016 Pazartesi Original Kar©glan ---oOo--- |