![]() |
Zahir Alem ve Batın Alem - Görünen Görünmeyen - iç Dış (Kar©glanin 08.07.2015 Vaazi) - Baskı Önizleme +- Tunca-Forum (https://tunca-forum.com) +-- Forum: TASAVVUFİ VAAZLAR DİNİ SOHBETLER (https://tunca-forum.com/forumdisplay.php?fid=9) +--- Forum: Başağaçlı Raşit Tunca - Karoglan Hocanın Tasavvuf Sohbetleri Arşivi (https://tunca-forum.com/forumdisplay.php?fid=209) +---- Forum: 2015 Tasavvuf Sohbetleri Arşivi (https://tunca-forum.com/forumdisplay.php?fid=213) +---- Konu Başlığı: Zahir Alem ve Batın Alem - Görünen Görünmeyen - iç Dış (Kar©glanin 08.07.2015 Vaazi) (/showthread.php?tid=376) |
Zahir Alem ve Batın Alem - Görünen Görünmeyen - iç Dış (Kar©glanin 08.07.2015 Vaazi) - RasitTunca - 06-02-2018 Zahir Alem ve Batın Alem - Görünen Görünmeyen - iç Dış (Kar©glanin 08.07.2015 Vaazi) 6 Şevval 2015 Çarşamba أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم لاَّ تُدْرِكُهُ الأَبْصَارُ وَهُوَ يُدْرِكُ الأَبْصَارَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ قَدْ جَاءكُم بَصَآئِرُ مِن رَّبِّكُمْ فَمَنْ أَبْصَرَ فَلِنَفْسِهِ وَمَنْ عَمِيَ فَعَلَيْهَا وَمَا أَنَاْ عَلَيْكُم بِحَفِيظٍ ---oOo--- هُوَ الْأَوَّلُ وَالْآخِرُ وَالظَّاهِرُ وَالْبَاطِنُ وَهُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ Sadakallahul Aziym Enam Suresi 103 - 104 ve Hadid Suresi 3 Euzubillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmenirrahim Lâ tudrikuhul ebsâru ve huve yudrikul ebsâr(ebsâra) ve huvel lâtîful habîr. Kad câekum basâiru min rabbikum fe men ebsara fe li nefsihi ve men amiye fe aleyhâ, ve mâ ene aleykum bi hafîz. ---oOo--- Huvel evvelu vel âhiru vez zâhiru vel bâtın(bâtınu), ve huve bi kulli şey’in alîm Sadakallahul Aziym Enam Suresi 103 - 104 ve Hadid Suresi 3 Meali: Euzubillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmenirrahim Onlar Gönül gözü ile bakmasini bilmezler.Gönül gözleri algilamaz, oysaki o sizlere basire ile bakar, yani gönlünüze bakar, icinizde ne olup bitiyor diye. O nun, o bakişi cok hassas, ve ince bir bakişdirki, onunla herşeyden haberdar oluverir. ben sizlerin basiretlerinize bekci degilim,i kimin gönlüne rabbinbden bir bilgi gelirde onu anlarsa o nu tutarsa onun gönül gözü calişir işler, kimede nefsinden,yani beden gözünden bir bilgi gelirde, onu anlar tutarsa, oda zahiri gözüyle bakanin görmesidir. ---oOo--- O hem baştadir , hemde sondadir - Hem görünenlerdir, hemde görülmeyenlerdir, o her bilgiye sahiptir, yani bilgi ona dogru, her şey ile, yani her yoldan akar gelir. Sadakallahul Aziym Enam Suresi 103 - 104 ve Hadid Suresi 3 ---OOo--- Allahümme Salli Ala Seyyidina Muhammedin ve Ala elihi Vesahbihi ve Selleme , Ve Sallu Ala Seyyidina Cemi il Enbiya i vel Murselun, Ve Sallu Ala Seyyidina Cemi il Melaiketul Mukarrebun. Velhamdülillahi Rabbel Alemin Yolculugumuza başliyoruz : Basiret: kavrama yeteneğidir, vukuf kazanmak, olay ve nesneleri anlayıp kavramak, vukufiyet kesbetmektir. Basiret bilmek anlamına da gelir. Yani kalp gözü veya, gönül gözü ile bilmekdir. Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular: Müminin ferasetinden sakının, çünkü o Allah-u taalanın nuruyla bakmakta ve Hak taalanın inayetiyle konuşmaktadır. (Tirmizi, Tefsiru’l-Kur’an, 16, Suyûtî, el-Câmiu’s Sağir, 1, 24) ---oOo--- Hz. Ali (r.a.) buyurmuştur: Her kim Hak Teâlâ’yı çokça yâd eder ve anarsa “basiret” melekesini elde eder. Yine Hz. Ali (r.a.) buyurmuştur: Basiret sahibi, duyduğunda düşünen; baktığında (hakikatleri) gören ve ibretlerden öğüt alan kimsedir. [attachment=59652] Kainati alemin haritasi insan bedeninde görünenler yani zahir olnlar: el, kol, göz, kulak, veya elma, armut, kedi, köpek, inek, dana, demir, aluminyum gibi zahiren gördüklerimiz vardir. birde bedenimizin icindeki akyuvar, alyuvar, hücreler, sperma, sinirlerimiz neronlarimiz, ve bunlari oluşturan elementlerimiz, ve o elementlerin bize gecmesini saglayan, yine elma, armut, bugday ,.. v.s. gibi yiycek iceklerimiz vardir. yine onlari ayriştiran su vardir, ve bunlar hepsi canlidir, elimiz canli oldugu kadar, akyuvarmizda canlidir, duyar, dinler, konuşur, ölür, öldürür, nefes alir, yer, icer. ve bize bir element lazim olunca, bedendekiler onu sana haber verirler, ve sen sanirsinki mesela canim dondurma cekdi, halbuki o sana dogru yolcuk etmekde olan, dondurmanin icindeki maddelerden haberdardir onlar, ve senin, "o senin rizkin" diye ayrilmiş olan dondurmaya dogru gidip onu bedenine alman için sana istek yollarlar. "Canim dondurma cekdi" sinyali ve bu sinyal barizdir, ve sen batinindan bir sinyal almiş olursun, ve onlari duymuş olursun, yani onlar haberleşirler de . yine "karnim acikdi" yahut "çişim geldi" yahut " başim agriyor" gibi bariz sinxyalleri herkes duyabilir haberdardir. Fakat Hz Alinin dedigi: "Her kim Hak Teâlâ’yı çokça yâd eder ve anarsa “basiret” melekesini elde eder." hikmeti ise özel gayret sonucu elde edilen melekelerini ve batinini duyma, gönlü ile irtibate gecme, melekeleri ile irtibata gecme, ne olup bitiyor onlardan haberdar olmak için, işde cokca hakki zikredip Allahdan gafil kalmamaya, ve böylece hangi zikir ile meşgul isen, o zikrin melekleri seninle iritbata gecmeye başlar. amma bunlardan sorumlu şeytan ve cinlerde vardir. dikkat edilmesi gereken, o gelen sözlerin ilhamlarin, şeriata kuran ve sünnete aykiri olup olmadigidir. bazen olurki Hz ibrahime gelen " hadi oglunu kes" gibi akla mantiga ve dine diyanete uymayan imtihanlarda olabilir. amma işde insan basiret kazaninca, olayin başka boyutlarinida bilip, duymaya başlar, ve böylece o görünürde, yani zahirde şeriata aykiri olan bir mesele, aslinda batinda farz hükmünde olabilir. ve bu batin alemi insan bednindeki hücreler oldgu gibi elmanin da elementleri ve elmenttekide elketron neutraon protonlar onun altinbdaki spinler olabilir heps canli ve ve ilim sahibidirler. ve bunlarin hepsi batindir. ve onlarin cokca birleşip oluştruklari cisim ve maddeler bir beden ve zahir sahibi olurlar. yani görünür olurlar. ve işde birinci cevher burda kalp yani gönül denilir ve cevheri sag memenin 4 parmak altinda bulunur insan kalp ve gönül melekelerini duymaya başlayinca, onun haberleşme cihazi "kalp veya gönül gözüdür." ondan bir üst cevher "ruhdur" ve onun cevheride bedende sol memenin 4 parmak altindadir. ve insan önce birinci sesi duyar sonra ondanda latif olanlarin sesini duymaya başlar, yani element ve molekülleri duymaya başlar, sonra bir üst cevher ise, ondanda üstün ve latif varliklarin sesi, ve oda "SIR" cevheri ile duyulur ve SIR cevheride sag memenin dört parmak üstündedir. ve elementleri duyabilen(demir, kalsiyum,sodyum gibi), ve zikirederk ve taat ve ibadetlerle Allahdan gafil olmayan mümin kul, dahada ileri derecede olan, bu sefer atomlari duymaya başlar. ve onada "Hafa" cevheri denilir. onun ceveheride sol memenin 4 parmak üstündedir. ondanda latfi varliklari dumya başlayan mümin günün ücte birini allah ve peygamberini melkrinie bilrek gecirdigi zman sonrasi yani en az sekiz ssat allahdan gafil olmayan bir mümin bu sefer quantum denilen atom alti parcaciklari duymaya başlar, cinlerde burdan itibaren başlayan varliklardir işde ve onada "Ahfa" cevheri denilir ve yeri girtlagin altindaki hormon kelebeginin oldugu yerdedir. yani bir nevi hormon düzenleyicisinin sesidir yani. gaz halindedir onun salgisi ve bedendeki gazlar halinde dir onlar, latif varliklardir ve cinler ve şeytan ise afedesiniz bu hormon ve gazlarin afedesiniz "osuruk" olani halindekidir. ondanda üstün olan cevher "nefs veya can cevheridir" ona nefs denir ve "canim cekdi" sinyali işde o nefis cevherinin sesidir. onun sinlyalleri bedenin hayat enerjisini ve canliligi korumak ile görevlidir. o yüzden işde aş erme ve benzeri sinyallerin hepsi onun hayat enrjisi için gerekli olanlarin sinyalleridir. hal böyle olunca latif varlilklar vardir, ve onlari bügün atomu parcalayanlar buldu, ve fakat nasil bir hareket ettiklerini anlayamadilar henüz, ve latif varliklar dahi, düşünüp karar veren ve birbiriyle haberleşen canlilardir. yeni duydugum bir mevlevi adeti var mevleviler elbisesini cikarinca, öper öyle asarmiş, yine giyecegi zaman, öper öyle giyermiş. ve buna niyaz derlermiş, yani herşeyin canli oldugunu anlama felsefesi, ve onlarinda sevgi ile güzelleştigi, ve kötülük ve zulum ilede, hasta veya kötü olduklari, japon bilim adamlarinca, su ile yapilan deney ile tesbit edilmişdir. ve bu niyaz adeti bardaga, canaga, elbiseye yani cansiz sayilanlarada sevgi ile muamele etmesini, onlarin cansiz degil, canli olduklarini bildigini onlara söylemek manasinda oldugudur. ve bazi mevleviler yapar amma, nedenini bilmez. Halbuki "tatli dil..." hikayesi gibi "sevgi" onlarinda seninle irtibatta kalmasina sebeb olur yani. ve elementler toprakdan yaprak olur cikar, sonra dometes olur, biber olur, elma olur, armut olur ve onlar ile bir bedene girerler ve bedende bir aza veya enerjiye döner. ve bdenden can cikinca ve vefat edince tahliye olup cürüyen bedenden tekrar topraga karişirlar ve dünyamizin topragi ve elementleri devir daim olup degişmedigi artmadigi eksilmedigi gibi ancak su haric ve böylece devir daim edeer ve hal böyle olunca tenasuh veya reenkarnasyon manasinda bir dönüş olmasada o topraga dönen elementler bir başka ademin dikdigi tohum ile filiz veren agac veya fide olup yeniden can kazanirlar ve sonra yine bir başka bedende can ve hayat olurlar ve o elementler eger iyi hal ile yaşadyisa iyi bedene yol bulurlar yoksa cehhenemlikse dünyanin dibin e yol alip magmada veya başka yöntemlerle yanip cehennemi tadarlar ve cehennemi tadmadan cennete girmezler hükmü aynen bugdayin cileler ile ekilip bicildekden sonra bir bedende can olmasi için un olup yogrulur sonra firinda pişirilip cehennemi tadarlar ve sonrada eger yanmadilar ise bir bedene rizik ve lokma olurp girerler ve fecr suresinde gecen أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم يَا أَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُ ارْجِعِي إِلَى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَّرْضِيَّةً فَادْخُلِي فِي عِبَادِي وَادْخُلِي جَنَّتِي Esteuzubillah Yâ eyyetuhân nefsul mutmainneh.İrciî ilâ rabbiki râdıyeten mardıyyeten. Fedhulî fî ibâdî.Vedhulî cennetî. Sadakallahul Aziym Fecr Suresi 27 - 28 - 29 - 30 Meali : Esteuzubillah Ey mutmain olan nefs! Rabbine dön Yani o sana beden olcak, Rabbimizin suretindeki, bedenin olcak insana dogru (Allah’tan) razı olarak ve Allah’ın rızasını kazanmış olarak dön . yani o kulun istegi dogrultusunda ona dogru yolculuk et. Burdaki Fedhulî fî ibâdî. ayetini senelerdir ahmak hocalar gir kullarimin arasina diye meal verdiler, tefsir ettiler. nerde burda "arasina" kelimesi ahmak hocalar "fi" icine demekdir. elma armutu aramizda dolaştirmaya mi alip geliyoruz pazardan, yoksa yiyip icimize almak icinmi? neymiş "gir kullarimin arasina" degil "gir kullarimin içine" demekdir, o ayet .ve elma armut icimize girince ve böylece "cennetime gir" ayetine mazhar olur yani batin alemi bir nevi cennetdir. ve Böyle olunca dünya devir daim eder, dünkü musa parcalari, bugün başka başka yerlerde yine başka musalar olarak beden bulmakda, isada yine kuranda gecdigi üzre vefat ettirilimiş ve "teveffeyte" diyor isa efendimiz. bizzat rabbimizle mulakat bile etmiş ve diyor "sen beni vefat" ettirdin dönememde artik onlari düzeltmek için, sen eger onlari affedersen afedersin , yoksa,.." diyor ve o dahi şimdi en özel hali ile Hz mehdide, hem muhammed ve, hem isa olarak can bulmuşdur. ve hergün binlerce hücremiz ölür ve yerlere, gezdigmiz, gittigimiz geldigimiz yerlere dökülür. ve böylece yeryüzüne dagilmiş oluruz . ve daha sonra o mesela dökülen raşid hücreleri eger rabbimizin dön emrine mazhar olursa yeniden raşid olcagi, bir başka raşid annesi babasi olcak bedene yolculuk eder, ordanda gecip raşid bebesi olunca, yine raşid parcalari yine ona(o bebeye) dogru rizik yiyecek giyecek olarak yolculuk edip, onun cennetine dahil olurlar. yani eger cehenemlikse ve zebanilere maruz kalcaksa, işde zulum gören biri olrak hayat kazanirlar, ve hangi azaba dücar olcaksa, hangi hayvan cibiliyatinin ahlakini yaşadiysa, o hayvan olarak can bulur mesela dünyada. dünya dünya para pul diye koşdurduysa, ya bir karga olup 500 sene, yaşamak için birkac lokma aramakla gecen, bir ceza ömür verilir. yaz kiş ev yok bark yok sogukda dişarda bir lokmaya muhtac olup, paranin pulun önemli olmadigi sana ögretilir, ve cehennemin o olur. Dün bir cilek yedim afedesiniz cilekden eşek kokusu geliyor, yani eski hali bir eşek olan beden yeni halinde ölüp eşşek cennetini boylayinca, bu sefer yagmurlar onu kaldirmiş, nerenin eşegiyse gelmiş benim bahcedeki cilek bitkisine su yolu ile girmiş, amma hala eşek hala eşek. ve eşek kokan cilek olmuş, agzima aldim hemen geri tükürdüm. halbuki cilek güzel kokar amma eşşek ter kokar..... ---oOo--- ve daha önceki vaazlarda receb gördüm, hidirellez gördüm, hilal gördüm dedik, ve hilal cebeci gördüm ramazanin birini bildim dedim, ve rabbim bize ramazanin bittigini nasil haber vercek bekleyelim görelim demişdim. ve ben size bu yolun kapisini gösterdim ve aynen cebrailin sidreye kadar gidip ordan öteye ben gecemem burdan öteye, artik kendin gideceksin dedigi gibi, burdan ötesine mehdi askerleri kendi gitmesi gerekiyordu. ve rabbimin bana mucizeleri devam ediyordu ve ben 2 Temmuz günü "Bayram" ismili bir adam gördüm, ben dahi önce tereddüt ettim bunu birileri oynuyor olabilir dedim ve bekledim taa ikindi vaktine kadar, rabbime niyaz etdim "rabbim bu gün madem bayram, bana başka alametde göster" diye amma kuş insanin başina bir kere sicarmiş kovalarsan babayi alirsin, başka alamet gelmedi bir daha, ve ben bayram günü oruc tutmak haramdir hükmü geregi 2 temmuz ikindi vakti orucu bozup bayram etdim. ve benim hesap ile 2 gün vardi bayrama amma, Rabbim, birilerini vesile edip iki gün önce bayram gösterdi , şayet hilal görseydik demek olcakdi ertesi gün bayram demek olcakdi, bir bayram daha görseydim o zaman ogün cifte bayramli hem cuma hem bayram olmasi lazimdi, oda olmadi cünkü perşembeydi o gün, ve ben sizlere haber vermedim, herkes sidretül müntehadan kendi gececek artik, ben kapiyi gösterdim, vebal benden gitdi, ve bugün 6 Şevval 2015 Çarşamba. ve sizler hepiniz bayram günü oruc tutup haram işleyenler oldunuz. Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular: ”Bizden önceki ümmetler yaşanabilecek her şeyi yaşadı, benim ümmetime sadece onlara bakıp ibret almak kaldı” Bir ümmet için bundan daha büyük bir lütf-û kerem olabilir mi ? Bunca rahmet içersinde bile bizden önceki ümmetlerin hallerinden ibret almaz, gidip aynı çukura düşersek, o zamanda “Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu ?” âyeti tecelli eder. Rabbimiz Buyuruyor “ Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu ? Ancak gönül ve akıl sahipleri düşünüp ibret alır” ( Zummer 9 ) Peygamber Efendimiz kendi ümmeti için “Ümmet-i merhûme” diye buyurmuştur. Yâni merhamet edilmiş ümmet. Ey Ümmet-i merhûme Uyanin artik, Kuranda gecen butün tarihi kissalar, masal dinlemek ve uyuklamak için degil, eskilerden ders almak icindir, ve büyük kuran kainat kitabi ise, bize bizatihi bunlarin canlisini gösterip ögretmekde . Rabbim, Mehdi ve cemaatini, onlardan ve olanlardan ders alip, cehenneme ve çukura düşmeyenlerden eylesin. Amiyn Elfatiha maassalavat. ---oOo--- وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve etûbu ileyk. --OoO-- Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca Schrems, 08 Haziran 2015 Çarşamba Original Kar © glan |