![]() |
Rıdvan Biatı ve Dünyada Cennetle Müjdelenen 10 Ashabi Kiram (24.03.2015 Vaazi) - Baskı Önizleme +- Tunca-Forum (https://tunca-forum.com) +-- Forum: TASAVVUFİ VAAZLAR DİNİ SOHBETLER (https://tunca-forum.com/forumdisplay.php?fid=9) +--- Forum: Başağaçlı Raşit Tunca - Karoglan Hocanın Tasavvuf Sohbetleri Arşivi (https://tunca-forum.com/forumdisplay.php?fid=209) +---- Forum: 2015 Tasavvuf Sohbetleri Arşivi (https://tunca-forum.com/forumdisplay.php?fid=213) +---- Konu Başlığı: Rıdvan Biatı ve Dünyada Cennetle Müjdelenen 10 Ashabi Kiram (24.03.2015 Vaazi) (/showthread.php?tid=284) |
Rıdvan Biatı ve Dünyada Cennetle Müjdelenen 10 Ashabi Kiram (24.03.2015 Vaazi) - RasitTunca - 05-31-2018 Rıdvan Biatı ve Dünyada Cennetle Müjdelenen 10 Ashabi Kiram (Kar©glanin 24.03.2015 Vaazi) 24 Mart 2015 Salı أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم وَاَط۪يعُوا اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَلَا تَنَازَعُوا فَتَفْشَلُوا وَتَذْهَبَ ر۪يحُكُمْ وَاصْبِرُواۜ اِنَّ اللّٰهَ مَعَ الصَّابِر۪ينَۚ وَلَا تَكُونُوا كَالَّذ۪ينَ خَرَجُوا مِنْ دِيَارِهِمْ بَطَراً وَرِئَٓاءَ النَّاسِ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِۜ وَاللّٰهُ بِمَا يَعْمَلُونَ مُح۪يطٌ Sadakallahul Aziym Enfal Suresi 46 - 47 OKUNUŞU: Euzubillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmenirrahim Ve etîullâhe ve resûlehu ve lâ tenâzeû fe tefşelû ve tezhebe rîhukum vasbirû, innallâhe meas sâbirîn.Ve lâ tekûnû kellezîne haracû min diyârihim bataran ve riâen nâsi ve yasuddûne an sebîlillâh , vallâhu bimâ ya'melûne muhît Sadakallahul Aziym Enfal Suresi 46 - 47 MEALi: Euzubillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmenirrahim Allah'a ve Resûl'üne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, ve Ruh eşiniz cekip gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir. Allah yolunun açıklarını çatlaklarini (Hatlarini) hedef alipda Evlerinden yurtlarından çıkanlar gibi olmayın. Allah kimin hata yaptığını en iyi bilendir. Sadakallahul Aziym Enfal Suresi 46 - 47 Kim müezzinin okuduğu ezanı dinler de tek ve ortağı olmayan Allah'tan başka hiçbir ilahın bulunmadığına, Muhammed aleyhisselamın O'nun kulu ve Resulü olduğuna şehadet edip أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم عن أبي سعيد الخدري قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم من قال رَضِيتُ بِاللهِ رَبَّاً وَبِالإسْلامِ دِينَاً وَبِمُحَمَّدٍ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ رَسُولا ً وجبت له الجنة Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem Said El hudriden Rivyetle buyurdular: Kim " Rab olarak Allah'ı, Peygamber olarak Muhammed'i (sallallahü aleyhi ve sellem) ve din olarak İslamiyeti seçip, razı oldum, derse günahları bağışlanır. (Hadis-i Şerif Müslim) Rıdvan Biatı’nda bulunanlar hakkında Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): “Rıdvan Biatı’nda ağacın altında bey’at etmiş olanlar Ashab-ı Şecere’den hiç kimse ateşe girmez” buyurdu. (Ebu Davud 4653, Tirmizi 4113, Müslim 2496/163) Peygamber efendimiz tarafından Cennet'e girecekleri dünyadayken müjdelenen on Sahabi (Peygamberimizin arkadaşı). Aşere-i mübeşşere şunlardır: Hazret-i Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali, Talha, Zübeyr, Abdurrahman bin Avf, Said bin Zeyd, Sa'd bin Ebi Vakkas, Ebu Ubeyde bin Cerrah (radıyallahü anhüm). Ahmed bin Hanbel'in Müsned'inde bildirdiği hadis-i şerifte Peygamber efendimiz buyurdu ki: "Ebu Bekr Cennet'tedir. Ömer Cennet'tedir. Osman Cennet'tedir. Ali Cennet'tedir. Talha Cennet'tedir. Zübeyr Cennet'tedir. Abdurrahman bin Avf Cennet'tedir. Sa'd ibni Ebi Vakkas Cennet'tedir. Said ibni Zeyd Cennet'tedir. Ebu Ubeyde ibn'ül-Cerrah Cennet'tedir." Muhammed aleyhisselamın ümmetinin en üstünleri O'na iman ederek, mübarek yüzünü görmekle şereflenen Eshab-ı kiramdır. Eshabın da en üstünleri Hudeybiye'de Resulullah efendimize biat edip söz verenlerdir. Bunların da en üstünleri Bedir Savaşında bulunanlardır. Bunların da en üstünleri ilk Müslüman olan kırk kişidir. Bunların da en üstünleri Aşere-i mübeşşere; bunlardan en üstün olanları da, Hulefa-i raşidin yani dört halife olup, üstünlük sırasıyla hazret-i Ebu Bekr, hazret-i Ömer, hazret-i Osman ve hazret-i Ali'dir. Gecenki vaazlarimizda anlattigimiz, insanin insan olmadan önceki hallerinden birisi de, yedigimiz bitkilerdir. ve insan onlari yiyince, onlar bedende insan olacak olan tohum, yani meni haline gelir. ve onuda anne rahmine vaaz edince, insan olarak halkolur. öylese işde bu cennetle müjdelenen 10 ashab demek, ve onlarin bitki halleri demek, yani onlar daha dünyadayken ateş görmeyen bitkiler halinde diye daha önce anlatmişdik. ve yukardaki hadis bunun ispati ve delili olan hadisidirki, o şecere ateş görmez demişdir muhammed mustafa. peki bunlar nelerdir, bunlar: karpuz , kavun ,hiyar,marul,turp,... tamamini bende bulamiyorum bilemiyorum, allah aşkina, bilim adamlari bunu test etsinler, hangi bitkiler pişirilince eger yarar yerine özelligini kaybediyorsa, işde o 10 bitki ve yiyecek onlardir yani. Çiğ sebze ve meyvelerin hazmı kolaydır ve sağlıklı beslenme için yeterlidir. Meyve ve sebzelerdeki su, organik asitler, vitamin ve mikro-elementler vücut için arındırıcı ve şifa vericidir. Tüm bu maddeler, meyve ve sebze çiğ olarak yendiği zaman kıymetli olur. Pişirilen sebze ve meyveler, suyunu, organik asitlerini ve proteinlerindeki doğal yapıları kaybederek vitaminlerden yoksun kalır. Kısacası, canlı olanlar can verirler. Mesela, domates veya ıspanak suları çiğ olarak tüketildiği zaman vücudun kireçlerini temizler, kansızlığı düzeltir, hastalıklara karşı direnci arttırır. Domates çiğ yendiğinde kemik erimesini ve hatta kanseri önler. Fakat pişirildiğinde içerdiği oksalasid zararlı hale gelir, kireçlenme, damarlarda daralma, kansızlık, böbrek ve safra taşı yapar. işde bu 10 aşerei mübeşşere ismi verilen 10 Ashabin bitki halindeki cibilliyati olan bitkiler pişirilmeden tüketilmesi gereken bitkilerdir, her kim bunlari pişirise, hem o ashabi kiramlara zuilmetmiş olur, hemde kendi bedenini harap etmiş olur, cünkü o bitkileri pişiripde tüketirse, kendine fayda yerine zarar vermiş olur, velhasil kelam. ve Bu Ashabi kiramin özelikleri, yine anlattigimiz burclar meselesindeki, şahid ve meşhud burclar kisminda, işde Muhammed Mustafanin zamaninda dogan, ve fakat O (Muhammed) aydinlik Yani Güneş yani, sicak ve Bahar yaz ve aydinlatici burc olmasina ragmen, onlar (10 Ashab) sanki karanlik yani soguk ve kiş tabiatli olup, yani onun zamaninda dogmalarina ragmen kişin dogmuş olan, veya onun zamaninda meşhud olarak dogan, ve fakat buna ragmen Muhammedi bilip, ona tabi olup, onu ölümleri bahsine bile olsa terketmeyenlerdir.yani yazin yenilen kiş ve soguk tabiatli bitkiler gibi yani, tabiati soguk ve serinletici, ve soguk ve serin demek kiş demek, kiş demek güneşden uzak olmak demek, ve o ashab güneşden, yani Muhammedden uzak olmalarina ragmen, muhammmede yani, güneşimize baglanmiş olan 10 gezegeni temsil ederler, 2 taneside güneşin yanindadir, digerleri ondan uzak toplam 12 burc ve 12 gezegen ve birde dünya ve ay var. ve başta yazdigmiz ayette ne buyuruyor Rabbimiz: islamin açiğini çatlağini arayipda, ordan islama saldirmaya kalkan ahmaklar gibi olmayin diyor. yani sanki hiyari ateşe sokunca o ashabi yakmişmi olcak? gecen dedik yani zeker ve rahim: Rahman ve Rahim olan Allah demek dedik yani anne ve Baba dedik. ve bir tane ahmak kendi Zekerini (sikini) kesmiş, güya sanki Rahmani kesmiş olcak, a ahmak sen kendini cezalandirdin, senin Zekerin (sikin) eksik oldu amma, Allahin binlerce mümin kulu, binlerce yarattigi hayvani, bitkisi var, maddesik var, hepsindede rahman da var rahimde var, sen Zekerini (sikini) keserek ancak kendine azap etmiş olursun, yani sanki sen mesela newton yasasini tersinemi cevirevercen, a ahmak kafir, senin zararin sana. yemeyiver o zaman o bitkileri, ve senden dogcak cocukda, kanadi kolu eksik olsun o zaman. Bu Rabbimizin kainata koydugu bir yasa, sen onu degiştiremezsinki, ahmaklik etmen ancak, kendine zarar verir, müminlere degil. Sual: Cocuk Rizkiyla gelir diye bir Söylem var Dogrumudur? Cevap: Başimizdan gecen bir kissa ile bunu aciklayacagiz. Biz Ekmek fabrikasinda calişirken benim ögle vakti 10 dakika molam var ve ben 5 dakida lavoboya gidip abdest almam ve diger 5 dakikada da namazi farzlamam lazimki, hemen lavobaya gitdim, ve öglen namazini kilmak için abdest almaya calişiyorum. ve muslugu bolca actim, ve su hizli ve bol akiyorki, hizli su ile, hizli abdest alabileyim, yoksa yavaş yavaş akan su ile, ancak yavaş abdest alinabilir. ve abdesti aldim, ve tam ayaklarimi yikayacagim, Michael isimli bir iş arkdaşimda, işi paydos etmiş, evine gidecek, giyincek elini yüzünü yikiyor diger lavoboda. ve benim abdest aldigimi ve suyuda öyle cok actigimi görünce dediki: "Bütün Yollar Viyanaya cikar "dedi. Yani bence diyorki "ne acele ediyon böyle suyuda sona acipda, hepimizin yolu Allaha gidiyor" diyecek yani, Hz. Mikail aleyhissellam, onun dilinden bana sesleniyor. Mesala şimdi baban para verdi, ve kahvalti için git ekmek peynir al gel diye. ve gittin aldin geldin ve annen kahvalti hazirladi, cay, peynir, ekmek, recel neyse yedin kahvaltini. ve Baban sonunda elhamdülillah dedi Rabbine şükretti, sende dedin ve Allaha teşekkür etmiş oldun. peki burada Babanin hakki nerede, o parayi Baban verdi, baban nerden kazandi verdi, calişdi yoruldu kazandi geldi o paradan verdi, peki babana kim verdi, onu patronu, onun patronuna kim verdi, neyse bu devam edip gidiyor,.... ve sonra Annen hizmet etdi sofra hazirladi, ve sen yine ekmegi cignedinde yuttun, böldünde yuttun, dişlerin hizmet etdi, yine ekmek dilimlemek için Annen bicak kullandi, o bicak nerden geldi, pazardan, pazara nerden geldi, bir bicak yapicidan, bicak yapici, o bicagi yaptigi demiri nerden aldi, bir celik fabrikasindan,ve orda ve ordan ötede yine binlerce insan hizmet ettimi? ettiki, ve sen bunlarin (Bu Hizmeti gecenlerin) hepsine teşekkür etmek için, sadece elhamdülillah dedin, ve islamda bu yeterliymiş. öyleyse, senin bir elhamdün, öyle olmaliki, bu hizmeti gecen bütüüüün, Hizmeti gecen ve Allahin tecceliyatgahlari olan, insan, bitki, hayvan ve maddelere teşekkür etmenmiş. ve öyle insanlar varki, bu kadar hizmetli onun için hizmet etmişken, o elhamdüyüde söylemiyor. ve dost tv deki hocanin birisi diyorki: evet ekmegin yapilmasinda ahmet, mehmet, bilmem ciftci bilmem ne amca vesile amma, hepsinden öte yukardaki güneşi üstümüze dogdurup, o bitkileri yetiştiren Allah en üstünü diyor, o zaman sen aradakileri cikar, ve sadece Allaha şükret diyor. ve bunu söylemesindeki gayesi, gecenki vaazda bahsettgimiz: Sabancida, Allahin Rezzak ismi sakli oldugunu ve onun icine Allah, Rezzak olan Allah ruhu üfledigini , sakladigini, ve onun eli ile, bazilarinin riziklandirildigini yazdik, ve buna itiraz edip diyorki: sabanci nerden zengin oldu, olurmu öyle şey, Rezzak Allahdir sadece demeye kalkiyor. ve diyorki o cocuk için Allah ekmek ve sütten ziyade, oksijen, su ve güneş yani, işik yaratiyor. onlarda rizik degilmi öylese, Allah herkesi rizkiyle gönderiyor , onunn yiyecgi olcak olan bitkiler güneş hava olmasa nasil yetişcek , o yüzden burada Allahin hakki en üsttedir tabiki demeye getiriyor. iyide kardeşim Mikail aleyhisselam, evet senin dedigin gibi bütün yollar viyanaya cikar, yani her şey yaradani gösteren bir şehadet parmagi gibidir, amma görenlere. ve fakat Rabbim Teala Cicegin özüne bal saklamiş, ve o bali senin yemen için ARI halketmiş, ve arilar binlerce kilometre katedip cani pahasina bal topluyor, ve sen onun hissesini bile ayirmadan, bütün kovani alip geciyon, birde bunlar anzer bali diyon, o arilain hakkini nerde ödemeyi düşünüyon, o ciceklerin özündeki bal olan yani o arilarin lokmasini bitiren, bitkilerin hakkini nerde ödemeyi düşünüyorsun, ve onlari bitiren topragin hakkini nerde ödemeyi düşünüyorsun, Bitkilerinm yeşermesi için, topragi islatan rahmet yagmurlarinin, bulutlarin hakkini nerde ödemeyi düşünüyorsun, yine bitki filizlenince cicek actiran, güneşin hakkini nerde ödemeyi düşnüyorsun. ve bunlarin hepsi sana meleke olmuş, hic itiraz etmeden, yorulmadan usanmadan, hizmet eden, melekler grubu, melekler ordusu degilde ne. yine balin icindeki maddeler canli, ve onlar senin bedeninde hizmet ile görevli, melekler ordusu degilde ne, kainatin haritasi insan bedeniyse, o zaman melekler de bu bedende olmali degilmi, o zaman, melek ne? peygamber ne? kitap ne? işde kalsiyum maddesi senin hizmetindeki melekler ordusundan birisi, yine C vitamini hizmetli melekler grubundan birisi . ve sen diyemezsinki, bu balin bana gelmesinde benim hakkim cok gitdim, pazardan aldim geldim, yahut arinin hakki cok, veya ciceklerin hakki cok. yahut o carşidan aldigin ekmegin bana gelmesinde, benim hakkim daha cok, cünkü ben gittim aldim geldim, yahutta babamin hakki cok, para verdi, yahuttda annemin hakki cok, o sofra kurdu diyemezsin. cünkü aynen senin kulaginmi senin için önemli, gözünmü, dudaginmi, dişinmi, kolunmu, elinmi? eger bunlardan birisi önemsizse senin için, onu kesip alalim dersek, veririmisin hic birini, hicbirini bize vermeyecegin ortada, hepsi önemli degilmi? o zaman sen Allah dedin, elhamdülillah dedinde, aradakileri sildin attin, olmazki, baban bir teşekkür, yahutta en azindan kendine saygi duyulmasini istemezmi? yine mesela baban sana harcligi, babana iyi evlatlik ettiginde ve terbiyeli ve ona saygli oldukca daha ziyade verir, ve sen ona edebsizlik etsende, onla,r babandir anandir, yine acir verir, amma ziyadesi ile degil, belki ihtiyacin kadar veriri o zaman degilmi, ve işde cenabi mevla bu yüzden, aynen babana teşekkür etmen gibi, ve hizmeti gecenlere teşekkür etmeni أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم وَإِذْ تَأَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِن شَكَرْتُمْ لأَزِيدَنَّكُمْ وَلَئِن كَفَرْتُمْ إِنَّ عَذَابِي لَشَدِيدٌ Sadakallahul aziym ibrahim suresi 7 Okunuşu : Ve iz teezzene rabbukum le in şekertum le ezîdennekum ve le in kefertum inne azâbî le şedîd Sadakallahul aziym ibrahim suresi 7 Meali: Rabbiniz: 'Şükrederseniz and olsun ki, size karşılığını artıracağım; nankörlük ederseniz bilin ki azabım pek çetindir' diye bildirmişti. Sadakallahul aziym ibrahim suresi 7 bu ayette bildirilmiş oldu ki, hic firmada sorun cikaran birini patron caliştirirmi, ve bir gün kovar gecer degilmi, öyleyse senin patrona saygili olman, yine arilara, ineklere, kedilere, köpeklere bitkilere saygili olup, onlarin hakkini gözetmen, onlara karşi fiiili bir teşekkürdür. yine aşereyi mübeşşereye dikkat edip,onlarin cibilliyati olan bitkileri, ciğ yemen, pişirmemen, onlara karşi hem saygi, hem teşekkür, hemde sendeki Allahin ruhundan olan parcana, saygi duyman demekdir. bedenini sagliklli beslemen, o sendeki ruhu gözetmen olmuş olmazmi. sendekini gözettigin kadar, komşunu, akrabalarini, arkadaşlarini, hemşehrilerini gözetmen, yine onlardaki cenabi mevlanin sakladigi ruhlarini gözetmen demek olmazmi. ve yine onlara saygi demek ilede, yine Fiili elhamdü ile, onlara hizmet eden binlerce maddeler halindeki, melekler ordusuna teşekkürü gerektirmezmi. mahellenin cöpünü, cöpcüler bir ay almasa, paranlada olsa almayiverseler, mahalle kokar, heryeri mikrop kaplamazmi, sonunda hasta olmaniza sebeb olmazmi. öyleyse cöpcüler bize teşekkür etmedi diye, o hafta gelmeseler, başin nasil büyük bir belaya girer degilmi. ve sen bir defa Elhamdüyü unutsan, bu binlerce melek ve insan ordusuna, ve onlardaki "nefahata ruh" olan rabbimize teşekkürü unutmuş olmazmisin, ve her gördügünü, aldigini, tuttugunu, yedigini, ictigini, Rabbimizin koydugu yasalarina ve kurallarina uygun şekilde kullanman, onlara zulum etmemen, senin benim birinci vazifemiz. ve bizler etrafimizdaki hayvanlara bitkilere Dogaya saygi duyarak, onlarin hizmetini severek yapmalarina sebeb oluruz. Nitekim japon bilim adamlarinin, su üstünde yaptiklari deneyde oldugu gibi, su molekülleri iyi sözlerden ve kurandan, iyi etkilendikleri, ve kötü sözdende kötü etkilendikleri kanitlandi. ve hal böyle olunca onlar hepsi birer canli melek ordusu. ve melekler: senin onlara muamelen gibi, sana ya iyi yada, yaratilişlari geregi zulum verebilir. ve eger, hz. ömer, kendisinin düşmanlarini zehirlemesi için ona hediye olarak zehir getiren, bir ehli kitabin verdiği, zulumet veren bir zehiri icip, benim nefsimden büyük düşmanim yok diyerek, onu hayra ceviriyorsa, ve o zehir onu zehirleyemiyorsa, senin imanin, elbet bütün meleklerinde, seni sevmesine, ve onlarin sana zulmetmemesine sebeb olur. ve sen kendi yaptigin kötü fiillerinle, ya bu hayvan ve bitkileri zulmete döndürürsün, yada imanin ve hayrili amellerinle, hayra cevirebilirsin. yine başka bir mesele ve hocanin biri diyorki, burc murc yokdur diyor: Cevap: Burc demek kalenin en yüksek yerlerine konmuş olan, kalenin güvenligini saglamak için yapilmiş olan, yerlere verilen isimdir. ve sen kainatin haritasini taşiyorsun, ve senin bedeninin iki burcu, iki omuzun, ve iki omzunda iki melek var, ve onlara kiramen katibin deniliyor, ve yine ardindan önünden giden meleklerin var, hafaza melekleri deniyor onlara. öylese senin burclarini bekliyen melekler varmi var, iki omzun iki burcun, yine kafan en yüksek gözetleme tepesi degilmi? ve bu iki sagindaki solundaki melek işde, senin sag elin ve sol elin. ve sag elindede, sol elindede Allah yazar, ve sen onlari sallayarak yürüdükce, etrafindaki şeytanlari cinleri kovalarlar. ve yine ardinda ve önünde, yine gögüs kafesinde yine aynen, önden bakinca kollarinla birlikte Allah yazar. Ayakalrinlada aşagi dogru Allah yazar. yine tekbir alirken, yine ellerin sag dan gelceklere karşi saga dogru, sol elinde soldan gelcek şeytanlara karşi sola dogru "Allah" yazip, yine öne dogruda iki eliinle birlikte ortada kafan büyük "Allah" yazar, yani namazda her hareketin "Allah" yazarak hereket eder, yani şeytanlari ve kafir cinleri kovalar. ve secdede ise yanlardan "muhammed" yazar ve biri sagda biri solda olmak üzre bir ters bir düz "muhammed" yazar. yine tahiyattada yanlardan "muhammed" yazar. hani kiraman katibiyn, ve hafaza melekleri nerdeymiş o zaman, anladinmi! ve eller insanda simetri halindedir, ve yani şahid ve meşhud halinde, ve senin bedeninin ilk cocuk olarak yartilmasi için, annen ve baban ekmek peynir elma armut ,.. yedide senin tohumun onlardan halkoldu, ve sonra cocuk olarak yaratilman için yine, annenin yedikleri sende ilk hücrelerin oldu. ve Allah sana hangi cibilliyati sakladi ise, senin annen baban seni ne olarak kazandilar ise, en son kemalatlari ne olduysa, sen ondansin, ve temiz yediyse temizsin, pis yediyse pissin, ve besmele cekdi yediyse, imanli, allah, kitap bilen, yok cekmediyseve mundar hinzir yediyse birde , belkide bir ateistsin. ve senin annenin o yedigi elmanin armutun bir mevsimi var degilmi? armutun mevsimi sonbhaar mesela. ve bizde kuzey yarimkürede biz sonbahar diye "elyül, ekim, kasim" a diyoruz, oysaki güney yarimkürede ise sonbahar "mart, nisan, mayis" aylarinda, ve hal böyle olunca işde, Rabbimizin Buruc suresindeki, burclar şahid ve meşhud burclar olarak ikiye ayrilir buyurdugu yer. ve senin cibilliyatin ve yildizin eger güney yarimkürede ise, ve sana Allah, armutluk verdiyse, senin dogacagin mevsimin belli güney yarimkürede sonbahar " mart nisan mayis" aylarinda. ve armnut en iyi ne ile yenir, yani rabbimiz sonbahar meyvalari olarak neyi yarattiysa, onlarla yenir. ve onun şahidide bunlardikr ve meşhuda karşi mevsim olan "eylül ekim kasim" meyvalarida bunlardir. ve onunla anlaşabilcek burclarda onlardir. ve yani bakkala gitdin ciklet alcan, bakkal amca dedi ciklet 50 kuruş, ve sen elli kuruş verirsen karşiliginda ciklet alcan, yani senin burcun iki elin gibi simetri gösterir, ve ve eşin karin veya kocan senin elmanin iki yarisi gibi, ikinci yarin gibi seni tamamlasin istiyorsan, para karşiliginda ciklet aldigin gibi, seninki armutsa senin karşiligin, yani armut eylülde eriyorsa eylülün ilkbahardaki tam karşi istikamette durani yani, iki kol iki el gibi onun simetrisinde durani, yani marttaki ilk meyva olabilir.senin insan olmadan önceki halin bir meyvada sakli, yine bir otta sakli, yine onu yiyen bir hayvan cibilliyatin var, ARI isen bal arisi, her cicegen bile bir mevsimi var degilmi? ve hal böyle olunca insanlar, cibilliyat cibillliyat dogarlar, ve buna işde burc ilmi denilir. burclar vardir ve hakdir. ve hatta senin iki melegin, elin kolun ve elindeki o Allah yazan yerin, yani maneviyattaki melegin olcak olan, melek halin var, onlar dahi,, iki simetri halinde, biri digerinin tam tersi gibi, şahid ve meşhud halinde. ve bedenin bu iki kolu yapmak için kullandigi maddeler, yine senin annenin en saf meddeleri degilmi, ve onlarinda: ben kol olcan, ben el olcan, ben tirnak olcan, diye bilmesi, nasil bir ilim sanirsin. ve senin annenin babanin iyi amelleri, onlarin gidecek olduklari yeri tayin ediyor işde, ve onun taati ibadeti, senin ruhunu ve hislerini oluşturuyor, annenden merhamet babandan kuvvet gadab ve şefkat kuvveni aliyorsun. ve cennet neresi? cehennem neresi? egeer sen demir cok alip, demir gibi egilmez, bükülmez, secde etmez kibirli biri oldunsa, sen ölünce, senin bedenini oluşturan o demirler, dibe cöke cöke dünyanin magmasina kadar iner, ve eger kibirlide olsan, imanliydinsa sen, magmada yanar, sonra muhammedin dedigi gbi "icinde hardal tanesi kadar kibir olan, cehennemde o kibiri yanmadikca, cennete giremez" buyurdu. ve magmada yandin ve sonra bir yanardag püskürdü ve cehhennemden lav ve kül olarak cikdin, ve sonra ya kükürt oldun, ve senin kükürtünüde alip gitdiler, isparta üzümlerini kuruturken, ari yemesin diye kurutma ilaci olarak kullandilar. ve artik bir işe yaradin, ve sonra yine kuru üzümdeki kalan o kükürt tanecikleri olarak, kuru üzüm yiyenlere gecdin, ve kainati alemin haritasi insan bedenine, yani cennete ulaşdin Allah "gir kularimin icine gir cennetime demiyormu" kuranda. o zaman insan bedeni bir nevi cennet, ve cennetden de öte ise, senin yeniden haşrolman, yeniden toplanip dogmak için, o bedende tohum yani meni olman. ve demir gibi olmayan hafif maddeler ve iyi maddeler dibe magmaya inmez, ve onlari bitkiler yiyip tekar hayat verirler. ve ve o bitkileride insanlar yerler, öyleyse hz ibrahimin iyi maddeleri, yine hayat bulup yeni ibarahimler olmakda. yine senin iyi amellerin, senin yeni dogacagin haşrolacagin toplanacagin beden olan, baban ve annene dogru götüren yolundur, yani Tasavvufdaki "seyri sülükundur". ve o anne baba senin cibilliyatin olan maddelerini, sevip alip yemeleri onlara gaip degil, onlar şu elma güzel, bu armut tatli diye yediler, ve fakat sana mechul, cünkü sen hangi armuta gitdin tatlimisin, ekşimisin, sana mechul, ve fakat anlaki: sen tatli ameller işledinse, sen belki tatli bir elma, yemsel bir meva, yok aci ve zalim işler tuttunsa, zakkum agaci olursun. أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم اَللّٰھُمَّ احْشُرْنَا فِي زُمْرَةِ الصَّالِحِينَ Allahümmehşürna fi zümretis salihin. Allahim, bizleri: haşrolcagimiz yeniden toplanacagimiz, yani bir bedende yeniden meni olcagimiz, sonrada cocuk olcagimiz zaman, Bizleri Salihler zümresinde, yani Salih Kullarinin icinde topla, haşreyle. Amiyn وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ Elfatiha maassalavat. Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca Schrems, 24 Mart 2015 Salı Original Kar © glan |